PİRHA- İHD Mersin Şube Başkanı Hakkı Demir, 2021 yılının her alanda hak ihlallerinin arttığı bir yıl olduğunun altını çizerek, “Bizler eğer bir şeyleri etkilemeye, değiştirmeye, dönüştürmeye dönük bir çaba içinde olursak 2022 yılı daha güzel bir yıl olabilir” dedi.
2021 yılı insan hak ihlallerinin yaşandığı bir yıl oldu. Ekonomik krizin derinleştiği bir yıl geride kalırken, yeni yılda da benzer bir tablonun devam edeceği belirtiliyor. 2021 yılını ve 2022 yılına dair beklentileri İnsan Hakları Derneği (İHD) Mersin Şube Başkanı Hakkı Demir’e sorduk.
PİRHA: 2021 yılı insan hakları açısından nasıl geçti?
İnsan hakları savunucuları ve diğer belki iyimser insanlar her yeni bir yıla başladıklarında daha bir umutla başlamak isterler, temel hak ve özgürlükler alanında olumlu gelişmeler umut ederler ama ne yazık ki 2021 yılı 2020 yılını aratır dersek çok yanlış yapmış olmayız. Çünkü hem cezaevlerinde hem cezaevleri dışında birçok engellemeyle, birçok yasakla, birçok baskıyla karşılaşıldı. İnsanlar duygularını, düşüncelerini herhangi bir olaya ilişkin tepkilerini İfade etme noktasında sokağa çıkmak istediklerinde mutlaka bir engelleme ile karşılaştılar.
Ülkeyi yöneten iktidarın sürekli ötekileştirici ve kutuplaştırıcı dili bu yılda insanları bir hayli gerdi. Nefret dilinden kaynaklı katliamlar yaşandı. Halkların Demokratik Partisi (HDP) İzmir İl binasında bir çalışan kadın öldürüldü, öldüren kişi de kısa süre içinde mahkemeye sevk edilmesi de başka bir soru işaretiydi. Bir medya paylaşımından dolayı insanlar gözaltında bazen sekiz güne kadar çıkarılabiliyor ama herkesin gözü önünde teamülden, üstelik planlayarak cinayet işlemiş katil bir günde mahkemeye çıkartıldı.
Onun gibi Konya’daki olayı hatırlarsak yine bir sürü ihmaller zincirinin aslında bir sonucuydu o katliam. Her ikisi de göz yummaydı ve o göz yummanın üzerinden Türkiye’de insanlara korku salmaydı.
“İYİMSER OLABİLECEĞİMİZ HERHANGİ BİR EMARE GÖREMİYORUM”
-Cezaevlerinin durumu nedir?
Son dönemlerde cezaevlerinde yaşanan hak ihlalleri herkesin malumu. Garibe Gezer bile bile ölüme gönderildi. Yazdığı mektuplar, yazdığı şiirler var. Yaşam dolu bir insan böylesine yaşam dolu bir insanın intihar etmesi mümkün değil. Üstelik hücrede tutuluyordu. Hücrede nasıl intihar edecek bir insan. Bilerek intihara sürüklendi.
Diğer taraftan Aysel Tuğluk’un şu andaki durumu ortada. Adli tıp raporu var hakkında. Aslında dışarı çıkarılması gerekir. Ama ona rağmen çıkarılmıyor.
Dışarıda da pek farklı bir durum ortaya çıkmadı.
İnsan hakları eylem planı açıklandı. İnsan hakları eylem planı ilan edildiği gün HDP’ye operasyonlar yapıldı, insanlar gözaltına alındı, ‘Kobani Davası’ bu süreçte başladı, onun üzerinden HDP kapatma davası açıldı.
Tüm bunlar ve daha fazlası Türkiye’deki Kürt sorununun çözümsüz bırakılmasının bir sonucu. Türkiye’deki çatışmacı ortam sürekli insanları gergin tutmaya çalışılıyor. Buda ne yazık ki 2021 yılındaki bütün umutları tüketti. Ne yazık ki iyimser olabileceğimiz herhangi bir emare göremiyorum. Bu bakımdan 2022 yılı, 2021 yılını aratmayacak gibi görünüyor.
EKONOMİNİN KÖTÜLEŞMESİNİN TEK ADAM YÖNETİMİ VE KÜRT SORUNUNUN ÇÖZÜMSÜZ BIRAKILMASIDIR
Çünkü şu anda oluşan ekonomik krizin yansıması var. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ‘bir merminin fiyatının kaç lira olduğunu biliyor musunuz?’ dedi. Oradan başlayarak ülkenin ekonomisinin çoğunu eğer savaş araçlarına yatırırsan ve Türkiye’nin içinde sürdürdüğü çatışmacı politikayı dışarıda da sürdürürsen ve sanayisi güçlü olan bir ülke değilsen ister istemez bu duruma gelirsin. Türkiye’de de son yaşanan ekonomik kriz sadece dolarla, dövizle açıklamaya çalışanlar var. Oysa bugün ekmek fiyatına, yumurta fiyatına herhangi bir ihtiyaç tüketim maddesine bakın bir ay öncesine göre şimdi neredeyse iki katı ve siz fiyatta belirleyemiyorsunuz sürekli fiyatlar değişiyor. Belediyenin ekmek sattığı büfeler var. O büfelerin önünde daha öncesinde ben hiç kuyruk görmüyordum ama şimdi yüzlerce metre kuyruklar görüyorum. Bu da Türkiye’de özellikle ekonomik durumu iyi olmadığını gösteriyor.
Türkiye de bu ekonomik bilançonun durumun bu kadar kötüleşmesinin bir nedeni tek adam yönetimi, bir nedeni de Kürt Sorununun çözümsüz bırakılmasıdır. Bu da Türkiye halklarını hem dışarda hem içerde çok zor durumda bırakıyor.
Türkiye’nin bu ekonomik krizi yaşamasının bir başka nedeni de uluslararası alanda kendini çıkmaza sokmasıdır. Demirtaş, Kavala ve Alevi toplumu hakkında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin (AİHM) verdiği kararlar var. Hukukun olmadığı yerde hiçbir şeyden söz etmek mümkün değil.
“DEMOKRASİ TEMELİNDE BİR İTTİFAK KURULMADAN SORUNLARIN ÇÖZÜLMESİ MÜMKÜN DEĞİL”
-İnsan hakları savunucuları olarak bu tablodan nasıl çıkılabilir?
Bunları söylüyoruz, yakınıyoruz ama bunları düzeltme noktasında bir adım çokta atamıyoruz. Ve bundan yakınan insanları bunları düzeltme noktasında birtakım çabalar içinde olmaları gerekir, mücadele etmeleri gerekir. Birileri uzaydan gelip bunları bizim yerimize bu sorunları çözmeyecek, kendiliğinden de iktidar değişikliği olmayacak, kendiliğinden de hukuk rayına oturamayacak.
Bir toplumsal baskı olmadan, bir demokratik barış temelinde, özgürlük temelinde, demokrasi temelinde bir ittifak kurulmadan, bütün ayrıntıları bir kenara bırakarak birleştirebilecek, ortaklaştırılabilecek noktaları öne çıkarmadan, bu sorunların çözülmesi mümkün değil. Bundan rahatsız olan geniş kesimlerin artık bir araya gelmeleri hak, hukuk, adalet, özgürlük, demokrasi ve insan hakları mücadelesine omuz vermeleri katkı sunmaları gerekir ve ancak o zaman bir şeyler değişir, değiştirilebilir.
“KARANLIKLARI AYDINLATMAK HERKESİN GÜCÜ ORANINDA YAKACAĞI BİR IŞIKLA MÜMKÜN”
-2022’deki beklentiniz nedir?
2022 yılındaki beklentimiz tabii ki 2021 yılında ve daha önceki yıllarda yaşamadığımız şeyleri yaşamamak. Onu değiştirecek, onun içeriğini dolduracak olan yine bizleriz. Bizler eğer bir şeyleri etkilemeye, değiştirmeye, dönüştürmeye dönük bir çaba içinde olursak 2022 yılı daha güzel bir yıl olabilir. Tüm bunları söylerken karamsar olmayalım. Bazen bir kişi bile çok çok şeyi değiştirebilir. Dünya tarihinde bunların örnekleri çoktur.
Onun için hani karanlıkları aydınlatmak herkesin gücü oranında yakacağı bir ışıkla mümkün olur. Birisi bir mum tutar, birisi bir fener tutar, birisi bir projektör tutar ama bu bir şekilde bu karanlık aydınlanır. Yeter ki biz yüreğimizi soğutmayalım.
Diren KESER/MERSİN
Yoruma kapalı.