Alevi Haber Ajansi

İHD İzmir Şubesi, hasta mahpuslara özgürlük istedi

PİRHA- İHD İzmir Şubesi, “Hasta mahpuslara özgürlük” şiarıyla Konak eski Sümerbank önünde basın açıklaması yaptı. Açıklamada, uluslararası mevzuat ve  özgürlüğünden yoksun bırakılan kişilerin yaşam hakkının korunması konusunda devletlere pozitif yükümlülükler yüklendiğinin altı çizildi. 

İHD İzmir Şubesi, İnsan Hakları Haftası dolayısıyla açıklama yaptı. “Ağır hasta mahpuslar ölüyor susma” ve “Susma suça ortak olma ölüyorlar” yazılı pankartların açıldığı açıklamaya çok sayıda kişi katıldı. “Susma sustukça sıra sana gelecek”, “Hasta mahpuslar serbest bırakılsın” sloganlarının atıldığı açıklamada, hasta tutukluların serbest bırakılması talep edildi.

Açıklamayı okuyan İHD İzmir Şubesi Yöneticisi Ahmet Çiçek, uluslararası mevzuat ve  özgürlüğünden yoksun bırakılan kişilerin yaşam hakkının korunması konusunda devletlere pozitif yükümlülükler yüklendiğinin altını çizdi.

Kandıra Hapishanesi’nde maruz kaldığı sistematik fiziksel, psikolojik ve cinsel işkence sonrası tecride mahkum edilen Garibe Gezer’in katledildiğini belirten Çiçek, “Türkiye hapishanelerinde tespit edebildiğimiz kadarıyla 604’ü ağır olmak üzere 1605 hasta mahpus bulunmaktadır. Elbette ki bu sayı hastaların çok az bir kısmına tekabül etmektedir” dedi.

GARİBE GEZER

Çiçek, Kandıra 1 Nolu F Tipi Cezaevinde işkence ve cinsel saldırıya uğradıktan sonra şüpheli bir şekilde yaşamını yitiren Garibe Gezer’in hatırlatarak, “Gezer’in yaşamını yitirmesine neden olan, maruz kaldığı saldırılar ve cenaze işlemleri sırasında basına yansıyan görüntüler kamu gücünü elinde bulunduranların mahpuslara ve yakınlarına insanlık dışı bir yaklaşım içinde olduklarının en somut örneğidir” diye belirtildi.

HASTA TUTUKLULAR

Cezaevlerinde tutulan 604’ü ağır olmak üzere bin 605 hasta tutuklu olduğunu kaydeden Çiçek, “Yaşlı mahpuslar, ağır kalp ve kanser hastaları, çoklu kronik rahatsızlıkları bulunanlar, ağır psikolojik rahatsızlıkları olanlar ve yaşamını tek başına devam ettiremeyen yüzlerce hasta mahpusun ne tedavileri yapılabiliyor ne de infazları erteleniyor. Hasta mahpuslar, hapishanelerde tedavi olanaklarından mahrum bırakılmakta; tedavilerinin hapishaneler dışında gerçekleştirilmesi için yapılan başvurular çoğu zaman reddedilmektedir” ifadelerini kullandı.

ATK RAPORLARI

Adli Tıp Kurum (ATK) raporlarına dikkat çekilen Çiçek, “Hapishanede yaşamını idame ettiremeyecek derecede ağır hasta olan mahpuslar hakkında ATK tarafından hazırlanan taraflı ve bilimsel gerçeklikten uzak raporlar nedeniyle hasta mahpusların hapishanede geçirdikleri süreler uzamakta ve hastalıkları ilerlemektedir” denildi.

TALEPLER

Yaşı ilerlemiş ve kronik hastalıkları olan tutukluların risk altında olduğu belirten Çiçek, talepler şu şekilde sıralandı:

“* İnfazı ertelenen mahpusların tedavileri için sağlık giderleri devlet tarafından karşılanmalıdır.

* Sağlık sebebiyle infazın ertelenmesi kararlarında cumhuriyet savcılarının takdir yetkisi kaldırılmalı, hastanelerin verdiği raporlar esas alınarak cezaların infazları ertelenmelidir.

* Tecride dayalı infaz rejimi, uygulayanların inisiyatifine bırakılamaz, derhal kaldırılmalıdır.

* İmralı Cezaevi’nde Abdullah Öcalan ve arkadaşlarına uygulanan özel hukuk ve ağırlaştırılmış tecrit kaldırılmalı, aile ve avukat görüş hakları tanınmalı ve yasal haklarından yararlandırılmalıdırlar.

* AİHM’in Kaytan – Türkiye kararı uyarınca mahpusların müddetnamelerinde yaşları ve sağlık durumları dikkate alınarak tahliye olabilecekleri uygun bir tarih yer almalıdır.

* AİHM’in Gülay Çetin – Türkiye kararında belirttiği hususlara uyulmalı, hasta mahpusların tahliye edilmemesinin AİHS’in 3. maddesinin ihlali olduğu hatırda tutulmalıdır.

* Mahpuslar aşırı kalabalık koğuşlarda tutulmamalı, havalandırma haklarından kesintisiz bir şekilde yararlandırılmalı, temiz su ve sıcak suya erişimleri sağlanmalıdır.

* Hapishanelerde sürekli olarak doktor ve mahpus sayısına uygun şekilde sağlık personeli bulundurulmalı, hastanelere sevkler esnasında tek kişilik ring araçlarıyla değil ambulans tipi araçlarla sevkler sağlanmalıdır.

*  Mahpusların sağlıklı beslenmesi için yeterli ve besleyici iaşe bedelleri karşılanmalı, diyet yemeği ile beslenenlerin diyet yemeği uygun şekilde verilmedir.

* Ceza infaz memurları ve hapishane idarelerinin olumsuz ve hatta suç teşkil eden tutumlarının önüne geçmek için etkili bir denetim mekanizması oluşturulmalı; baroların ve insan hakları örgütlerinin bu denetim süreçlerine aktif bir şekilde katılmaları sağlanmalıdır.”

PİRHA/İZMİR

 

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.

Web sitemiz, deneyiminizi daha iyi hale getirmek amacıyla çerezler kullanmaktadır. Bu durumda herhangi bir sıkıntı yaşamayacağınızı düşünüyoruz, ancak isterseniz çerezleri devre dışı bırakma seçeneğiniz her zaman mevcuttur. Kabul ediyorum devre dışı bırak