PİRHA-İHD İskenderun Şube Eş Başkanı Ayten Kılınç, 6 Şubat depremlerinin üzerinden bir yıl geçmesine karşın yaşam, sağlık ve eğitim hakkı başta olmak üzere bir çok hakkın ihlal edildiğine dikkat çekerek, dayanışmayla ayakta kaldıklarının altını çizdi.
Maraş’ın Pazarcık ve Elbistan ilçelerinde meydana gelen 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki depremler, resmi açıklamalara göre en az 53 bin kişinin ölümüne 100 binden fazla kişinin yaralanmasına neden olurken, kamuoyunda ölü sayısının 100 bini, yaralı sayısının 200 binin üzerinde olduğu ifade ediliyor.
6 Şubat’ta Maraş merkezli meydana gelen ve büyük yıkıma neden olan depremlerin birinci yıl dönümünde yaşamını kaybedenler anılırken, sorumluların cezalandırılması talebi yükseliyor. “Unutmayacağız, affetmeyeceğiz, hesabını soracağız” diyerek deprem felaketinin yaşandığı kentlerde meydanları dolduran yurttaşlar, barınmadan, sağlığa, eğitimden beslenmeye kadar bir çok sorunla baş başa.
İnsan Hakları Derneği (İHD) İskenderun Şube Eş Başkanı Ayten Kılınç, 6 Şubat depremlerinin üzerinden geçen bir yılı PİRHA’ya değerlendirdi.
“İNSAN HAKLARI İHLALLERİ ARTTI”
6 Şubat depremlerinin ardından İskenderun’da insan hakları ihlallerinin arttığına dikkat çeken Ayten Kılınç, “Özellikle insanların barınma hakkı konusunda çok ciddi sıkıntılar var. 5-6 metrekarelik ev dedikleri konteynerlerin içerisine dört, beş çocuklu aileler yerleştiriliyor. Orada yaşatmaya çalışıyorlar. Bu da birçok sorun yarattı” dedi.
“DEPREMİN YÜKÜNÜ KADINLAR ÇEKİYOR”
Kadınların sorunlarının deprem sonrası daha da arttığının altını çizen Ayten Kılınç, kadınların bütün yükü taşımak zorunda kaldığını söyledi.
“İNSANLARIN İÇLER ACISI BİR DURUMU VAR”
İskenderun’da depremde zemin çökmesinden kaynaklı konteynerleri devamlı su bastığını ifade eden Ayten Kılınç, şunları dile getirdi:
“Sabah kalkıyorlar ki suyun içindeler. Elektrik çarpmalarını görebiliyoruz. Bu şekilde ölen çocuklar da oldu. Bir düzelme var mı? Hayır yok. Yani bir yıldır da böyle bir düzelme yok. Bunun yanında evi yıkılan, evi ağır hasarlı olan, ne yapılacağına dair en ufak kimsenin bir fikri yok. Benim evim ağır hasarlı ve bana şu ana kadar senin şöyle bir hakkın var ve senin evin şöyle olacak, sana şunu yapacağız diyen de, sorabileceğiniz bir merci de, gidebileceğiniz bir yer de yok. İnsanlar gerçekten burada yarınını göremiyor. Yarın kim ne yapabilir? Çocuğu için yarın ne yapabilir? Ailesi için ne yapabilir? Daha iyi nasıl yaşatabilir? Bunların derdine girdiler ama bu insanlar gerçekten içler acısı bir durumda yaşıyor.
Şimdi havalar soğuk, onun eziyetini, yağmurun eziyetini çekiyorlar. Yarın havaları ısınacak. Onun eziyetini çekecekler. Yani bir an önce barınma sorununun mutlaka ortadan kaldırılması gerekiyor.”
“BİZİ AYAKTA TUTAN TEK ŞEY DAYANIŞMA”
Depremin ilk gününden itibaren deprem bölgesini ayakta tutanın dayanışma olduğunu vurgulayan Ayten Kılınç, “Depremin ilk gününden beri burada gelen yardımlarla, dışarıdan gelen dostların dayanışmasıyla ayakta durmaya çalışıyoruz. O acıyı bizimle paylaşan dostlarımız olmasaydı biz yıkılırdık. Çünkü çok ağır acılar var. Çok ağır travmalar var burada. O travmalarla biz bir yıldır yaşamaya çalışıyoruz. Ama dışarıdan gelen dostlarımızla gerçekten bu dayanışmayı büyütüyoruz. İyi ki varlar, iyi ki dayanışmayı büyüttüler, iyi ki yanımızdalar.”
Fatoş SARIKAYA-Diren KESER/İSKENDERUN
Yoruma kapalı.