PİRHA- İHD Ankara Şubesi Hapishaneler Komisyonu yaptıkları açıklamada ocak, şubat ve mart aylarında iç Anadolu bölgesinde ki hapishanelerde yaşanan hak ihlallerine dair rapor hazırladıklarını belirterek, “İhlallerin son bulması için Adalet Bakanlığı’nı, ilgili tüm kurum ve kuruluşları göreve davet ediyoruz” dedi.
İnsan Hakları Derneği (İHD) Ankara Şubesi Hapishaneler Komisyonu ocak, şubat ve mart aylarında iç Anadolu bölgesinde ki hapishanelerde yaşanan hak ihlallerine dair rapor hazırladı. Rapor, iç Anadolu bölgesinde yer alan hapishanelerden İHD Ankara Şubesi Hapishaneler Komisyonu’na gelen başvurular, avukatların hapishanelere yaptıkları ziyaretler, mahpuslar tarafından yollanan mektuplar ve mahpusların aileleri ile görüşmelerinden taraflarına aktarılması ile derlenen bilgiler sonucunda hazırlandı.
“HAK İHLALLERİNİN ORTADAN KALDIRILMASI İÇİN GEREKLİ YAZILAR YAZILMIŞTIR”
İHD Ankara Şubesi Hapishaneler Komisyonu üyesi Avukat Ömer Faruk Yazmacı rapora ilişkin yaptığı açıklamada şunları ifade etti:
“Ocak-Şubat-Mart aylarında derneğimize İç Anadolu Bölge hapishaneleri için 62 kişi, diğer cezaevleri için 1 kişi olmak üzere toplam 63 kişi başvuru yapmıştır. Komisyonumuza yapılan başvurular ile ilgili olarak hak ihlallerinin ortadan kaldırılması için ilgili kamu kurumlarına gerekli yazılar yazılmıştır. İç Anadolu Bölgesindeki hapishanelerde İmralı Tecridine son verilmesi ve hapishanelerde yaşanan hak ihlallerinin sonlandırılması talepli süresiz-dönüşümlü açlık grevleri devam etmektedir.”
“SALGIN NEDENİYLE DURUM ÇOK VAHİM”
İHD’nin belirlemelerine göre, 2021 yılı Ocak-Şubat-Mart aylarında çeşitli cezaevlerinde en az 13 mahpus yaşamını yitirdiğini aynı zamanda mahpusların hapishanelerde sağlıksız koşullar altında yaşamak zorunda bırakıldığını vurgulayan Yazmacı, “Mahpusların bir arada ve kalabalık koğuşlarda yaşadıkları göz önünde bulundurulduğunda hapishanelerde hijyenik ortamın sağlanmasının, kişisel koruyucu tedbir uygulamalarının neredeyse imkânsız olduğu söylenebilir. Bu durum bütün dünyayı etkileyen Covid-19 salgınının hapishanelerde çok hızlı yayılabileceğini ortaya koymaktadır. Özellikle hapishanelerdeki yoğunluk ve hareketlilik göz önüne alındığında durumun daha da vahim olduğu görülmektedir.” dedi.
“CEZALAR BAHANE EDİLEREK İNFAZLAR YAKILMAKTADIR”
Hazırlanan raporda ki verilere göre hapishanelerde en az 604’ü ağır olmak üzere en az 1.605 hasta mahpus bulunduğu ifade edildi. İç Anadolu Bölge Hapishanelerinde ise 46’sının kadın olmak üzere en az 284 hasta mahpusun bulunduğu ve bunların 98’inin ağır hasta mahpus olduğu aktarıldı.
Hapishanelerde ki her türlü hak talebine ya da ihlallere karşı verilen tepkilere hapishane idarelerinin tutanak tutarak ve disiplin soruşturması başlatarak karşılık verdiğini söyleyen Yazmacı şunları kaydetti:
“Üstelik bu uygulamalar mahpusların birbirleriyle selamlaşmaları ya da hal-hatır sormaları gibi son derece keyfi gerekçelere de dayanabiliyor. Hapishane yaşanan hak ihlallerini ve baskıları dışarıya bildirmek de disiplin soruşturmasına gerekçe olabiliyor. Disiplin soruşturmaları neticesinde mahpuslara haberleşme hakkı cezaları, hücre cezaları verilebilmektedir. Ancak daha önemlisi bu soruşturma ve cezalar bahane edilerek infazları yakılmaktadır.”
“YASAL DÜZENLEMELERE AYKIRI İŞLEMLER VE UYGULAMALAR YAPILMAKTADIR”
Ulusal ve uluslararası insan hakları hukukunda mahpusların hakları ile ilgili oldukça gelişmiş standartlar olmasına karşın mahpusların haklarını kullanamadıklarını dile getiren Yazmacı, “Yetkililer, hapishane müdürleri, kaynağını uluslararası insan hakları sözleşmeleri ve Anayasa’dan alan yasal düzenlemelere aykırı işlemler ve uygulamalar yapmaktadır. Bu durum mahpuslarda, ailelerinde, avukatlarında ve insan hakları örgütlerinde hapishane sistemine ilişkin ciddi güvensizlikler oluşturmaktadır. Bir bütün olarak bu saptamalar, hapis cezalarının infazında özgürlüğünden yoksun bırakılmanın kendi başına yeterli bir ceza olduğu gerçeğinin göz ardı edildiği ve gerek hapishanenin fiziksel koşulları ve gerekse uygulanan rejimin, çekilmekte olan cezanın şiddetini daha da arttırdığını göstermektedir.” diye konuştu.
“TÜM DENETİM MEKANİZMALARI DEVREYE SOKULSUN”
Heyetleri ve kurumlarının, hapishane rejimi, fiziki koşullar ve uygulanan muameleler hakkında etkili bir idari ve yargısal denetim sağlanması gerektiğini tespit ettiğini de söyleyen Yazmacı son olarak şu açıklamalarda bulundu:
“İşkence ve diğer zalimane, insanlık dışı ya da onur kırıcı muamele ya da cezanın önlenmesi sözleşmesi seçmeli protokolüne uygun şekilde, ‘bağımsız’ ulusal denetim mekanizmalarının oluşturulması gerekmektedir. Tüm cezaevlerinde yaşananlara, hak ihlallerine, sağlığa erişim engellerine karşı Adalet Bakanlığı’nı, ilgili tüm kurum ve kuruluşları göreve davet ediyoruz.”
PİRHA/ANKARA
Yoruma kapalı.