PİRHA- İHD Ankara Şubesi, derneğin Eş Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan hakkında ‘örgüt üyeliği’ iddiasıyla açılan davanın yarın görülecek olan ilk duruşma öncesi basın açıklaması yaptı. Açıklamada, “Halkı kin ve düşmanlığa sevk ederek linç kültüründen beslenen, alenen işkenceyi savunan, savaş çığırtkanlığı yapan siyasi erk ve emir erlerinin saltanatı sürebilsin diye, adaletten, hukuktan, özgürlükten ve barıştan bahseden insan hakları savunucuları yargılanıyor” dedi.
İnsan Hakları Derneği (İHD) Eş Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan hakkında ‘örgüt üyeliği’ iddiasıyla açılan davanın ilk duruşması yarın Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesi’nde saat 10:00’da görülecek.
İHD Ankara Şubesi, yarın görülecek olan ilk duruşma öncesi Mülkiyeliler binasında basın açıklaması yaptı. İHD tarafından yapılan açıklamaya çok sayıda sendika, sivil toplum örgütü, hukuk örgütleri, siyasi partiler ve milletvekilleri de destek verdi.
İHD adına yapılan açıklamayı İHD Ankara Şubesi Eş Genel Başkanı Sevil Turgut okudu. Öztürk Türkdoğan hakkında son 6 ay içinde dernek faaliyetleri ve hak ihlalleriyle ilgili düşüncelerini açıklaması nedeniyle üç ayrı ceza davasının açıldığını belirten Turgut, Tükdoğan’ın yargılanmasının ve hedef haline getirilmesinin nedeninin insan hakları savunucusu olmasından kaynaklandığını söyledi.
“HAK SAVUNUCULUĞU FAALİYETLERİ SUÇ OLARAK GÖSTERİLMEYE ÇALIŞILIYOR”
Hak ihlallerini önlemek yerine devamını sağlamak isteyen iktidarın, ihlalleri görünür kılan, itiraz eden, önlemeyi amaçlayan hak savunuculuğu faaliyetlerini suç olarak göstermeye çalıştığını ifade eden Turgut şunları kaydetti:
“Açılan soruşturma ve davalar özelinde İnsan Hakları Derneği üzerinden savunuculuk faaliyetlerini baskı altına almak, engellenmek istemektedir. Ancak, 35 yıldır canını dişine takarak ve özetle ‘insan haklarıyla insandır’, ‘herkes farklı herkes eşit’, ‘insanlık onuru işkenceyi yenecek’, ‘sınıfsal, ulusal, cinsel sömürüye son!’, ‘savaşa hayır, barış hemen şimdi’ diyerek can pahasına hak ihlallerine karşı mücadele eden İHD, hiçbir dönem baskılara taviz vermedi bugün de vermeyecek.
“SİYASİ ERK SALTANAT SÜREBİLSİN DİYE İNSAN HAKLARI SAVUNUCULARI YARGILANIYOR”
İHD’nin hak savunuculuğu yapmaya devam edeceğini aktaran Turgut; “Yoksulluğa mahkûm ettikleri halkı kin ve düşmanlığa sevk ederek linç kültüründen beslenen, alenen işkenceyi savunan, savaş çığırtkanlığı yapan siyasi erk ve emir erlerinin saltanatı sürebilsin diye, adaletten, hukuktan, özgürlükten ve barıştan bahseden insan hakları savunucuları yargılanıyor. Bir kez daha hatırlatmak isteriz; hukukun üstünlüğü ve yargı bağımsızlığı herkes içindir.”
“HAK SAVUNUCULUĞU SUÇ DEĞİLDİR, YARGILAYAMAZSINIZ”
Turgut son olarak; “İşkenceye, yoksulluğa, sömürüye, ayrımcılığa, savaşa karşı, insan haklarını, demokrasiyi, barışı savunan herkesi, savunuculuk faaliyetlerini cezalandırmak ve engellemek amacıyla açılan ve ilk duruşması 22 Şubat günü Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesinde yapılacak olan davada Öztürk Türkdoğan’ın yanında olmaya, ‘hak savunuculuğu suç değildir, yargılayamazsınız’ demeye çağırıyoruz” dedi.
“BİZ DAYANIŞMAYLA VARIZ, ONLAR DAYANIŞAMADIKLARI İÇİN YOK OLMAYA MAHKUMLAR”
Turgut’un ardından söz alan Türk Tabipler Birliği (TTB) Başkanı Şebnem Korur Fincancı da, iktidarın hak savunucuları üzerindeki baskına değinerek; “İktidar hak savunucularını terörist olarak lanse etmeye çalışıyor. Örgüt bir suç aygıtı gibi tanımlanmaya çalışılırken aslında bunu suça dönüştürenler suç işliyor. Eğer bir terörist yapılacaksa asıl teröristler toplumu nefrete sürükleyenlerdir. Biz dayanışmayla varız, onlar dayanışamadıkları için yok olmaya mahkumlar” cümlelerini kullandı.
Ankara Tabip Odası (ATO) Başkanı Ali Karakoç ise, insan hakları savunucularına ilişkin baskının kendilerini yıldıramayacağını belirterek; “Biz hekimler olarak bu ihlallerin tanıklarından biriyiz. Bu mücadeleyi birlikte yürüteceğiz. İnsan hakları için mücadele etmek bir onurdur” dedi.
“BİZİ BASKIYA VE ŞİDDETE ALIŞTIRMAYA ÇALIŞIYORLAR”
HDP İstanbul Milletvekili Ali Kenanoğlu da, iktidarın halkı baskıya ve şiddete alıştırmaya çalıştığına dikkat çekerek; “İktidar davalarla bu politikasını pekiştirmeye çalışıyor. Sayın başkana açılan davalar da bunun bir ayağı. Dolayısıyla bunun karşısında bunu kabul etmeyeceğimizi ve halkların bu toprakların asıl sakini olduğunu, her dilin, inancın ve düşüncenin haklı olduğunu belirtiyoruz. Mücadele azmimizi göstermeye devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.
“BOYUN EĞMEYECEĞİZ”
CHP eski Milletvekili Şenal Sarıhan, İHD’nin hukuksuzluğa karşı bir direnç merkezi olarak kurulduğunu belirterek sözlerine şöyle devam etti:
“İlk günden bu yana savunucular birer terörist olarak görüldüler ama mücadele derneği meşrulaştırdı. Biz mücadeleyi sırat köprüsünde olmak olduğunu biliyorduk. Hem örgütlenme hem de ifade özgürlüğüne yöneltilmiş yeni bir saldırı altındayız ama bunu aşıp geçeceğimizi biliyoruz. Boyun eğmeyeceğiz.”
“İKTİDAR YÖNETEMEME KRİZİNİ BU ŞEKİLDE BASTIRMAYA ÇALIŞIYOR”
KESK Eş Başkanı Mehmet Bozgeyik, iktidarın düşünceyi hapsetmeye çalıştığını söyleyerek şunları ifade etti:
“Demokratik siyasete yönelik itibarsızlaştırma politikaları devam ediyor. Bugün Kavala duruşması vardı. Cuma günü Amed’te Eren Keskin’in davası vardı. Ve Türkdoğan’a açılan bu davaya da baktığımızda İHD’nin temel meselelerle ilgili yapmış olduğu açıklamalar ve tutumuna karşı bir tahammülsüzlük var. İktidar yönetememe krizini bu şekilde bastırmaya çalışıyor. Bu politikalara karşı saldırılara karşı emek meslek örgütleri olarak dayanışma içerisinde olduğumuzu belirtiyorum.”
“2015’TEN BERİ ÇOK AĞIR BİR SÜRECİN ALTINDAYIZ AMA ÜSTESİNDEN GELECEĞİZ”
Son olarak söz alan İHD Eş Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan ise yaşanan hukuksuz sürecin üstesinde gelineceğini ifade ederek şunları aktardı:
“Şırnak’ın Cizre ilçesinde 2015 yılında yaşanan vahşet bodrumlarını hatırlayın. Bu tür zamanlarda dayanışma ve dostluk çok anlamlı. Ama biz hep birlikte olduğumuzu zaten biliyorduk. Fincancı’yla, Cizre’deydik. Orada insan kemikleri toplamıştık, ağır süreçler yaşadık ve belgeledik. O da şu anda yargılanıyor. 2015’ten beri çok ağır bir sürecin altındayız. Bu ülke kendi iç barışını sağlamak zorunda. 7 yıldır hiçbir temel sorunu çözebilmiş değil bu ülke. Biz insan hakları savunucuları hakikati ortaya çıkarmaya çalışıyoruz bu yüzden suçlanıyoruz. Bu yapılırken de Terörle Mücadele Kanunu gibi ne olduğu belirsiz bir kanun kullanılıyor. Bunun üstesinden gelme kabiliyetimiz var.”
PİRHA/ANKARA
Yoruma kapalı.