Alevi Haber Ajansi

İHD: Erkek egemen şiddete hayır

PİRHA-İnsan Hakları  Derneği (İHD) 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü vesilesiyle yazılı bir açıklama yaptı.

25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’ne dair bir çok kentte, demokratik kitle örgütleri ve kadın dernekleri etkinlikler düzenliyor.

“ERKEK EGEMEN SiSTEME VE IRKÇILIĞA KARŞI ÇIKMALIYIZ”

İHD Genel Merkezi de yazılı bir açıklama yaptı. “Her 25 Kasım’da olduğu gibi bu yıl da, insan hakları savunucuları, kadın örgütleri ve LGBTİ  örgütleri kadına yönelik şiddet konusunu bir kez daha gündeme getirecekler” ifadelerinin yer aldığı açıklamada şu ifadelere yer verildi:

“Her saat, her dakika, kadınlar yine şiddet görmeye devam edecekler. Kadına yönelik şiddet konusunu resmi sistemden ayrı tutarak tartışmak mümkün değil; dünya coğrafyasının tümünde erkek egemen iktidarlar var. Coğrafyamızda da son derece erkek egemen, militer ve feodal bir bakış açısı toplum üzerinde egemen kılınmış durumda. Şunu hiç unutmamalıyız, kadın ve erkek arasındaki ezme, ezilme ilişkisine karşı çıkarken, aynı zamanda ırkçılığa, şovenizme, militarizme de karşı çıkmak durumundayız.

“ULUSLARARASI HUKUKTA KADINLARIN BİR ÇOK KAZANIMI VAR”

Erkek egemenliğinin son aşaması, militer ve toplumsal cinsiyetçi ahlak anlayışını temel alan örgütlü devlettir. Bu nedenle, kadına yönelik şiddeti tartışırken, resmi politikaları bir yana bırakarak tartışmak mümkün değildir.Türkiye Cumhuriyeti ne yazık ki bir hukuk devleti olamıyor; yazılı hukuku ile uygulaması her zaman birbirinden farklı. Gerek iç hukukta, gerekse uluslararası hukukta kadın ve trans kadınların birçok kazanımları var.

“ŞİDDETİN EN BÜYÜK MAĞDURU KADINLAR VE KIZ ÇOCUKLARIDIR”

Cumhurbaşkanlığı İzleme Merkezi CİMER, 18 ayda 21.957 çocuğun kayıtlara hamile olarak geçtiğini açıkladı. Bu demektir ki, 18 ayda 21.957 kız çocuğu tecavüze uğramıştır. Bu rakamlar korkunç bir gerçekliği ortaya çıkarmaktadır. Şiddetin ve şovenizmin bu kadar meşrulaştırıldığı, çatışmalı süreçlerin bu kadar yoğun yaşandığı zamanlarda, şiddettin en büyük mağduru da kadınlar kız çocukları olmaya devam ediyor. Türk Ceza Kanunu’nda 2005 yılında yapılan değişiklik öncesine kadar, “bir cinayetin namus nedeniyle işlenmesi halinde ceza indirimli olarak uygulanmaktaydı.” İşte bu anlayış toplumsal cinsiyetçi ahlak anlayışının ceza kanununda yer bulmuş haliydi. Kadınların mücadeleleri sonucunda bu madde değişti; ancak, bu maddede yerini bulan anlayış hala değişmedi.

“BİNLERCE KADIN KHK İLE AÇLIĞA MAHKUM EDİLMİŞ”

Kadınlar, aile içinde, sokakta, iş yerinde her yerde ayrımcılığa maruz kalıyorlar ve şiddet yaşıyorlar. Binlerce kadın KHK nedeniyle işlerinden atılarak açlığa mahkum edilmiş durumdalar. Türkiye Büyük Millet Meclisi yapısına baktığımızda, kadınlara siyasette ne kadar az yer verildiği çok net ortaya çıkıyor. Tüm bunları düşündüğümüzde, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin altına miza attığı uluslararası sözleşmeleri, kadına yönelik şiddet alanında da hiçe saydığı ortaya çıkıyor. Bizler insan hakları savunucusu kadınlar olarak, yaşamın her alanında var olmaya ve erkek egemen, feodal ve militer şiddete karşı çıkmaya devam edeceğiz.”

(HABER MERKEZİ )

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.

Web sitemiz, deneyiminizi daha iyi hale getirmek amacıyla çerezler kullanmaktadır. Bu durumda herhangi bir sıkıntı yaşamayacağınızı düşünüyoruz, ancak isterseniz çerezleri devre dışı bırakma seçeneğiniz her zaman mevcuttur. Kabul ediyorum devre dışı bırak