PİRHA-17-31 Mayıs Uluslararası Gözaltında Kayıplar Haftası vesilesiyle açıklama yapan ICAD, uluslararası kamuoyunu tüm gözaltında kayıpların akıbetlerinin açıklanması ve sorumluların yargılanması için kayıp yakınlarının mücadelesini sahiplenmeye çağırarak “Gözaltında kayıpları unutmayacağız, hesap soracağız” dedi.
Gözaltında Kayıplara Karşı Uluslararası Komite (ICAD) Uluslararası Büro, 17-31 Mayıs Uluslararası Gözaltında Kayıplarla Mücadele Haftası dolayısıyla “Gözaltında kayıpları unutmayacağız, hesap soracağız” şiarıyla açıklama yaptı.
Açıklamada, “İnsanların devlet güçleri veya onlara bağlı paramiliter çeteler tarafından kaçırılarak işkence ile katledildiği ve cesedinin gizli bir yere gömüldüğü veya Arjantin’de olduğu gibi helikopterlerden okyanusa atıldığı bu kirli yöntemle her yıl binlerce insan gözaltında kaybedilmektedir” denildi.
“HER KESİMDEN İNSANLAR, BU SALDIRININ HEDEFİ OLABİLMEKTEDİR”
Egemen sınıfların kendi iktidarlarını sürdürmek için toplumsal muhalefete yönelik uyguladıkları gözaltında kaybetme saldırısının dünyanın birçok ülkesinde sürdürüldüğünün ifade edildiği açıklamada, toplumun başta devrimci, ilerici kesimleri olmak üzere, mevcut faşist, gerici devlet aygıtları ve onların baskı ve sömürü düzenlerine karşı gelen tüm muhalif kesimlerin bu saldırının hedefi olduğu belirtildi.
Bu yönteme başvuran devletlerin, baskıya ve sömürüye dayalı sistemlerine karşı aktif mücadele içinde olan insanları gözaltına alıp kaybederek, toplumda kaygı, belirsizlik ve korku yaratmaya ve böylece tüm toplumsal muhalefeti susturmaya çalıştığı vurgulanan açıklamada, “İşçiler, sendikacılar, öğrenciler, gazeteciler, yazarlar, hukukçular, devrimciler kısacası toplumun her kesiminden insanlar bu saldırının hedefi olabilmektedir” ifadesi kaydedildi.
BİRÇOK ÜLKE GÖZALTINDA KAYBETME POLİTİKASI UYGULUYOR
ICAD, açıklamasında gözaltında kaybetme politikası uygulayan ülkelerden örnekler verdi:
Meksika: Meksika’da 2020 yılı içinde 12 bini aşkın insan devlet güçleri veya devlet güçleri ile ilişki içinde hareket eden çeteler tarafından kaçırılarak kaybedildi. Bunların yaklaşık yarısı öldürülmüş veya sağ olarak bulunurken, yarısından haber alınamamaktadır. Kayıpların üçte birini kadınların olduğu Meksika’da Kuzey Amerika’ya doğru yola çıkmış binlerce göçmende kayıptır. Meksika’da 27 Eylül 2014’de devlet güçleri tarafından gözaltında kaybedilen Ayotzinapa’lı 43 öğrenciden şimdiye kadar sadece 2 öğrencinin cesedine ulaşılabildi.
2018’den bu yana 751 yerleşim biriminde 1.339 toplu mezarın bulunduğu Meksika’da, toplu mezarlardan çıkarılan cesetlerin ancak yüzde 35’i teşhis edilebilmiştir.
El Salvador: Kayıpların yaşandığı ülkelerden biri olan El Salvador’da 2020 yılında 1500’ü aşkın ve Ocak-Mart 2021’de ise 300’ü aşkın insan kaçırılmıştır. Kayıpların yüzde 40’ına sağ ulaşılırken, yüzde 4’ünün cesedine ulaşılmıştır. Diğerlerinin akıbeti hala belirsizdir.
Kolombiya: Tarihsel Hafıza İçin Kolombiya Ulusal Merkezi (CNMH) açıklamalarına göre 80 binden fazla gözaltında kayıbın olduğu Kolombiya’da, binlerce sendikacı ve öncü işçi devlet güçleri veya onlarla işbirliği içinde olan uluslararası tekellerin paramiliter çeteleri tarafından kaçırılıp kaybedildi. Kolombiya’da 28 Nisan 2021’de genel grevle başlayan vergi reformu karşıtı protestolarda 40’ın üzerinde insan devlet güçleri tarafından katledilirken, gözaltına alınan insanlardan 400’den fazlasının akıbeti bilinmemektedir.
Latin Amerika‘da gözaltında kaybedilenlerin sayısı 200 binin üzerindedir. Özellikle 1970’li ve 80’li yıllarda ABD destekli askeri faşist diktatörlüklerin gizli servislerince Operation Condor adıyla yürütülen ve sol muhalif güçleri tasfiye amacı güden devlet terörü sürecinde kitlesel gözaltında kaybetmeler yaşanmıştır. Gözaltında kaybetme saldırısı bugünde Latin Amerika’nın bazı ülkelerinde sürmektedir.”
“PLAZA DE MAYO ANNELERİNDEN, CUMARTESİ ANNELERİNE MÜCADELE SÜRÜYOR”
Kayıp yakınlarının, ilerici ve devrimci güçlerin diktatörlüklerin bu saldırısına karşı örgütlü mücadeleyi ve toplumsal muhalefeti geliştirdiği ve bu insanlık suçunu teşhir edebildiği oranda geri püskürttüğü kaydedilen açıklamada, “Arjantin’de Plaza de Mayo Annelerinin on yıllara yayılan mücadelesi, Türkiye’de Cumartesi Annelerinin 1995 yılından beri süren mücadelesi bu konuda yol göstericidir” diye belirtildi.
TÜRK DEVLETİ SUÇLARINA YENİLERİNİ EKLEMEKTEDİR
Açıklamanın devamında şunlar kaydedildi:
“25 yılı aşkın bir süredir her koşulda kayıplarını aramaktan vazgeçmeyen Cumartesi Anneleri insanlık onurunu temsil etmektedir. Cumartesi Annelerine dava açmakla, Türk devleti suçlarına yenilerini eklemektedir.
Dersim Munzur Üniversitesi 2. sınıf öğrencisi Gülistan Doku 5 Ocak 2020’den beri kayıptır. Şırnak’ın Beytüşşebap ilçesine bağlı Kovankaya köyünde yaşayan 71 yaşındaki Hurmüz Diril’den 11 Ocak 2020’den beri haber alınamamaktadır. 20 Ocak 2021’de çalıştığı işyerinin önünden sivil polislerce kaçırılan ve 5 gün boyunca gözaltında kayıp olan ESP’li Gökhan Güneş, ailesi, yoldaşları, demokratik kurum ve kişilerin kısa sürede yarattıkları kamuoyu sonucu devletin elinden sağ alınabilmişti.
ICAD, 17-31 Mayıs Uluslararası Gözaltında Kayıplar Haftası vesilesiyle uluslararası kamuoyunu tüm gözaltında kayıpların akıbetlerinin açıklanması ve sorumluların yargılanması için kayıp yakınlarının mücadelesini sahiplenmeye çağırmaktadır. Gözaltında kayıpları unutmayacağız, hesap soracağız!”
(HABER MERKEZİ)
Yoruma kapalı.