PİRHA – Cemevlerine ‘İbadethane’ statüsü veren İstanbul Büyükşehir Belediyesi, Sultangazi Pir Sultan Abdal Cemevi’ne ‘Kültür Evi, Sosyal Tesis, Adak Kurban Yeri’ tabelası asmak istedi. Bu uygulamaya tepki gösteren Pir Sultan Abdal Cemevi Başkanı Zeynal Odabaş, “Bu durum, ne kadar samimiyetsiz olduklarını gösteriyor. Bu yanlıştan dönmelerini umuyoruz. Hatta cemevinin yeniden yapılarak ibadet ve inanç yeri olarak Alevilere teslim edilmesini talep ediyoruz” dedi.
Sultangazi, İstanbul’da Alevi nüfusunun yoğun yaşadığı ilçelerin başında geliyor. 2008 yılına kadar bölgede yaşayan Alevi yurttaşlar, ibadethane ihtiyacı için her ne kadar belediye ve kaymakamlığa müracaat etseler de hiçbir şekilde karşılık alamadı.
Bölge halkı, yerel yönetimin olumsuz cevabı üzerine örgütlenerek bir gecede Sultangazi Pir Sultan Abdal Cemevi’ni inşa etti. Ancak sorunlar burada sona ermedi. “İzinsiz yapı” gerekçesiyle yıkılmak istenen cemevinin yönetimine de davalar açıldı.
“EĞER CEMEVİ İMARA AYKIRIYSA CAMİ DE AYKIRI”
Alevi Kültür Dernekleri’ne bağlı Sultangazi Pir Sultan Abdal Cemevi Başkanı Zeynal Odabaş, aynı yıllarda civarda benzer yöntemlerle camiler yapıldığını fakat hiçbir dava konusunun olmadığını söyledi. Odabaş, 2008 yılından günümüze dek yönettikleri cemevine yönelik baskıları şu sözlerle özetledi:
“21 Mayıs 2008’de onbinlerle burayı inşa ettik. Bir gecede burayı yaptık. İnsanlar çok duyarlıydılar. İmece usulü dayanışma vardı. Kimisi gidip kapı yaptırıp getiriyordu, kimisi camını, çerçevesini, kimisi tuğlasını alıp getiriyordu. Sonrasında ise AK Partili belediye tarafından burası hakkında 2011 yılında yıkım kararı çıkartıldı. Akabinde dava açtılar, suyumuzu kestiler. Hukuksal mücadelemiz sonrasında su ile ilgili sorunu ortadan kaldırdık. Tüm bunlar yaşanırken kimliği belirsiz kişiler tarafından saldırıya uğradım. Ama irademizi teslim etmeyeceğimizi söyleyip, kan kussak da ‘Kızılcık şerbeti içtik’ diyerek bu haklı mücadelemize devam ettik. 15 yıldır devam eden bir dava var. 32. duruşma yakın zamanda görüldü. Her duruşmada savunmalarda ‘Bizim inancımızı yargılıyorsunuz. Burası Alevilerin ibadet yeridir. Burası ticarethane değil. Bu davalar neden açılıyor? Madem öyle cezasını verin’ diyoruz ancak ne ceza veriyor ne beraat ettirebiliyorlar.
Metropollerde %60’ı kaçak olan yapıların, camilerin, mescitlerin, ticarethanelerin hiçbirine dava açılmazken söz konusu Alevilerin aynı paf ve arsa içerisinde; buradan 500 metre uzağımızda cami Kur’an kursu, cemaate ait külliyeler, emniyet müdürlüğü var. Eğer cemevi imara aykırıysa bunlar da aykırı. Yani burada ayrımcılık var.”
“SAMİMİYETSİZLER!”
Sultangazi Pir Sultan Abdal Cemevi, son olarak İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisinde alınan bir kararla gündem oldu.
İbadethane statüsünde görülmeyen cemevleri, İBB’nin 13 Eylül’de aldığı karar ardından Alevilerin inanç-ibadet merkezi olarak kabul edildi. Ancak belediye yetkililerinin, Sultangazi Pir Sultan Abdal Cemevi’ne “Sosyal tesis” tabelası asmak istedi. Duruma karşı çıktıklarını belirten Zeynal Odabaş, yaşananları şu sözlerle anlattı:
“Cumhuriyet Halk Partisi’nin, belediyeleri kazanması ile ‘Alevilerin inanç ve ibadet yerleri cemevleridir’ diye belediye meclislerinde oylama başlattılar. Kimi yerlerde kabul edilirken kimi yerlerde reddedildi ama biz bu meclislerde inancımızın oylanmasını asla kabul etmiyorduk. Çünkü bu bizim açımızdan bir hakaretti. Birileri buna ‘adım’ da dese biz biliyoruz ki bu bir anayasal sorundur ve bu sorun ancak Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde çözülebilir.
Bu kararın ardından dedik ki belki samimi davranırlar. Örneğin Türkiye’nin birçok yerinde cemevi yapıp teslim edenler oldu. Örneğin geçmişte Diyarbakır Belediye Başkanı Osman Baydemir, cemevi yaptırdığı gerekçesiyle yargılandı. AKP’li, MHP’li belediyeler de cemevi yapıp vatandaşa teslim etti. Ancak devlet, asimilasyon politikaları ile kendi Alevilerini yaratmaya çalışıyor. Fakat CHP’li belediyelerin yapmış olduğu cemevleri hep ‘Kültür Evi’ olarak yapılıyor. Birçok yapılan bina da Alevilere teslim edilmedi. Cumhuriyet Halk Partisi’nin en iyi yapmış olduğu şeylerden birisi cemevi çalıştırmak. Bir düşünün, cami yapıyorsunuz ve imama, müftüye ya da o inanca mensup insanlara teslim ediyorsunuz ama cemevleri yapılırken bunu ‘Kültür Evi’ ya da ‘Sosyal tesis’ olarak yapmak aslında bu insanların ne kadar samimiyetsiz olduklarını gösteriyor.”
“CEMEVİ İBADETHANEDİR” KARARINDAN SONRA CEMEVİNE ‘SOSYAL TESİS ALANI’ TABELASI!
Zeynal Odabaş, Sultangazi Pir Sultan Abdal Cemevi’nin mülkiyet sorunuyla ilgili İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ile 31 Mart yerel seçimleri öncesinde görüştüklerini, sorunun çözüleceğine dair söz aldıklarını da belirtti. İmamoğlu’nun “Arkadaşları yönlendiriyorum, bu sorun çözülecek” dediğini aktaran Odabaş, şu detayları da anlattı:
“Yetkili kişilerle görüştük. Bize ‘İlk mecliste bu konuyu geçireceğiz’ dediler. Ama bu konu mecliste şöyle geçiyor; ‘Alevilerin ibadet yerleri cemevidir’ diyorsunuz fakat ikinci bir meclis toplantısında buranın da içinde bulunduğu alanı ‘Cemevi’ olarak mecliste kabul etmiyorlar. Burayı ‘Sosyal Tesis, Kültür Evi ve Kurban Adak Yeri’ diye meclisten geçiriyorlar. Bir hafta önce buraya tabela asmaya geldiler ve biz tekrar belediyedeki arkadaşlarla telefonda görüştük ve bu durumu asla kabul etmeyeceğimizi, burada tapulu yerimizin olduğunu ve mecliste konuya dair karar alındığını belirttik. Alevilerin ibadet yeri cemevidir. Kaldı ki bizim kabul etmediğimiz cumhurbaşkanlığının kararnamesi ile kurulan Alevi Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı’nın birçok yerde cemevi yaptığını biliyoruz. Orayla belediyeleri kıyasladığımızda ‘Cemevleri ibadethanedir’ kararını meclisten geçirmesi hadi ‘değerli ve kıymetli’ diyelim ama imara gelince uygulamalarda ‘Kültür Evi, Sosyal Tesis, Adak Kurban Yeri’ olarak belirtiyorsun. Bu kabul edilemez bir durum. Bu kararın düzeltilmesini, basın aracılığı ile kamuoyuna paylaşıyoruz. Biz burada yargılanmamıza, bedel ödememize rağmen Alevi yurttaşlar olarak yıllardan beri zulme karşı asla düşüncelerimizden asla taviz vermedik, bundan sonra da vermeyeceğiz. Meclisten ‘Kültür Evi, Sosyal Tesis’ diye geçirilen karar asla Aleviler tarafından kabul edilir bir durum değil. Bu yanlıştan dönmelerini umuyoruz. Hatta cemevinin yeniden yapılarak ibadet ve inanç yeri olarak Alevilere teslim edilmesini talep ediyoruz.”
“HER TOPLUM KENDİ İNANCINI YÖNETİP YAŞAMALI”
Zeynal Odabaş, siyasilerin, ibadethaneler üzerinde yönlendirici olmaması gerektiğini vurgulayarak şöyle devam etti:
“Her toplum, kendi inancını yönetip, yaşamalı. Bizler aynı zamanda kamu hizmeti görüyoruz. Ancak gelirimiz de yok. Örneğin cenaze aracımızın bakımı geliyor 35-40 bin lira ödememiz gerekiyor. Bunların devlet, belediye tarafından karşılanmasını istiyoruz.
Bu ülkede yaşayan Kürtler de Aleviler de Sünniler de Türkler de Lazlar da Anayasa önünde eşit olmalı. Onun için bizler eşit yurttaşlık mücadelesi veriyoruz. Biz Aleviler, iç barışın, huzurun oluşturulmadığı sürece Türkiye’de hiçbir şeyin düzelmeyeceğine inanıyoruz. Devletin, bütün inanç ve renkleri kucaklaması gerekiyor, ancak o zaman ülkedeki sorunlar düzelir. Bizler inadına ‘demokratik cumhuriyet’ diyerek bu ülkede güzelliklerin yaşayabileceğine inanıyoruz.”
Eren GÜVEN/İSTANBUL
Yoruma kapalı.