PİRHA- Aleviler Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile ihraç edilen ve işlerine geri dönmek için açlık grevinde olan Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’nın tutuklanmasını protesto etmek için Almanya’nın Köln kentinde alanlardaydı.
PİRHA olarak mikrofonumuzu destek eylemine katılanlara uzattık. AABF NRW Eyalet Başkanı Funda Öztürk, Almanya Alevi Kadınlar Birliği Başkanı Özlem Akgül, AABF Başkanı Hüseyin Mat, Eğitim-Sen eski Genel Sekreteri Sakine Esen Yılmaz ve Moro Amca PİRHA’ya açlık grevine katılan Gülmen ve Özakça’nın tutuklanmasını değerlendirdi.
Almanya Alevi Kadınlar Birliği Başkanı Özlem Akgül, sürecin 15 Temmuz darbe girişiminden bu yana devam ettiğine dikkat çekerek, “Haksız hukuksuz uygulamalarla birlikte birçok insan çeşitli şekillerde mağduriyet yaşıyor. İşlemeyen bir hukuk sisteminde, demokrasinin olmadığı bir yerde bütün eylemlere, konuşmalara sınırlama getirildiği, televizyonların kapatıldığı, kadın ve çocuk derneklerinin kapatıldığı bir ortamda insanlar artık bedenlerini ölüme yatırma yöntemleriyle taleplerini dile getiriyor. Bu çok üzücü. İnsanın elinde başka seçenek kalmadığı zaman bu yönteme başvurabilir” dedi.
Gülmen ve Özakça’nın hiçbir suçu olmadığı halde gözaltına alınıp tutuklandıklarını dile getiren Akgül, bunun hukuka uygun hiçbir yönünün olmadığını kaydetti.
“KARANLIĞIN SONU HER ZAMAN AYDINLIK OLACAKTIR”
AABF NRW Eyalet Başkanı Funda Öztürk ise insanın en büyük hakkının yaşam hakkı olduğunu belirterek, “Bu hakka saygı duymamaları , tavırsız kalmaları, üstüne tutuklamaları insanı ölüme götürmektir. Bizler Alevi örgütü olarak onları destekliyoruz. Karanlığın sonu her zaman aydınlıktır. Barış, insanlık, eşitlikten yana olan, bütün ötekileştirenlerin birarada yaşadığı bir Türkiye özlemi içerisindeyiz. Bu mücadelemiz de bunu başarana kadar devam edecek” şeklinde konuştu.
“ONLAR KENDİNE YAKIŞANI YAPIYOR, BİZDE KENDİMİZE YAKIŞANI”
AABF Başkanı Hüseyin Mat, insanların bu onurlu mücadelesi karşısında, devletin çaresiz kaldığını kayderek, “70 günden fazla bir süre haksızlığa uğrayan ve bu haksızlığı gündeme taşımak adına, varlığın en kutsalı olan yaşam haklarından vazgeçebilecek kadar büyük bir fedakarlık gösteren bu insanlara destek vermek amacıyla buradayız. Onların nezdinde bugüne kadar haksızlığa uğramış bütün insanların gasbedilen haklarını kamuoyuna taşımak için buradayız” dedi.
“Direnenlerin sayısının artması ve kamuoyuna mal olma korkusu AKP iktidarını ciddi şekilde paniğe sürüklemiştir” diyen Mat, “ Toplumun bu direnişi unutmasını sağlamak açısından gözaltına alınıp tutuklandılar. AKP- Erdoğan varolduğu sürece resmi ideoloji kendisi gibi inanmayan, düşünmeyenlere karşı baskı ve tehditlere devam edecektir. Direnenler de devam edecektir. Onlar kendine yakışanı yapıyor, biz de kendimize yakışanı yapıyoruz” diye belirtti.
“BU MÜCADELEYE EL UZATMAK ZORUNDAYIZ”
Türkiye’de hakkını arayanların ifade verdiklerinde komik sorularla karşı karşıya kaldıklarını dile getiren Mat, bu kadar baskının karşısında bir toplumsal patlamanın da kaçınılmaz olduğunu söyledi.
Kemal Gün ile de görüştüğünü hatırlatan Mat, “Kemal amca ile görüştüm, çok kararlıydı. Bu iradeye teslim olmayacağını söyledi. Ciddi bir irade ortaya koydu ve kazanan o oldu. Kemal amcanın direnmesinin karşısında devlet direnemedi. Bu sese kulak vermek zorundayız, bu mücadeleye el uzatmak zorundayız” dedi.
“YALANLA BİR YOL OLMAZ, ALEVİLİK YOLU DOĞRULUK ÜZERİNE KURULMUŞTUR”
Eğitim-Sen Eski Genel Sekreteri Sakine Esen Yılmaz ise düşüncelerini şöyle aktardı:
“KHK’larla bir çok arkadaşımız işinden atıldı. İntihar eden arkadaşlarımız da oldu. Aslında son derece ağır bir durum yaşanıyor. Bu nedenle Gülmen ve Özakça’nın grevleri elbetteki anlamlı. Bir direnişi başlattılar. Bugün geldiğimiz aşamada hükümet KHK ile işten attığı insanlara işlerini iade etme yerine tutukluyor. Bu kabul edilebilecek bir durum değil. Her gün yeni bir hukuksuzluk yaşanıyor. İnsan hakları ve özgürlükleri çiğneniyor. İnsanın direnme hakkını bu şekilde engelleyeceklerini düşünüyorlar. Onlar tutuklanmış olabilirler, ama mücadele eden binlerce insan var. Direnen insanların çevrelerindeki insanları cezalandırmaya dönük bir yaklaşım sergileniyor. Daha önce tanık olduk; insanların cesetlerini parçalayıp, yerlerde sürüklediler. Cenazeleri sınırlarda beklettiler. Son derece dehşet verici buluyorum bunları.”
Eylemlere gelerek tepkisini her zaman sesli bir şekilde kamuoyuna duyurmaya çalışan Moro amca ise şunları söyledi:
“Benim özlemim şu: İnsanların kardeşçe din, dil, ırk ayrımı yapmadan yaşamasını istiyorum. Kürt şehirlerinin hepsini yaktılar, insanları öldürdüler. Bu nasıl insanlıktır. Türkiye’de insanlar birbirine düşman edildi. Aleviler binlerce yıldır mücadele ediyor. Yalanla bir yol olmaz. Alevilik yolu doğruluk üzerine kurulmuştur.”
Elif SONZAMANCI
Yoruma kapalı.