Alevi Haber Ajansi

Hüseyin Karababa Anayasa Mahkemesi’nden şikayetçi oldu: Haklarımız gasp edildi-VİDEO

PİRHA- Sivas Katliamı’nda yaşamını yitiren Gülsün Karababa’nın ağabeyi Hüseyin Karababa, Sivas Madımak Davası 2014 yılında Anayasa Mahkemesi’ne gittiğini ancak geçen sürede dosyanın ele alınmadığına dikkat çekerek, Anayasa Mahkemesi’nden şikayetçi oldu.

2 Temmuz 1993’te yapılan Sivas Katliamı’nda yaşamını yitiren Gülsün Karababa’nın ağabeyi Hüseyin Karababa, Anayasa Mahkemesi’ne yaptıkları başvurunun 11 yıl geçmesine rağmen karara bağlanmamasına ilişkin AYM’den şikayetçi oldu.

“AYM BİZE KARŞI SUÇ İŞLEDİ”

Kanser tedavisi gördüğünün altını çizen Hüseyin Karababa, “Bu davayı bırakamazdım. Anayasa Mahkemesi’ni ilk defa Türkiye’de mahkemeye veren benim. Gerekçem; 2014 yılında, bireysel başvuru hakları Anayasa Mahkemesi’ne verildiği gün biz içeriye dosyamızı verdik. Sivas Madımak Davası 2014 yılında Anayasa Mahkemesi’ne gitmiş, yıl 2025 olmuş yani 11 yıllık bir sürede dosya ele alınmamış durumda. Anayasa Mahkemesi’nin içtihatlarına baktığımız zaman der ki; ‘dosya bize geldiği anda bir gün içerisinde karara bağlayabiliriz, 8 yıl 25 gün içerisinde de karara bağlayabiliriz’. 11 yıldır bekliyor bizim davamız. Bu süreç içerisinde başta anam 3 ay oldu Hakk’a yürüdü, Asuman’ın annesi Yeter Sivri Hakk’a yürüdü, İnci Türk’ün babası Mehmet Türk Hakk’a yürüdü, Sait Metin’in babası Mehmet Metin Hakk’a yürüdü. Bu insanların hakları gasp edildi, mahkemelerin sonucunu göremediler. 3 yıllık bir hak gaspı var. Bu Anayasa Mahkemesi’nin bize karşı işlemiş olduğu bir suçtur” dedi.

“BİZ DAVAYI LAHEY’E GÖTÜRECEĞİZ”

Uluslararası Ceza Mahkemelerine gitmelerinin de önünün açılmış olduğunu belirten Karababa, hiç kimseden destek göremediğini aktararak şunları söyledi:

“Bana karşı suç işlemiş durumda. Biz davayı LAHEY’e götüreceğiz. Hollanda’da olan bu Uluslararası Ceza Mahkemesi insanlığa karşı suçlar ve soykırıma bakan bir mahkeme.  Bu davada bir de Hollandalı bir kadın katledildi, Carina Cuanna Thuijs . Dolayısıyla Hollanda’nın vatandaşının katledildiği bir davayı biz dosya olarak Hollanda’nın başkentine götürmüş oluyoruz. Onları da birinci dereceden ilgilendiren bir dava söz konusu. Çünkü vatandaşlarına 32 yıldan beri sahip çıkmadılar. Madımak Oteli’nin olduğu yerde aldılar cesedini ama dönüp de bunu kim öldürmüş, niye öldürmüş diye bakmadılar, avukat görevlendirmeler. Hollanda Kralı Alexander bu anlamda büyük bir suç işlemiş olduğu vatandaşına sahip çıkmayarak.

İnatla Hollanda’yı bu işe dahil etmek için mücadele vermekteyim, bu mücadelede hiç kimse tarafından herhangi bir destek görmüyorum. Ne Alevi örgütleri, ne kurumları, ne kuruluşları, ne Hollanda’daki Alevi Federasyonu, ne Avrupa’daki Alevi Federasyonu destek verdiler. Hukuken yüzde yüz haklı olduğum bir dava üzerinden yol götürüyorum.”

 “ANKARA BAROSU’NUN DA DESTEK VERECEĞİNİ DÜŞÜNÜYORUM”

30 yıl sonra Ankara Barosu’nun da bu davaya müdahil olduğunu belirterek, “Dolayısıyla LAHEY’e giderken evrakların çalışması noktasında Ankara Barosu’ndan destek talebinde olacak bu günlerde. Bu davayı Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne beraber götüreceğimizi, onlardan destek alacağımı, onların da davaya müdahil olduğu için destek vereceklerini düşünüyorum. En azından mahkemeye nasıl başvuracağım noktasında bana yardımcı olacaklarına inanıyorum” diye konuştu.

Buse Nehir DEMİR/ANKARA

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.

Web sitemiz, deneyiminizi daha iyi hale getirmek amacıyla çerezler kullanmaktadır. Bu durumda herhangi bir sıkıntı yaşamayacağınızı düşünüyoruz, ancak isterseniz çerezleri devre dışı bırakma seçeneğiniz her zaman mevcuttur. Kabul ediyorum devre dışı bırak