PİRHA- Milli Eğitim Bakanlığı tarafından açıklanan cihat ve selefiliğin de anlatılacağı eğitim müfredatına tepkiler yükseliyor. Hukukçu Mehmet Tural, eğitim-öğretim alanında yapılan değişikliklere sadece açıklama yaparak tepki göstermenin yeterli olmayacağını belirterek, “ Daha ciddi ve fiili eylemlilik gerektiren adımların atılması gerekir” dedi.
Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz tarafından açıklanan ve “cihat” eğitiminin de dâhil edildiği yeni eğitim müfredatı tepkiyle karşılandı. AKP’li yetkililer ve milletvekilleri “cihat” olmadan din anlatılmaz” diyerek değişikliği savunurken, başta Alevi toplumu olmak üzere bir çok kesimden de tepkiler yükseldi.
“DAHA CİDDİ EYLEMLİLİK GEREKTİREN ADIMLARIN ATILMASI GEREKİYOR”
Değişikliklere dönük tepkilerin yetersiz olduğunu ve birkaç basın açıklamasıyla geçiştirilemeyeceğini ifade eden Hukukçu Mehmet Tural PİRHA’ya konuştu.
Tural, “Bazı Alevi kurumları yeni eğitim müfredat programını kınayan bir bildiri yayınlamışlar. Ellerine sağlık. Ancak olay bir bildiri ile geçiştirilecek kadar basit bir olay değildir. Bu program sadece Alevilerin asimilasyonunu içermiyor aynı zamanda Türkiye’nin laik düzenden uzaklaştırılarak bir şeriat düzenine giden yolun temel taşlarını döşüyor. Daha ciddi ve fiili eylemlilik gerektiren adımların atılması gerekir.”
“MEŞRU DİRENME HAKKIMIZI KULLANMALIYIZ”
Tüm Alevi kurumlarının laik ve demokrat kesimleri de yanına alarak zorunlu din derslerine çocuklarını göndermeyeceklerine ilişkin okul yöneticilerine dilekçe ile başvurmalarını sağlayacak bir kampanya başlatmaları gerektiğini söyledi.
“ Alevilerin bu konuda ısrarlı ve kesin bir tavır takınmaları gerekir. Anayasa’nın 90. maddesine göre anayasanın da üstünde olan AİHM kararları ve bu konuda verilmiş Danıştay kararlarını görmezden gelen ve uygulamayan, kural tanımaz hükumetin bu uygulamalarına karşı “meşru direnme hakkı” doğmuştur. Bu hakkın kullanılması karşısında hiçbir engel kalmamıştır.”
“Artık bu mesele bildirilerle halledilecek bir mesele değildir” diyen Tural, “Kuşkusuz Alevi kurumlarının tabanları üzerinde böyle bir gücünün olup olmadığı tartışılabilir. Ancak tabanı ikna konusunda gereken çabayı göstermek temel görevleri olmalı ve bu çabaya hepimiz destek olmalıyız. Aksi halde son pişmanlık fayda getirmez” dedi.
Diren Keser/MERSİN
Yoruma kapalı.