PİRHA-Tokat’ta yayın yapan Güneş Medya isimli yerel gazetede “HUBYAR’DA NE YAPILMAK İSTENİYOR?” başlığıyla yayınlanan yazıya Hubyar Vakfı’ından sert tepki geldi. Hubyar Vakfı Yönetim kurulu adına Başkan Halil Patlak imzasıyla yayınlanan yazıda “Bir Alevi Ocağına ayar vermek MHP’li bir Sünni’nin haddine değildir” denildi.
11 (onbir) yıldır süren Hubyar Tekkesi davası nihayet Köy Muhtarlığı ve onu destekleyen Hubyar Kültür Vakfı lehine sonuçlanmış oldu. Mustafa Temel ailesine ait Hubyar Eğitim Vakfı ise kaybeden taraf oldu.
Tokat’ta yayın yapan Güneş Medya isimli bir yerel gazete “HUBYAR’DA NE YAPILMAK İSTENİYOR?” başlığıyla 16 Mart 2017 günü bir yazı haber yayınladı. Gazetede çıkan yazıya sert tepki gösteren Hubyar Vakfı Yönetim kurulu Başkan Halil Patlak kamuoyuna dönük bir açıklama yayınladı.
Hubyar Eğitim Vakfı’nın bu yazıyı Eski MHP ilçe Başkanı olan Mehmet Aktürk’e yazdırmasını ve onun gazetesinde yayınlatmasının manidar olduğuna vurgu yapılan Açıklamda “MHP’li bir Sünni bir Alevi Ocağına ayar vermekte, bir Alevi Ocağının geleceğiyle ilgili belirlemelerde, tavsiyelerde bulunmakta, Tokat mülki amirlerini yönlendirmeye çalışmaktadır. Bir Caminin bir Sünni inanç merkezinin geleceğine nasıl ki bir Alevinin karar vermesi doğru olmayacaksa bir Alevi İnanç merkezinin geleceğine de Sünni inançlı birisinin yön vermesi doğru değildir, dahası haddine de değildir” denildi.
Hubyar Tekkesi davası gerçeği ve Tokat Güneş gazetesine cevabımız başlıklı yazının tamamı şöyle:
Hubyar Tekkesi davası gerçeği ve Tokat Güneş gazetesine cevabımız. Güneş Medya aracılığıyla ne yapılmak isteniyor?
Tokat’ta yayın yapan Güneş Medya isimli bir yerel gazete “HUBYAR’DA NE YAPILMAK İSTENİYOR?” başlığıyla 16 Mart 2017 günü bir yazı haber yayınlamıştır.
Bir sipariş üzerine yayınlanan yazı özetle; on bir yıl süren Hubyar Tekkesi davasını kaybeden Mustafa Temel ve Hubyar Eğitim Vakfının aslında ne kadar haklı, davayı kazanan Hubyar Köyü Muhtarlığı ile Köy Muhtarlığını destekleyen Hubyar Kültür Vakfının ne kadar haksız ve kötü niyetli olduğuna yönelik maksatlı yazılmış bir yazıdır. Yazıyı yazan beyefendi veya hanım efendi kendisini yargının da üzerinde bir yerde konumlandırarak on bir yıl süren hukuki süreci yok saymıştır.
Neden şimdi bu yazı;
Cevabı çok açık; Hubyar Tekkesi davasını kaybeden Mustafa Temel ve ailesinin kurduğu aile Vakfı olan Hubyar Eğitim Vakfı bu günlerde hukukun arkasından dolaşıp davayla kaybettikleri Tekkeyi tekrar almak istiyorlar. Bunun için de önce Hubyar Köyü Muhtarlığı üzerine mahkeme kararıyla tescil edilen Tekkeyi çevirdikleri alavere dalavere ile Vakıflar Bölge müdürlüğünün kontrolüne geçmesini sağladılar. Şimdi de Tekkeyi kendi aile vakıflarına tahsis amaçlı dilekçe vermişler. Tabi karşılarında Hubyar Kültür Vakfı var. Yani talepte yalnız değiller. O halde ne yapmak lazım; Mustafa Temel ve ailesinin kurduğu Hubyar Eğitim Vakfını pof poflayıp Hubyar Kültür Vakfını öcü göstermek gerekir. Bunu yapacak bir kalemşor bulmak zor değildir. O da yıllardır etkinliklerinde parayla haber ve çekim yaptırdıkları medya kuruluşu olmuştur.
“MHP’Lİ BİR SÜNNİ BİR ALEVİ OCAĞINA AYAR VERMEKTE”
Yazıda iddia edilen hususlar ve bu hususlara ilişkin cevaplarımız;
1- Bu yazının bir yazarı olmadığına göre yazının sahibi gazetenin kendisidir. Bu gazete eski MHP ilçe Başkanı olan Mehmet Aktürk’e ait olup ticari sebeplerden dolayı eşine devredilmiştir. Ancak malum yazının sosyal medyada paylaşımları yine MHP’li Mehmet Aktürk tarafından yapılmaktadır.
Yazıyı yazan gazetenin sahibi siyaseten MHP’li İnançsal olarak ta bir Sünni’dir. Kişinin hangi partiden olması ve hangi inançtan olması bizim üzerinde duracağımız bir durum değildir. Ancak yazının hangi yaklaşımlarla ve ideolojiyle yazıldığına yönelik bize önemli bir fikir vermektedir. Dahası Alevilikle bir alakası olmayan bir şahsın Alevilik dersleriyle dolu yazısı oldukça ilginçtir ve bir o kadar da komiktir.
Dahası MHP’li bir Sünni bir Alevi Ocağına ayar vermekte, bir Alevi Ocağının geleceğiyle ilgili belirlemelerde, tavsiyelerde bulunmakta, Tokat mülki amirlerini yönlendirmeye çalışmaktadır. Bir Caminin bir Sünni inanç merkezinin geleceğine nasıl ki bir Alevinin karar vermesi doğru olmayacaksa bir Alevi İnanç merkezinin geleceğine de Sünni inançlı birisinin yön vermesi doğru değildir, dahası haddine de değildir.
Zamanlaması oldukça manidar bu yazıda Hubyar Ocağının Mustafa Temel’den ibaret gösterme çabaları da Alevi gerçeğini ve Hubyar Ocağı gerçeğini yok sayarak sürdürülmüştür. Hubyar Ocağının inançsal hizmetleri Hubyar Sultan evlatlarınca yürütülmektedir. Hubyar Ocağında hali hazırda yüzün üzerinde Dede – Ana bu inançsal hizmetleri sürdürmekte ve hiç birisinin diğerinden farkı, üstünlüğü yoktur. Mustafa Temel’de o kişilerden birisidir. Hubyar Ocağına bağlı yüzlerce köy bulunmaktadır ve bu köylerde Mustafa Temel’i hiç tanımayan ve hiç görmeyen talipler bulunmaktadır.
Hubyar Ocağı kişiye bağlı değildir. Hatta Hubyar Ocağı bir köyden de ibaret değildir. Bugün Hubyar Ocağı mensubu Dede ve Anaların önemli bir kısmı da Hubyar Köyü dışında yerlerde oturmaktadır. Yozgat, Amasya, Sivas’ın birçok köyünde hatta göçlerle tüm büyük şehirlerde ve Avrupa’da Hubyar Ocağı mensupları vardır ve Ocağın hizmetlerini bulundukları yerlerden sürdürmektedirler. Hubyar Ocağını bir köyden ve bir kişiden ibaret saymak cahillik değilse kötü niyettir. Bu yazının MHP’li bir Sünni kişi tarafından yazıldığını düşünürsek bu durumu bilmemesini gayet normal görebiliriz, ancak yazı cahillikle bürünmüş bir maksatla yazılmıştır.
Hubyar Köyünde bulunan Tekke Ocağın merkezidir. Ancak bugün merkezinden taşınmış veya Tekke merkezi işgal altında bulunan birçok Ocak soylular bulundukları yerlerden Ocaklarının tüm inanç ve ibadetlerini sürdürebilmekte geleneklerine sahip çıkabilmektedirler, örneğin Hacı Bektaş Ocağı ve Ali Baba Ocağında olduğu gibi. Ali Baba Ocağı merkezi Sivas Ali Baba mahallesindeki Ali Baba tekkesi olduğu halde Ocak mensupları başka köylerde yaşayarak Ocağın tüm inanç ve ibadetlerini devam ettirmektedirler. Bu örneği verirken biz Hubyar Ocağının da böyle olmasını arzu ettiğimizden dolayı değil sadece Alevi tarihini, İnancını, Ocak gerçeğini bilemeyen cahillerin durumu bilmesini istedik.
Hubyar Ocağını Mustafa Temel’in şahsına indirgemek Alevi gerçeğini bilmemekten öte, davayı kaybeden ve şimdi Vakıflardan kaybettikleri yeri şahıslarına tahsis etmek isteyen Hubyar Eğitim Vakfına destek vermek amacını taşımaktadır.
“İYİ NİYETLİ GÖRÜŞMELER SONUÇSUZ KALDI”
2- Yazıda Hubyar Tekkesini şahsına tapu etmek için dava açan Mustafa Temel o kadar masumane gösterilmiş ki adeta bu davayı açmak zorunda kalmış gibi gösterilmiş.
Oysa bu dava açılmadan önce yürütülen görüşmeler vardır. Ortada hiçbir dava yokken Hubyar Köyünün ileri gelenlerinden (Dede, Aşık, eski Muhar, eski Dernek Başkanları) oluşan kişilerce Alevi kurumlarına yazılan yazılar, gönderilen dilekçeler vardır. Hubyar Tekkesinde yaşanan sorunun çözümü konusunda iç hukukun işlemesi ve bir mahkemeye konu olmaması için tüm Alevi kurumlarına dilekçeler yazılmış ve talepte bulunulmuştur.
Bu talep neticesinde Mustafa Temel’in oğulları Hıdır Temel ve Aslan Temel ile iki defa Ankara’da Hubyar Köylülerinin kendilerinin seçtiği temsilcileri ile görüşme yapılmıştır.
Kendisini gazeteci olarak tanıtan ve aslında Mustafa Temel’in kalemşörlüğüne soyunan şahıslar, ya da hazırlanan bu yazıyı yayınlayan kişiler işin gerçeğini bilmek istiyorlarsa söyleyelim; 11 yıl süren davayı açan Mustafa Temel’dir. Mustafa Temel’in iki oğlu ile dönemin Hubyar Vakfı yöneticileri arasında 2006 yılında Ankara’da Alevi Bektaşi federasyonu huzurunda bir görüşme gerçekleşmiş bu görüşmede Alevi Bektaşi federasyonu yaşanan husumeti gidermek ve konuyu uzlaşıyla çözmek istemiştir. Görüşmede Hubyar Vakfı temsilcileri (o dönemde Vakıf kurma girişimi sürmektedir) Tekkenin kurulacak Vakıfça yönetilmesi, Kurulacak Vakfın Başkanlığını Mustafa Temel’in oğlu Av. Aslan Temel’in yapmasını Mustafa Temel’in de ölene kadar Tekkedeki Dedelik hizmetlerini yürütmesi önerilmiştir. Bu öneride Hubyar Köylüleri mutabık olmadığı halde uzlaşının sağlanması amacıyla razı olunmuştur. Bu görüşmede Mustafa Temel’in oğlu Hıdır Temel; ”Bu Tekke babamın malıdır. Biz Babamızın malını kimseyle tartışmayız” demiştir. Bunun üzerine konu kapanmış ve hukuki sürece geçilmiştir. Toplantının tanıkları hayattadır.
“HUBYAR TEKKESİ HUBYAR OCAĞI MENSUPLARININDIR”
3- Vakıflar bölge müdürlüğünün Tekkeye el koyma girişimi; Biz buna girişim diyoruz, çünkü buna müsaade etmeyeceğiz. On bir yıl boyunca yürütülen ve kazanılan haklı davamızı bir çırpıda yok sayılmasına ve usulsüzce el konulmasına müsaade etmeyeceğiz. Bu konudaki hukuki girişimlerimiz sürmektedir.
Peki, bu el koyma girişimi nasıl gerçekleşmiştir; Bunu bizzat Vakıflar bölge Müdürünün ağzından dinlemek ister misiniz sayın gazeteci? Kendisi aynen şöyle söylemektedir; “Aslan Temel bana belge getirdi, elden teslim etti ben de bu belgelere istinaden Tekkeyi Vakıflar bölge Müdürlüğü idaresine aldım”
On bir yıl boyunca, tüm dava süresince Alevi kamuoyuna; “Burayı Devlete teslim etmek istiyorlar, Burayı Hacı Bektaş tekkesi gibi Devlet malı yapacaklar” diye yaygara koparanların davayı kaybettikten sonra bizzat gidip burayı “Devlet Malı” yaptırdıkları ortaya çıkmıştır. Biz buna müsaade etmeyeceğiz, on bir yıl süren dava boyunca “Hubyar Tekkesi Hubyar Ocağı mensuplarının, Hubyar Sultan’ın evlatlarının, taliplerinin, Alevi Sünni’siyle tüm gönül verenlerindir” dedik ve bu şekilde olması için de sonuna kadar hukuki mücadelemizi sürdüreceğiz.
“SEVK VE İDAREYİ İNANCIN PİRLERİ, HİZMET SAHİPLERİ YAPMALI”
4- Yazar maksatlı yazısında Tekkeyi Muhtarlık yönetemez demekte ve böyle bir uygulamayı hayatında görmediğini, duymadığını söylemektedir. Zannedersiniz ki beyefendi her gün bir Alevi Tekkesinde dolaşmakta, Türkiye’deki tüm Alevi tekkelerinin akıbetini bilmekte!
Bu iddia tamamen yalandır. Bugün mülkiyeti Muhtarlıkta olan birçok Alevi tekkesi vardır. Fakat burada kafa karışıklığı yaratılmak istenen husus şudur; Sanki Mülkiyet Muhtarda olunca buraya Muhtar oturacak ve inançsal hizmetleri muhtar yürütecek. Böyle bir saçmalığa ancak ve ancak Alevilikle alakası olmayan, bilmeyen ya da maksadı farklı olan birisi yazabilir, söyleyebilir.
Bizim Hubyar Tekkesi ile ilgili önermemiz de böyle bir şey yoktur. Biz hazırladığımız projeyle burayı sayılı Alevi Tekkelerinden, inanç merkezlerinden birisine dönüştürürken, buranın sevk ve idaresini de İnancın Pirlerine, hizmet sahiplerine bırakmak olacaktır. Mülkiyet Hubyar Köyü tüzel kişiliğinin ancak hizmetler İnancın geleneğinde olduğu gibi hizmet sahiplerinin olacaktır.
“HUBYAR KÖYÜNE MAL OLMUŞ BİR DAVAYI KİŞİSELLEŞTİRMEK AHLAKİ DEĞİL”
5- Hubyar Tekkesini şahsına tapu almak için dava açıp on bir yıl süren davayı kaybeden Mustafa Temel’i ve ailesinin kurduğu Hubyar Eğitim Vakfını Devlet yetkilileri nezdinde meşru kılmanın yolu olarak son hamle Hubyar Kültür Vakfını Ali Kenanoğlu üzerinden HDP ile ilişkilendirmek olmuş.
Senaryo yazıcıları konu üzerinde bir hayli çalışmışlar. Ancak hesap edemedikleri hususlar gözden kaçırdıkları gerçekler gizlenemeyecek, görmemezlikten gelemeyecek kadar açıktır.
Hubyar Kültür Vakfı, Hubyar Tekkesi sorunun Valiliğe intikal etmesi neticesinde Vali Ayhan Nasuhbeyoğlu’nun önerisiyle kurulduğu doğrudur. Ancak Sayın Vali Nasuhbeyoğlu’nun muhatapları o gün için Köyün Muhtarı ve Hubyar Vakfı ile Hubyar Sultan derneğinin yöneticileri olmuştur.
Söz konusu görüşmede Hubyar Köyü Muhtarı, Hubyar Vakfı temsilcisi ile birlikte dönemin Hubyar Sultan Derneği Başkanı Ali Kenanoğlu bulunmuşlardır.
Ali Kenanoğlu, Hubyar Sultan Alevi Kültür Derneği Başkanı, Hubyar Kültür Vakfı mütevellisi, Alevi Bektaşi federasyonu kurucusu, Boğaziçi Alevi derneği kurucusu, Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı Genel Merkez yöneticiliği yapmış bir kişidir.
Ali Kenanoğlu, Hubyar Köyündendir ve halen de köyümüzde evi bulunmakta her Hubyarlı gibi yazları köyüne, evine gelmektedir. Kenanoğlu’nun HDP ile Alevi kurumları arasında yapılan ittifak neticesinde 7 Haziran 2015 tarihinde 25. Dönem İstanbul Milletvekili seçilmiştir.
Ali Kenanoğlu dâhil hiçbir mütevellimizin siyasi tercihi bizim konumuz değildir. Vakfımızın içerisinde birçok siyasi partiye mensup kişiler bulunmaktadır. Kişilerin özel tercihleri, siyasi tercihleri Vakfımızı bağlamadığı gibi Hubyar Köyüne mal olmuş bir davayı sadece Ali Kenanoğlu, Mustafa temel şahsına indirgemekte art niyetten ibarettir.
Davayı açan Mustafa Temel’dir, davalı olan ise Hubyar Köyü Muhtarlığıdır. On bir yıl süren dava boyunca Muhtarlığımız üç seçim geçirmiş ve her seferinde Hubyar Kültür Vakfının desteklediği Muhtar adayı seçilmiştir. Mustafa Temel Muhtarlık seçimlerinde çok niyetlenmesine rağmen ve seçmenlerimizin iptal edilmesi gibi birçok alavere dalavere çevirmesine rağmen aday bile çıkartamamıştır.
Hubyar Kültür Vakfı, dönemin Tokat Valisi Ayhan Nasuhbeyoğlu’nun yaşanan sorunu aşmak üzere tavsiyesi üzerine Hubyar Köyündeki tüm aileleri kapsayacak şekilde kurulmuştur.
Hubyar Kültür Vakfında, Hubyar Köyünde yaşayan 42 farklı soyadlı aileden 39’u temsil edilmektedir. Vakfımız resmi senedi gereğince her aile kendi temsilcisini kendisi belirlemekte Vakıf Yönetimimizin bu konuda müdahalesi bulunmamaktadır.
Ali Kenanoğlu dâhil tüm Vakıf kurucuları kendi ailelerinin belirlemesiyle Vakfımızın kurucusu olmuşlardır. Ali Kenanoğlu, Hubyar Ocağı adına ilk bilimsel kitabı yazan kişidir. Kenanoğlu’nun gerek Alevilik konusunda gerekse de Hubyar Ocağı konusunda birçok araştırması, yazısı, makalesi bulunmaktadır. Sayın Kenanoğlu her daim Tokatlılığıyla övünen ve bu anlamda Tokatlılığını her platformda gururla dile getiren bir kişidir. Kendisi Milletvekili seçildiğinden bu tarafa hiçbir Dernek ya da Vakfın yönetiminde değildir.
“BU YAZI ÇAMUR AT İZİ KALSIN YAZISIDIR”
Sonuç olarak; bu yazıyı yazan ya da yazdıran kişinin amacı bellidir. Bu amaç Hubyar tekkesi davasının sonuçlanıp Hubyar Köyüne tapunun verilmesi arkasından yaşanan gelişmelerle doğrudan ilgilidir. Bu haber yazıyı yazanlar Tokat Kadastro Mahkemesini, Yargıtay kararlarını yok saymakta hatta kendisini yargının da üzerinde görüp karar vermektedirler.
Bu amaç, Hubyar tekkesini “Babasının Malı” yapmak isteyenlerin kaybettikleri davadan arkadan dolaşmak için Tekkeyi tekrar kontrolleri altına almak için yaptıkları girişime hizmet etmek için sipariş edilmiş, hazırlanmış bir haber yazıdır.
Önce Hubyar Tekkesini Babasının Malı yapmak istediler olmadı, sonra bu Tekkeyi Devlet Malı yapıp buradan üzerlerine tahsis etmek istiyorlar. Bunun için de rakipleri olan Hubyar Kültür Vakfını bertaraf etmeleri gerekiyor. Bu haber yazı bunun için yapılmış, yaptırılmıştır.
Ama gerçekler gizlenemeyecek kadar, niyetler karanlıkta bile saklanamayacak kadar açıktır. Bu yazı çamur at izi kalsın yazısıdır. Bu yazı ya tutarsa yazısıdır. Bu yazının ne izi kalacak ne de tutacaktır. Bu yazıdan geriye bu yazıyı yazanlar ve yazdıranların kalleşliği, çanak yalayıcılığı kalacaktır.
Tokat Mülki amirlerini, yöneticilerini etkilemek amacıyla yazılmış bu karalama ve yönlendirme yazısının bir sipariş yazısı olduğundan yana kuşkumuz yoktur. Sipariş üzerine yazıldığı belli olan bu yazı hukuken yenik düşmüş, moral men iflas etmiş zavalıların nerelerden ve kimlerden medet umduklarını da acı bir şekilde ortaya koymaktadır.
Gerçeklerin bir gün ortaya çıkmak gibi kötü bir huyu vardır maalesef, zamanında burayı Develete teslim edecekler diye sol örgütlerden medet umanlar bugün MHP’li Sünnilerden medet ummaktadırlar. 11 yıllık hukuki mücadele sonunda kazanılmış haklı dava gün gibi ortadadır. Biz hakkımızı kurda, çakala, aslana yem etmeyeceğiz. Bu da böyle biline.
Turabi Kişin/İSTANBUL
Yoruma kapalı.