PİRHA-Hozat’ta gerçekleştirilen 20’nci Munzur Kültür ve Doğa Festivali’nde ‘Hozat, tarih, ekonomi, politika, kültür ve doğa’ konulu panel düzenlendi.
Pandemi sebebiyle son iki yıldır gerçekleştirilemeyen Munzur Kültür ve Doğa Festivali, Dersim Merkez’de Tunceli Valiliği’nin yasakları nedeniyle yapılmazken, Ovacık ve Pertek’in ardından Hozat’ta da festival programı ‘Hozat, tarih, ekonomi, politika, kültür ve doğa’ konulu panel ile başladı.
Panele, Avukat Barış Yıldırım, Prof. Dr. Şükrü Aslan, Prof. Dr. Ahmet Özer, Dr. Gülşen Eren Çakar ve iş insanı Mustafa Güler konuşmacı olarak katıldı.
“DAYANIŞMA İÇERİSİNDE MÜCADELE EDECEĞİZ”
Moderatörlüğünü Vicdan Baykara’nın yaptığı panel öncesi festivalin açılış konuşmasını yapan Hozat Belediye Başkanı Seyfi Geyik, Hozat’ın kadim toprakların olduğu bir yer olduğunu söyleyerek, “Dayanışma ve birliği yaratarak geleceğe adım atmaya devam edeceğiz bu yüzden yapılan festival çok önemli. Bugün festivali yapmamızın amacı dayatmalara, yasakçı zihniyete ve baskılara karşı dayanışma içerisinde mücadele edeceğiz” dedi.
“EĞİTİMDE TEKÇİ POLİTİKALARA SON VERİLMELİDİR”
Geyik’in konuşmasının ardından geçilen panelde ilk olarak Prof. Dr. Şükrü Aslan konuştu. Aslan, Hozat’ın demografisine dair yaptığı sunumda, Hozat’ın çoğul kimlikli bir merkez olduğunu belirterek, “Bu kimliklerin bir kısmı iskan yoluyla, bir kısmı buranın yerlisidir. Dünyanın bir çok yerinde Hozatlı olup da Hozat’ı görmemiş o kadar Hozatlı var ki, bulunduğumuz parktan baktığımızdan çok daha büyük, çok daha kıymetlidir” dedi.
Eğitim hakkının anayasa ve Avrupa sözleşmeleriyle güvence altına alındığını söyleyen Dr. Gülşen Erenler Çakar, “Eğitime erişim hakkı eğitimin en önemli aşamasıdır. Eğitim sistemindeki tekçi politikalara son verilmelidir. Eğitim sistemi tüm kimliklere eşit yaklaşılan bir şekilde yapılmalıdır” diye belirtti.
“KÜRT MESELESİ TÜRKİYE’NİN EN ÖNEMLİ SORUNU”
Yerel yönetimlerin önemine değinen Prof. Dr. Ahmet Özer, “Son yıllarda Neo politikalar sonucunda devletler ekonomiden el çekti. Bundan dolayı sosyal devlet anlayışı zayıfladı. Devlet sadece zenginlerini değil yoksullarını da düşünmesi gerekir. Kürt meselesinin Türkiye’nin en önemli sorunu. Sorunların çözümünde dil ve idare siyaseti önelidir. Türkiye’de Alevi sorunu varsa üstünü örterek bir çözüm bulamayız, gündeme getirmeliyiz. Aleviler cemevleri ibadethane olarak tanınsın diyor ancak devletin herkese eşit davranması gerekiyor” dedi.
“KÖYLER BOŞALTILARAK ÜRETİMİN TEMEL DİNAMİKLERİ YOK EDİLDİ”
Köyler boşaltıldığı için üretimin temel dinamiklerinin yok edildiğini vurgulayan İş insanı Mustafa Güler, “Üretimin yeniden yükseltilmesi için köylere geri dönüşümünün sağlanması gerekiyor. Üretimin artırılması için geri dönüş için destek verilmesi gerekiyor. Göç devam ederse Dersim için felaket başlar, o yüzden göçün önüne geçmemiz lazım. Geçmişte Dersim’de ki göçün temel nedeni güvenlik politikalarıydı ancak günümüzde ki en büyük neden ise işsizliktir” dedi.
“DERSİM HALKI DOĞASINA SAHİP ÇIKACAKTIR”
Munzur Havzasının Dünya Kültür Mirası Listesi’ne almak için mücadele edilmesi gerektiğini belirten Avukat Barış Yıldırım, “Munzur havzasında maden projeleri yürütülmek isteniyor. Dersim ekolojisi çok önemli ama devlet böyle bir yerde 145 tane madencilik projesi var. Maden projeleri gerçekleşirse bir bütün olarak doğanın yok edilmesi anlamına geliyor. Dersim Erzincan, Sivas, Malatya gibi bir yer değil o yüzden Dersim halkı doğasına sahip çıkacaktır” diye konuştu.
PİRHA/DERSİM
Yoruma kapalı.