PİRHA- Balıkesir Edremit’e bağlı Çamlıbel köyünde bulunan atölyede kırk yama hocası olan Ayşın Aksu arkadaşı Hülya Yetiş ile birlikte hikayelerini kumaşa aktarıyor ve Kazdağlarında kumaşlar ve iplikler sanata dönüşüyor.
“Hocamın çaylak çırağıyım” diyen Ayşın Aksu, sigarayı bıraktıktan sonra üretim yapmak istemiş. Türkiye’nin en eski kırk yama hocalarından Birsen Eltutar’un desteği ile iki buçuk sene önce İstanbul’un kargaşasından kaçıp Balıkesir Güre’ye yerleşen Aksu, ‘Buraya yerleştikten sonra evimin atölyesinde ürettiklerimi paylaşmak istedim” diyor. Önce ders vermeye başlayan Aksu bununla yetinmeyerek arkadaşı ile birlikte atölye açtı.
Atölye açıldıktan iki gün sonra önünden geçip günün yorgunluğu ile etrafın fotoğrafını çekerken cılız bir sesin ‘Bizi de çekin’ diyen Ayşın’ın sözleriyle başladı bizim de muhabbetimiz. Sohbetin ardından haber kaynaklarımız olan Ayşın ve Hülya ile bu atölyeyi kurmaya giden yolculuklarını ve sonrasını konuştuk.
Dedik ya ders vermek yetmemiş onlara. Bir de bunu sergilemek isteyecekleri bir dükkan açmışlar. Önceleri böyle küçük bir köyde atölye fikrine arkadaşları sıcak bakmasa da Aksu ısrarcı olmuş.
Neden Çamlıbel’i tercih ettiğini şöyle anlatıyor:
“Köye çıkmayı çok arzu ettim. Önceleri köyde ne yapacaksın dediler. Buraya gelen giden olur mu bilmiyorduk. Benim şöyle bir inancım var. Burası çok ıssız bir yerde olabilirdi ki değil. Yine de kendi enerjimle yükseltebileceğimi düşündüm ve hayal ettim. Nitekim bu köy Tuncel Kurtiz’in köyü diye anılıyor. Benim gibi hobisini işe dönüştürmüş Saadet arkadaşımız da ‘Köyün delisi’ diye bir butik atölye daha var. Biz de ikinci atölye olarak geldik.”
“ORASI SADECE BİR DÜKKAN DEĞİL”
İstanbul’dan Balıkesir’e göç ettiğinde eşi ile yollarını ayıran Aksu, 52 yaşından sonra hayata tekrar ‘Merhaba’ deyip dik durma zorunluluğu olduğunu düşünerek, hobisini mesleğe çevirmiş.
Aksu, “Burada hem sevdiğim işi yapacağım hem hikayelerimi işlemeye devam edeceğim hem de dostlarımla bir arada olacağım. Temiz hava bol gıda. ‘Ne gerek vardı dükkana’ dedikleri zaman. ‘Orası sadece dükkan değil’ diyorum. Burası ayrıca benim rehabilite merkezim. Şimdi gencecik çocuklara bile antidepresan ilaçlar veriyorlar. Stres günümüzün en büyük derdi. Ben ilaç yerine malzeme alıyorum” diyor.
AÇILIŞI LOKMA DAĞITARAK YAPTI
“Burası halk dilinde kırk yama diye bilinen patchwork. El sanatları ile ilgili bir atölye olacak” diyen Aksu yazın çok hareketli olacağı için turizm sezonu bitince Eylül Ekim’den itibaren ders vermeye de devam edecek. Atölyenin ismi, ‘Anka Atölye by Ayşın Aksu’ diye geçse de yol arkadaşı ile devam ettiğini her fırsatta söyleyen Aksu, açılışını da haberimizden önce lokma dağıtarak yaptı.
Büyük açılış ise 6 Mayıs günü Hıdırellez günü yapmak istiyor.
“HAYALLERİMİZİ RESMEDİYORUZ”
Sergiledikleri ürünlerin kendisi için ne anlam ifade ettiğini ise şöyle anlatıyor:
“Üretim mutlu olmak. Kızıma yatak örtüsü bebeğime battaniye gibi herkes kendini mutlu eden işi yapmak zorunda. Ben hiç güzel resim yapamıyorum. Ama hayallerimizi resmetmek istiyorum. Onu da kumaşla yapıyorum. Hikayelerimi kumaşa aktarıyorum. Çığlık diye kentli, köylü, idealleri olan kadının ortak çığlığını yansıtan ilmek ilmek dokunan nakışlar. Danteller. Hikayeli işleri seviyorum”
ÜRETİME GİDEN SÜREÇ
Yol arkadaşı Hülya Yetiş de İstanbul’dan göç etmiş. Kent hayatının o karmaşık ve hareketli dünyasından bu mütevazi hayata geçişte üretme isteğinin doğduğunu şöyle anlatıyor:
“Yıllarca çalışma hayatının verdiği tempo bir anda düştü. Fakat bu düşüşle birlikte de üretmek isteği doğdu. El sanatları da okumanın verdiği bir güçle bir şeyler üretmek var etmek istedim. Evde de bir şeyler yapmaya başladım. Sonra burada yaptığım araştırmalarda belediyemizin küçük stantlarda üretim şansı sundu.”
Bu stantlarda ürettiği ürünleri sergilerken tanışmış Ayşın Aksu ile.
Yetiş, “Gelip sergilediğimiz keçeleri görünce çok beğendi fiyatlarını sorunca da, ‘emek bu kadar ucuz mu?’ demişti. Katkı olsun hem de biz böyle mutluyuz demiştim. En büyük hasılatı o gün yapmıştık. Uzun zamandır da bu kırk yamayı öğrenmek istediğimi söylediğimde. Geleneksel sanatlar okuduğum için hem var. Öğrenmek istiyordum ama bir türlü hayata geçiremiyordum. Ayşın da öğretebilirim diyerek destek oldu” diyor.
“GELENEĞİ YAŞATMAK İSTİYORUZ”
Beraber bu projeye başlarken aralarında güçlü bir bağın oluştuğunu söyleyen Yetiş, “Kendi projelerini anlattı bana. Ben de böyle bir abla duygusuyla yapar mıyız derken. Tüm el emekçi kadınlarla birlikte kalkınalım mantığıyla yola çıktık. Birlikte başladık gidiyoruz. Geleneği yaşatmak da istiyoruz onların da burada olmasını istiyoruz” ifadelerini kulanıyor.
“ORTAK DEĞİL BERABER YOL ALIYORUZ”
Yetiş konuşmasını bitirirken Ayşın Aksu araya girip şu çağrıda bulunuyor:
“Hülya benim yol arkadaşım. Biz ortak değiliz beraber yol alıyoruz. Artık abla kardeş olduk. Herkesi bir gün Çamlıbel’e, Anka’ya, Köyün delisi Saadet’e, Sarı Kız etnografya müzesine, herkesi bir gün bu topraklarda görmek istiyoruz. Kuzey Ege güzeldir gelin görün.”
Sevim KAHRAMAN/İsmet SEFER
BALIKESİR
Yoruma kapalı.