PİRHA – Cumartesi Anneleri eyleminin 653. haftasında gözaltında kaybedilen Mahmut Doğan dosyasında adalet istendi. Mahmut Doğan’ın kızı Melek Doğan, her kapı çalışında babalarını beklediklerini kaydetti.
Haberin Videosu
653. haftada Galatasaray Meydanı’nda buluşan Cumartesi Anneleri 27 Kasım 1993 yılında gözaltında kaybedilen Mahmut Doğan dosyasında gerçeğin açığa çıkartılarak adaletin sağlanmasını istedi. “Failler belli kayıplar nerede” pankartının açıldığı eylemde kayıpların fotoğrafları ve kırmızı karanfiller taşındı.
“KAYIPLARIMIZI VE FAİLLERİNİN YARGILANMASINI İSTİYORUZ”
Eylemde ilk olarak konuşan gözaltı kayıplarından Hüseyin Taşkaya’nın oğlu Şerif Taşkaya, babasının gözaltında kaybedilmesinden bu yana hak aramaya devam ettiklerini ve aileler olarak faillerin yargılanması için bir mücadele başlattıklarını belirtti. Devletin kanlı bir devlet olduğunu, insanları yok ederek kendine bir düzen kurduğunu söyleyen Taşkaya, bu düzenin böyle gitmeyeceğini bu meydanda tek bir kişi kalıncaya kadar mücadeleye devam edeceklerini vurguladı. Şu anda insanların korkuyla yaşadıklarını ifade eden Taşkaya, “Kayıplarımızı istiyoruz, faillerinin yargılanmasını istiyoruz. Tek talebimiz bu” dedi.
“SİZ BABASIZ BÜYÜMENİN NE DEMEK OLDUĞUNU BİLİR MİSİNİZ?”
Doğan ailesi adına Mahmut Doğan’ın kızı Melek Doğan’ın mektubu okundu. Melek Doğan mektubunda annesinin sağlık durumu nedeniyle gelemediklerini ancak gönüllerinin her zaman Galatasaray’da olduğunu belirtti. Mektubunda 4 kardeş olduklarını yazan Melek Doğan, anneleri Zümrete Doğan’ın gitmediği kurum, çalmadığı kapı kalmadığını, ancak babalarından bir haber alamadıklarını kaydetti. Babasız büyümenin zorluklarını anlatan Melek Doğan, babasının kaybolmasında 61 gün sonra ev telefonlarının çaldığını annesinin telefonla konuştuktan sonra 4 kardeşi de alarak devlet hastanesine gittiğini ve orada morgun önünde beklerken bir adamın bir çift ayakkabı getirerek kendine verdiğini ve annesine bu ayakkabıların babasına mı ait olduğunu sormasını istediğini belirtti. Kendisinin de ayakkabıları tanıdığını ifade eden Melek Doğan, çocuk aklıyla babalarının gelmeyeceğini anlamadıklarını ve her kapı çalışında babalarını beklediklerini kaydetti.
ÖNCE BURADA DEDİLER ARDINDAN ‘BURADA O İSİMDE BİRİ YOK’
Basın metnini okuyan Yeter İştir, Diyarbakır’da taksicilik yapan Mahmut Doğan’ın 27 Kasım 1993 tarihinde öğlen yemeği için evine geldiğini, yemekten sonra durağa gitmek için evinden ayrıldığını ancak evine geri dönmeyince ailesinin telaşlanarak Bağlar Karakolu’na başvurduğunu kaydetti. Emniyetteki görevlilerin önce Mahmut Doğan’ın arabasında silah yakalandığı için gözaltında olduğunu, isterlerse kendisine yemek götürebileceklerini söylediklerini belirten İştir, kısa bir üre sonra yemekle gelen aileye ‘Burada o isimde biri yok’ denildiğini ifade etti. 3 gün sonra karakola çağrılan aileye aracın bulunduğu ve Çınar Ovabağ Karakolu’nda olduğunun söylendiğini kaydeden İştir, “Araba bulunsa da tüm resmi kurumlara başvuran aile Mahmut Doğan’ın akıbeti ile ilgili bir sonuç alamadı. Zümrete Doğan kendi imkanlarıyla eşini aramayı sürdürdü” dedi.
“HUKUKİ BİR SÜREÇ İŞLETİLMEDİ”
Mahmut Doğan ile uzun süredir kayıp olan Abdülselam Kızmaz’ın cansız bedenlerinin Karacadağ, Çınar Bellitaş Köyü’ndeki Reçellik mağaralarında bulunduğunu ifade eden İştir, Çınar’a getirilen cenazelere otopsi yapıldığını, ailelerin suç duyurusunda bulunmasına rağmen hukuki bir süreç işletilmediğini kaydetti. 200 yılında Hizbullah’a yapılan operasyonlar sonucunda Hizbullah’ın ‘Karacadağ Grubu’ olarak bilinen 10 kişinin Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanmaya başladığını söyleyen İştir, yargılananlardan Tahsin Kara’nın mahkemede 1992-1994 yılları arasında isimlerini verdiği 11 kişinin örgüt tarafından öldürülmesi eylemine bizzat katıldığını, bu kişiler arasında taksi şoförü Mahmut dediği Mahmut Doğan ile mağarada bulunan Abdülselam Kızmaz’ın da bulunduğunu söylediğini belirtti. İştir, 2007 yılında sonuçlanan davada mahkeme ağırlaştırılmış müebbetle yargılanan Tahsin Kara’nın suçlandığı delil dosyasının esrarengiz bir biçimde ortadan kaybolduğunu, bu nedenle yeterli ve kesin delil olmadığı gerekçesiyle Tahsin Kara’nın 12 yıl 6 ay hapisle cezalandırılmasına karar verdiğini vurguladı.
İştir, Mahmut Doğan’ın zorla kaybedilmesiyle ilgili bugüne kadar etkin bir soruşturma yürütülmediğini kaydetti. (HABER MERKEZİ)
Yoruma kapalı.