PİRHA – HDP Van Milletvekili Tayip Temel, Anadilinde eğitimin önündeki engellerin araştırılması ve ortaya çıkarılması, Kürtçe üzerindeki baskıların son bulması için gerekli tedbirlerin alınması amacıyla bir araştırma komisyonunun kurulmasını istedi.
21 Şubat Uluslarası Anadil Günü vesilesiyle meclise araştırma önergesi veren HDP Van Milletvekili Tayip Temel, Kürtçe üzerindeki baskılara dikkat çekti.
Bir dilin varlığını sürdürebilmesinin o dilin kamusal alandaki görünürlüğü ile doğru orantılı olduğunu söyleyen Temel, Kürtçenin kamusal alanda maruz kaldığı baskıların ortaya çıkartılması, bu baskılar nedeniyle yaşanan mağduriyetlerin tespit edilmesi için mecliste bir araştırma komisyonun kurulmasını istedi.
Dilin sadece bir iletişim aracı olmadığını her dilin, o dili konuşan toplumun tarihinin ve kültürünün taşıyıcısı ve kimliğinin kaydı olduğunu belirten Temel, Türkiye’de konuşulmakta olan dil sayısının 39 olduğu ancak 15’nin yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kaldığı belirtildi.
Türkiye’de konuşulan Kürtçe dilinin üzerindeki baskılara değinen Temel, “Meclis kayıtlarına hala “bilinmeyen dil” olarak geçen milyonların konuştuğu Kürtçenin bu şekilde tanımlanmasının tabii ki tarihsel bir arka planı vardır” dedi.
“ASİMİLASYON POLİTİKASININ EN ÖNEMLİ HEDEFİ KÜRTÇE’DİR”
Temel, meclis araştırma önergesinin gerekçesinde şunlara değindi:
“Cumhuriyetin ilanından sonra girişilen ulus-devlet inşası süreci ile ülkenin çok kimlikli/kültürlü yapısını zedeleyecek politik müdahaleler gerçekleştirilmiştir. Ortaya atılan Türk Tarih Tezi, Türk Dili Tezi ve Güneş Dil-Teorisi ile bir yandan bu topraklarının esas sahiplerinin Türkler olduğu ispat edilmeye çalışılmış, diğer yandan da Türkleştirmeye yönelik politikalar uygulanmaya başlanmıştır. 1930’lardan itibaren Türkiye’de yalnızca Türklerin yaşadığı görüşü yaygınlaşmaya başlamış ve bu görüş 1990’lara kadar resmi söylemde geçerli olmuştur. “Çokluk” “her alanda “tek”liğe indirgenerek etnik göstergelerin kamusal alandaki görünürlükleri mutlak yasak kapsamına alınmış, kamusal alan böylece homojenleştirilmek istenmiştir. Kamusal alandaki bu homojenleştirmede dilsel asimilasyon çok büyük bir rol oynamıştır. Bu dönemden itibaren ‘‘Türkçe konuş çok konuş’’ söylemiyle kamusal alandan Türkçe dışındaki diller yasaklanmıştır. Bu nedenle, Türkiye’de konuşulan 39 dil arasından 3’ünün tamamen yok olması ve 15’inin de yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalması şaşırtıcı değildir. Nitekim, Türkiye’de bugün Türkçeden sonra en fazla konuşulan dil olan Kürtçe de resmi ideoloji tarafından bir tehdit olarak görülmüş ve baskı altına alınmıştır. Bu nedenle dilsel asimilasyon diğer dillere yönelik olarak uygulanmış olsa da asimilasyon politikasının en önemli hedefi Kürtçe olmuştur.”
“KÜRTÇE YASAL STATÜYE KAVUŞMALI”
Kayyımlara da değinen Tayip Temel, kayyımların ilk işinin sokak adlarını Türkçeleştirmek, Kürtçe tabelaları indirmek ve Kürtçe hizmet veren tüm kurumları kapatmak olduğunu söyledi.
Temel, toplumsal barışın sağlanmasının, Kürtçe’nin kamusal alanda özgürce yaşayabilmesinden ve yasal statüye kavuşmasından geçtiğini kaydetti.
(HABER MERKEZİ)
Yoruma kapalı.