PİRHA- Plan ve Bütçe Komisyonu’nda görüşülmeye başlanan 2019 yılı merkezi yönetim bütçe kanun teklifi üzerine mecliste konuşma yapan HDP İstanbul Milletvekili Erol Katırcıoğlu, demokrasiden ve barıştan uzaklaşıldığı için ülkenin ekonomik kriz yaşadığını ve krizle yapısal reformlar yaparak mücadele edilebileceğini belirtti.
HDP İstanbul Milletvekili Erol Katırcıoğlu, Plan ve Bütçe Komisyonu’nda görüşülmeye başlanan 2019 yılı merkezi yönetim bütçe kanun teklifi üzerine mecliste konuşma yaptı. Bütçelerin teknik metinler olmadığını ve sadece sayılara indirgenemeyeceğini ifade eden Katırcıoğlu’nun konuşmasından satır başları şöyle:
“EKONOMİ VE BÜTÇE SAYILARA İNDİRGENEMEZ”
Bütçeler teknik metinler değildir. Ekonomi ve bütçe sayılara indirgenemez. Bütçeyi sayılara boğarak ele almak, bütçenin hayati anlamını gözden kaçırmaya neden olur. Fakat illa da oranlardan, istatistiklerden bahsedilecek olursa, şunu söylemek gerekir ki her bütçe, bir modelleme üzerine kuruludur. Örneğin görüştüğümüz bütçe de % 2.3’lük bir büyüme varsayımı üzerine kurgulanmıştır. Ancak örneğin OECD’nin 2019 yılında Türkiye ekonomisi için öngördüğü % 0.5’lik oran gerçekleşecek olursa, bu bütçe gerçekleşmez ve model çöker.
“PARLAMENTO ORTAK AKLI ÜRETMELİDİR”
Bu bütçe teklifi, katılım, uzlaşı ve diyalog ile oluşturulmamıştır. Parlamento, ortak aklı üretmelidir. Ancak ne yazık ki yeni sistemle birlikte uygulanan antidemokratik yönetim tarzı, bütçe sürecini de antidemokratik hale getirmiştir. Toplumda birlikte yaşama kültürünün geliştirilmesi yerine ayrımcılık politikaları uygulanmaktadır. Örneğin 3. Havalimanı’nın açılışına ülkenin 3. büyük partisi olan HDP davet edilmemiş, dışlanmıştır. Bu yönetim tarzı ve bu yönetim zihniyetinin getirdiği bütçe kanun teklifi hayırlara vesile olmaz.
“GÜVENSİZLİK ORTAMI EKONOMİK KRİZİ ÇAĞIRMAKTADIR”
2019 bütçe kanun teklifinde bir niyet var. Ancak bu niyet ve niyete ulaşmak için öngörülenler ikna edici değil. Bütçe teklifinde faiz dışı fazla, sıkı para ve maliye politikaları vurgusu yapılarak bir niyet beyanında bulunulmuş, ancak gerçekçi hedefler yok. Bu bütçe teklifi, güven vermemektedir. Tek adam rejimi, otoriterleşme, özellikle Suriye politikası özelinde Rusya-Çin blokuyla yakınlaşma görüntüsü, piyasaların güvenini sarsmaktadır. Bu güvensizlik ortamı da ekonomik krizi çağırmaktadır.
“TÜRKİYE’DE ÜCRETLİ KESİMİN ÜZERİNE YIKILAN BİR VERGİ SİSTEMİ VAR”
Literatür bize göstermektedir ki gelir dağılımındaki bozukluk ile ekonomik krizler arasında bağlantı vardır. 2008’den sonra Türkiye’de gini katsayısı artmıştır. Bugün gelinen noktada ekonomik krizin en büyük nedenlerinden biri gelir dağılımındaki bu bozukluğun yanı sıra vergi sistemindeki adaletsizliktir. Türkiye’de en fazla vergiyi emeğiyle geçinen ücretliler ödüyor. Toplam vergi gelirlerinin kabaca % 30’unu gelir vergisi oluştururken, gelir vergilerinin yaklaşık % 60-65’ini de ücretliler ödemektedir! Türkiye’de ücretli kesimin üzerine yıkılan bir vergi sistemi var. 2019 bütçe kanun teklifi de bu adaletsizlikte ısrar eden bir mantığa sahiptir.
“DEMOKRASİDEN UZAKLAŞILDIĞI İÇİN EKONOMİK KRİZ YAŞANMAKTADIR”
Ekonomide iyileşme, refah, büyüme istiyorsak dönüp siyasete bakmalıyız. Yeni kurulan sisteme bakmalıyız. Türkiye’nin yaşadığı kriz, sadece bir ekonomik kriz değildir, siyasal ve toplumsal bir krizdir. Siyasette atılması gereken demokratik adımlar atılmadığı için ekonomik sorunlar ağırlaşmıştır. Demokrasiden uzaklaşıldığı için ekonomik kriz yaşanmaktadır.
“BARIŞ EKONOMİYE ÇOK ŞEY KAZANDIRIR”
Kürt sorununun demokratik ve barışçıl çözümü konusundaki çabalar devam ettirilmediği için bu duruma geldik. Ülkenin barışa ihtiyacı var. Barış ekonomiye çok şey kazandırır. 2019 bütçe teklifine göre İç İşleri Bakanlığı hariç ülkenin savunma harcamaları için yaklaşık 110 Milyar liralık bir kaynak ayrılacaktır! Oysa ülkede demokrasi gelişir, barış sağlanırsa bu harcamalar azalacaktır. Bu kaynaklar ihtiyaç duyulan sorunların çözümüne aktarılabilecektir.
“ENFLASYONLA BÖYLE MÜCADELE EDİLMEZ”
Enflasyonla Topyekun Mücadele Programı, geçici bir çözüm önerisidir. Bu programı ortaya koyanlar “bizim enflasyonla mücadeleye ilişkin ciddi önerimiz yok, yılbaşına kadar idare edelim” demiş oluyorlar. Enflasyonla böyle mücadele edilmez. Yapısal reformlarla mücadele edilir. (HABER MERKEZİ)
Yoruma kapalı.