PİRHA- HDP milletvekilleri, din derslerindeki nefret suçlarına karşı araştırma önergesi hazırlayarak Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı’na sundu. Vekiller önergede “Halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama suçu bu derslerde birçok kez Alevi öğrencilere karşı işlenmiştir” vurgusunu yaptı.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Alevi Masası üyesi milletvekilleri, Bursa’da Hürriyet Anadolu Lisesinde görev yapan Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmeninin, Alevi toplumuna hakaret içeren sözleri üzerine harekete geçti.
İstanbul Milletvekilleri Ali Kenanoğlu ve Zeynel Özen, Antalya Milletvekili Kemal Bülbül ile Adana Milletvekili Tülay Hatimoğulları Oruç, okullarda artan nefret ve ayrımcılık söylemlerine karşı Meclis Araştırma Komisyonu kurulmasını istedi. Konuya ilişkin açıklamada ise “Türkiye Cumhuriyeti’nin onayladığı uluslararası sözleşmelerde yer alan ‘düşünce, vicdan ve din özgürlüğü’ hakkının halen yaşama geçirilmemesi, Alevi öğrencilerin din derslerinde maruz kaldıkları nefret söylemlerinin ve yaşadıkları mağduriyetin giderilmemesi, yargı kararlarına rağmen idarenin uygulamalarından doğan sorunların önüne geçilmemesinin ve en nihayetinde zorunlu Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi derslerinin Alevi öğrencilere dayatılmasının nedenlerinin ve uygulamadaki çözüm yollarının araştırılması için Anayasamızın 98. ve TBMM İç Tüzüğünün 104. ve 105. maddeleri uyarınca bir Meclis Araştırma Komisyonu kurulmasını arz ederiz” denildi.
“BU DERSLER HALEN ALEVİ ÖĞRENCİLERE DAYATILMAKTA”
HDP’Lİ dört milletvekilinin imzasıyla sunulan önergenin “Gerekçe” kısmında ise Alevi inancına mensup öğrencilerin, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi derslerinde yıllardır sistematik bir ayrımcılık ve nefret söylemlerine maruz kaldığına vurgu yapıldı. HDP’li milletvekillerinin gerekçesinde bugüne kadar derslerde yaşanan nefret suçu niteliğindeki hadiselerden örnekler de hatırlatıldı.
Son olarak 30 Kasım 2022’de Bursa’da yaşanan olaya işaret eden HDP’li vekiller, şu ifadelere yer verdi:
“Hürriyet Anadolu Lisesinde görev yapan Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmeni Mehtap Cengiz’in sınıfta, “Ben Alevilerin gittikleri yolun yanlış olduğunu düşünüyorum. Çoğu Alevi ailede çocuğun kimden olduğu belli değil. Aleviler Hz. Ali’yi Hz. Peygamberimizin yerine koyuyor, çoğu Alevinin ahlaki açıdan bozuklukları bulunuyor. Bir erkek ile kız öğrencinin ders dışında konuşması da zina” diye konuşması üzerine sınıfta bulunan Alevi öğrenciler durumu ailelerine bildirdi. Aileler okula gelerek duruma tepki gösterip, suç duyurusunda bulundular.
Belirtilen birçok örnekten de görüldüğü üzere Türk Ceza Kanunu’nun 216. maddesinde düzenlenen, halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama suçu bu derslerde birçok kez Alevi öğrencilere karşı işlenmiştir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) zorunlu din dersini insan haklarına aykırı bulan kararlarının ardından, Türkiye’de Anayasa Mahkemesi mahkemesine benzeri bir karar vererek, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersinden muaf tutulmak isteyen bir öğrencinin başvurusunun kabul edilmemesinin Anayasa’ya aykırı olduğuna hükmederek, 20 bin TL manevi tazminat ödenmesine karar vermiştir. Fakat bu dersler halen Alevi öğrencilere dayatılmakta, nefret söylemlerine maruz kalmalarına neden olunmaktadır.
Devletin demokratik, laik ve sosyal hukuk devleti niteliğini tanımlayan anayasal haklar ve tamamı Alevilerin inanç özgürlüğü lehine çeşitli AİHM kararları ile birlikte değerlendirildiğinde, ülkemizin de onayladığı uluslararası sözleşmelerde yer alan ‘düşünce, vicdan ve din özgürlüğü’ hakkının halen yaşama geçirilmemesi, Alevi öğrencilerin din derslerinde maruz kaldıkları nefret söylemlerinin ve yaşadıkları mağduriyetin giderilmemesi, yargı kararlarına rağmen idarenin uygulamalarından doğan sorunların önüne geçilmemesinin ve en nihayetinde zorunlu Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi derslerinin Alevi öğrencilere dayatılmasının nedenlerinin ve uygulamadaki çözüm yollarının araştırılması elzemdir.”
PİRHA/ANKARA
Yoruma kapalı.