PİRHA- HDP İstanbul İl Örgütü Hatun Tuğluk’un cenazesine yapılan saldırıyı kınayarak, bu türden olayların kriminal ele alınmaması ve politik tarih seyri içerisinde değerlendirilmesi gerektiği vurguladı. Açıklamada, “Dün Kürdün ve alevinin canlısını ülkenin doğusundan batısına sürgün eden inkârcı devlet politikası, bugün ölülerimizi batıdan doğuya sürgün eden örgütlü-faşist cehaleti yaratmıştır” denildi.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) İstanbul İl Örgütü Aysel Tuğluk’un annesi Hatun Tuğluk’un cenazesinin ırkçı saldırıya uğramasını kınadı. Yapılan açıklamada, Hatun annenin cenazesinde kendisini ele verenin, bir avuç gerici faşist güruh değil, devletin resmi politikası olduğu belirtildi.
“RESMİ İDEOLOJİ TOPLUMSAL ÇÜRÜMENİN BAŞ SORUMLUSUDUR”
“Toplumsal hakikatin inkârı ve iç-dış düşman söylemleriyle milliyetçilik diniyle zehirlenen topluluklar, gelinen aşamada ülkemizdeki kültürel ve inançsal dejenerasyon ve çürümenin de göstergesi oluyor” denilen açıklamada, “Ülkemizde yaşayan ne kadar kültürel, etnik ve inançsal zenginlik varsa tümü resmi Türkçülük ideolojisi tarafından vantuzlanırken, bu politikayı güdenlerin en büyük zararı kendi kültürel dünyasına verdiği bir kez daha ortaya çıktı. Nasrettin Hoca’nın fıkrasında olduğu gibi kendi bindiği dalı kesen resmi ideoloji, bu toplumsal çürümenin ve kokuşmuşluğun baş sorumlusudur” ifadelerine yer verildi.
“ÖZ ELEŞTİRİ VERİLMELİDİR”
Bu türden olayların kriminal ele alınmaması ve politik tarih seyri içerisinde değerlendirilmesi gerektiği ifade edilen açıklamada, “Dün Kürdün ve alevinin canlısını ülkenin doğusundan batısına sürgün eden inkârcı devlet politikası, bugün ölülerimizi batıdan doğuya sürgün eden örgütlü-faşist cehaleti yaratmıştır. Bir arada yaşam koşullarını tamamen ortadan kaldıran kolektif cehalet karşısında kolektif aydınlığın; faşizmin toplumsallaşması ve kurumlaşması karşısında demokratik güçbirliği temelinde anti-faşist mücadele geliştirilmediği sürece kopuş kaçınılmaz olacaktır. Bu görev de Kürdü-Türküyle, Alevi-Sunnisiyle, kadını-erkeğiyle, emekçisi-yoksuluyla ülkemizin aydınlık yüzlerinindir” denildi.
Açıklamada son olarak bu vahşet karşısında kınamaların yetmeyeceği, kutuplaştırıcı siyaset köklü bir özeleştiri verilmesi gerektiğinin altı çizildi.
(HABER MERKEZİ)
Yoruma kapalı.