Alevi Haber Ajansi

HDP ‘Herkes İçin Adalet’ kampanyasını başlattı: Adaleti aranır olmaktan çıkartalım-VİDEO

PİRHA-Halkların Demokratik Partisi, ‘toplumsal adaleti sağlamak’ hedefi ile 21 Haziran’a kadar sürecek bir seferberlik süreci başlattı. HDP Eş Genel Başkanları Buldan ve Sancar, “Herkes için, her yerde, her dilde, her zaman adalet” diyerek muhalefeti ortak mücadeleye çağırdılar.

Halkların Demokratik Partisi, ‘toplumsal adaleti sağlamak’ için Haziran ayına kadar sürecek “Herkes için Adalet” kampanyasını başlattı.

Ankara’da tanıtım toplantısında konuşan HDP Eş Genel Başkanları Pervin Buldan ile Mithat Sancar, “AKP-MHP iktidarı tarafından ekonomi, yargı, sağlık, eğitim, siyaset ve kültür alanlarında yaratılan çürümüşlük, çözümsüzlük ve tıkanmışlık topluma katlanılması zor bir yaşam olarak yansımaktadır” dedi.

Okunan deklarasyonda adaletsizliğin en yoğun yaşandığı alanlardan biri de ‘inanç ve kültür özgürlüğü’ olarak ifade edilirken “Özellikle Alevi toplumuna yönelik tarihi arka planı olan adaletsizliklere bu iktidar tarafından yenileri eklenmektedir. Aleviler de ayrımcı nefret dilinin hedefindedir. Cemevlerinin ısrarla statüsüz bırakılması, iktidarın toplumun önemli bir kesimini oluşturan Alevileri tanımaması ve taleplerini karşılıksız bırakmasından başka bir anlamı yoktur” denildi.

“ADALETE VE ADALET ARAYANLARA DÜŞMANLAR”

HDP Eş Genel Başkanları Buldan ve Sancar’ın ortak açıkladıkları deklarasyonda “nefret ve tehdit dili, cinsiyetçi, ötekileştirici zihniyet toplumu sürekli kutuplaştırmaktadır” denilerek şu açıklama yapıldı:

“İktidarın düşmanlaştırıcı dili, ne yazık ki, toplumun temel harcı olan insani değerleri bir bir aşındırmakta, toplumu ahlaki bir yozlaşma girdabına sürüklemekte, toplumsal çözülmeyi dayatmaktadır.

Bu krizlerin her birinin ayrı ayrı sonuçları olsa da, hepsinin toplamda ürettiği ve giderek çığ gibi büyüyen ortak bir sonuç vardır: Adaletsizlik.

Yargıdan kadın haklarına; vergiden ücrete; işçi haklarından tüketici haklarına; sağlığa erişimden konut hakkına; ifade özgürlüğü hakkından engelli haklarına; çocuk haklarından hayvan haklarına, barış hakkından yaşam hakkına, su ve toprak hakkından ekolojik haklara kadar her alanda adaletsizlik bu rejimin temel özelliğidir.

Gayri meşruluğu, yolsuzluk düzenini, insanlık suçlarını ancak ve ancak böyle bir adaletsizlik düzeninde sürdürebileceklerini biliyorlar. Bu nedenle toplumu adaletsiz bir yaşama mahkûm ve mecbur bırakmaya çalışıyorlar. İşte bu yüzden adalete ve adalet arayanlara düşmanlar.”

“İNSAFSIZLIK DÜZENİ İŞLEMEKTEDİR”

Adaletsizlik ile ekonomik sömürü ve yoksulluk arasında sıkı bağlar bulunmaktadır. Kayırmacılığın, yolsuzluğun hâkim anlayış haline geldiği, gelir dağılımı uçurumunun her geçen gün büyüdüğü; halktan toplanan vergilerin iktidar eliyle yandaş sermayeye aktarıldığı, talan ve sömürü çarkı toplumun en ağır yaşadığı adaletsizliklerin başında gelmektedir. Bir yandan iktidar yandaşı olanlara büyük ekonomik ayrıcalıklar bahşedilirken; öte yandan çöpten ekmek toplayan insanların bulunduğu bir insafsızlık düzeni işlemektedir. Bu ülkenin kaynaklarına çöreklenenler, yurttaşa çöp konteynerlerini ve pazaryeri çöplerini reva görmektedir. İşsizlik, yoksunluk, yoksulluk ve hayat pahalılığında yakın tarihin en vahim tablosu yaşanmaktadır.

Kendileri şatafat içinde yüzerken, bu ülkeyi insanların aç yattığı, sabaha umutsuzca uyandığı, borç batağında süründürüldüğü, çaresizlikten yaşamına son verdiği, bir sefalet coğrafyasına çevirdiler.”

“TEK ADAMA DAYALI OLAĞANÜSTÜ HAL REJİMİ”

“AKP-MHP iktidarı keyfi ve adaletsiz rejimini sürdürebilmek için siyasal alanı tamamen lağvetmek hevesindedir. Bunun en tipik örneği kayyım rejimidir. Siyasi hırsızlık ve soygun düzeni olan kayyım rejimi, bu iktidarın seçimsiz, halksız ve haksız bir darbe düzenine geçiş özleminin aynasıdır.

Bu düzende demokratik hak ve özgürlükler kullanılamadığı gibi katılım adaletinin işlemesi de engellenmekte, demokrasinin en temel ilkeleri bile askıya alınmaktadır. Kuvvetler ayrılığı, denge denetim mekanizmaları yok edilerek tek adama dayalı olağanüstü hal rejimi kalıcı hale getirilmeye çalışılmaktadır. Demokratik siyasetin temel özellikleri olan müzakere, diyalog ve mutabakat arayışını ortadan kaldıran AKP-MHP iktidarı, bütün alanları şiddet mekanizmalarıyla yönetmeyi tercih etmektedir.”

“SARAY’A BAKAN YARGI SİSTEMİ”

“Adaletsizliğin hassas bir teraziye vurulduğu yargı alanında da tam bir çürümüşlük yaşanmaktadır. Bugün en büyük hukuksuzluklar, baskı ve tasallut altına alınan liyakatsiz savcı ve hakimler eliyle yapılmaktadır. Evrensel hukukun temel ilkelerine değil Saray’a bakan yargı sistemi, bu ülkenin geleceğini müebbet adaletsizliğe çevirmeye çalışmaktadır.

Hukuku adeta bir tasfiye ve tedip mekanizmasına dönüştüren bağımlı ve taraflı yargı düzeni, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) başta olmak üzere evrensel hukuk değerlerini hiçe saymakta, ortaçağ engizisyon mahkemelerine rahmet okutmaktadır.”

“SEÇME VE SEÇİLME HAKKI GASP EDİLMEKTE”

“AKP-MHP iktidarı, kökten adaletsizliğe dayanan harami düzenini ne pahasına olursa olsun sürdürme gayreti içerisindedir. Halkın desteği ve rızasıyla ayakta kalamayacağını bildiğinden toplumu sürekli kutuplaştırarak, ötekileştirerek, nefret dilini yaygınlaştırarak, cebir ve şiddetle ömrünü uzatmanın arayışındadır. Düşmanlaştırıcı nefret dilini ise Kürtler başta olmak üzere toplumun kimlik, inanç, cinsiyet ve kültürel farklılıklarına yöneltmektedir.

Kürt halkının en doğal ve insani hakkı olan kültür, kimlik, anadilinde eğitim ve kendini özgürce ifade etme hakları gasp edilmekte, bunların talep edilmesi bile ceza konusu yapılmaktadır. Hukuk ve kanun dışı oluşturulan kayyım rejimiyle Kürtlerin seçme ve seçilme hakkı gasp edilmekte, yerel demokrasi, yerelden ve yerinden yönetim imkanları ve hakkı yok edilmektedir. Tek adam yönetimi, Kürt sorununda çözümsüzlüğü esas alarak, Türkiye halklarının huzuru, refahı ve geleceğiyle tehlikeli bir şekilde oynamaktadır.”

“HERKES İÇİN ADALET”

HDP’nin açıkladığı deklarasyonda “Toplumun adalet arayışına ses ve nefes olacağız” denilerek toplumsal adaleti sağlamak adına bir tür seferberlik başlatılacağı duyuruldu.

“İşsizliğe, yoksulluğa, yolsuzluğa, hayat pahalılığına, sömürüye, talana, gelir uçurumuna karşı mücadeleleri büyüteceğiz” denilen açıklamanın devamında şöyle devam edildi:

“Kayırmacılığa; ayrımcılığa, şiddet ve nefret diline, kutuplaştırıcı politikalara karşı direneceğiz.

Farklı halkların ve inanç gruplarının haklarını, hukuklarını, kültür, kimlik ve anadillerini özgürce kullanabilmeleri mücadelemizi kararlı biçimde sürdüreceğiz.

Kadın kırımına ve kadına yönelik şiddete, kadın yoksulluğu ve işsizliğine karşı mücadeleyi büyütecek, İstanbul Sözleşmesi’ni daha güçlü sahipleneceğiz.

Gençliğe karşı tüm hoyrat politikaların karşısında duracağız.

Doğa katliamını ve tahribatını durduracağız.

Bütün toplumsal ve demokratik muhalefet güçlerinin özgürce siyaset yapma hakkını savunacağız.

Demirtaş, Kavala, Berberoğlu örneklerinde olduğu gibi AYM ve AİHM tarafından verilen kararların uygulanmasını sağlayacağız.

Cezaevlerinde hüküm süren şiddet, zorbalık, tecrit ve hak gasplarını sona erdireceğiz.”

“DAHA FAZLA GEÇ KALMADAN…”

“Siyasal muhalefet başta olmak üzere, tüm toplumsal muhalefete ve tek tek yurttaşlarımıza çağrıda bulunuyoruz. Daha fazla geç kalmadan, iktidar ittifakının halklarımızı daha fazla yoksunluğa, yoksulluğa, açlığa ve sefalete, ekonomik, siyasi, ekolojik ve toplumsal yıkıma sürüklemeden hep birlikte, herkes için adalet diye haykıralım.

Adaletsiz yaşanmaz. Adaleti aranır olmaktan çıkartalım ve yaşanır hale getirelim. Yaşamı adaletli kılalım.”

PİRHA/ANKARA

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.

Web sitemiz, deneyiminizi daha iyi hale getirmek amacıyla çerezler kullanmaktadır. Bu durumda herhangi bir sıkıntı yaşamayacağınızı düşünüyoruz, ancak isterseniz çerezleri devre dışı bırakma seçeneğiniz her zaman mevcuttur. Kabul ediyorum devre dışı bırak