HDP, bir yılını geride bırakan kayyım atamalarıyla ilgili raporunu açıkladı. Kayyımlarla halk iradesinin gasp edildiğini dile getiren HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Garo Paylan, siyasi partilere ve demokratik kesimlere çağrıda bulunarak, “Kayyım siyasetine son verilsin” dedi.
HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Garo Paylan, Demokratik Yerel Yönetimler Eş Sözcüsü Hediye Karaaslan ve Demokratik Yerel Yönetimler Kurulu Üyesi Yunus Parim’in detaylı sunumlarıyla “Kayyım Raporu Ağustos 2019 – Ağustos 2020 Bir Yıllık Panorama” başlıklı 37 sayfalık raporunu kamuoyuna açıkladı.
HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Garo Paylan, HDP Belediyelerinde atanan kayyumlar için şunları söyledi:
“Dört yıl önce başlayan birinci kayyım döneminde HDP’nin güçlü olduğu belediyelerde bir darbe siyaseti devreye sokuldu. Öncelikle eş genel başkanlarımız, milletvekillerimiz dokunulmazlıkları kaldırılarak, saraydan verilen talimatlarla tutuklandılar ve meclise bir darbe vuruldu. 2016 ve 2017 yılında kayyum siyaseti devreye geçti. Belediyelerimize darbelerle kayyumlar atandı.
Buna rağmen 2018 milletvekili seçimlerinde HDP Barış ve Demokrasi çağrılarıyla meclise tekrar geldi. Aynı zamanda 2019 da kayyum atanan tüm belediyelerimizin büyük çoğunluğunu geri alarak kayyumları sarayın bahçesine gömdük.
“ERDOĞAN DARBECİDİR!”
“AKP açıkça darbe siyaseti izliyor, muhalefet ise yeterli tepki vermiyor”
2019 yılı Mart seçimlerinde HDP’nin kayyum atanan bütün belediyeleri geri kazandığını gören AKP genel Başkanı Tayip Erdoğan; “Kayyum atanan belediyeleri kazanırlarsa, hiç beklemeden kayyum atayacağız” demiştir.
Geçen yıl 19 Ağustos 2019 da Mardin, Diyarbakır ve Van Belediyelerine kayyum atayarak darbe vurmuştur.
31 Mart 2019’da kazanılan 63 belediyenin yüzde 81’i, HDP’den alınarak vali ve kayyumlar aracılığıyla iktidar yönetimine girdi. 51 belediyesine el konulmuş ve 12 belediyede yönetimi sürdürmekteyiz.
HDP baskı ve darbe uygulamalarına rağmen halka hizmet etmeyi sürdürdü. Belediye eş genel başkanlarımız, belediye meclis üyelerimiz, seçilmişlerimiz görevlerini yapamıyorlar. Derhal görevlerine dönmelerini talep ediyoruz.
Buna karşı; muhalefette olanlar dahil hiçbir siyasi parti kayyum ve darbe siyasetine yeterli tepkiyi vermemiştir. Muhalefet, Türkiye’nin doğusunda olan darbelere karşı, Türkiye’nin batısında olan darbeler kadar tepkiyi ortaya koyamıyor. Gerekli birliktelik sağlanamadığı için Erdoğan’ın darbesi geri püskürtülememiştir.”
“EŞBAŞKANLARIMIZA PARA TEKLİFİ”
Paylan’ın ardından konuşan Demokratik Yerel Yönetimler Kurulu Eş Sözcüsü Hediye Karaaslan, kayyum atamaları ile yerel demokrasi ve demokratik belediyeciliğin tabutuna son çivilerin çakıldığını söyledi. Belediye eş başkanlarına maddi tekliflerin yapıldığını da anlatan Karaaslan, “Eşbaşkanlarımıza aracılar eliyle milyonlarca lira teklif edildi ve tek şey söylendi, ‘Ya partinden istifa edip başka partilere geçin ya da bağımsız kalın’. Yapmayan belediye eşbaşkanlarımızın yerine ertesi gün kayyım atadılar” diye konuştu.
“DEMOKRATİK ÇÖZÜM PROJELERİ İÇİN RİSK ALMAYA HAZIRIZ”
HDP Parti Meclisi (PM) toplantısının sonuç bildirgesinde Türkiye’deki muhalif partilere çağrı yapan HDP yönetimi, “Tarihi ve toplumsal acı biriktiren Kürt sorununu, demokratik çözüm projeleri üretip siyasi riskler üstlenerek ve tüm coğrafyaya yayılmış istibdat rejimine karşı net tavır alarak hep birlikte çözebiliriz” dedi.
Bildirgede Kürt sorununun yalnızca vaatlerle çözülemeyeceği ifade edilerek muhalefete ve iktidara çeşitli mesajlar verildi. HDP yönetiminin Kürt sorununun çözümü için her türlü riski almaya hazır olduğu vurgulandı.
Raporda şunlar belirtildi:
“Kürt meselesinde demokratik çözümün sadece Kürt sorununu dillendiren açıklamalar ve vaatlerle gelmeyeceği tarihi tecrübelerle sabittir. Bu anlamda rol alabilecek her türlü çabayı destekleyeceğimizi ve bizatihi içerisinde yer alarak katkı sağlayacağımızı bir kez daha tüm kamuoyuna deklare ediyoruz. Siyasi aktörleri, aydınları, akademisyenleri ve tüm kamuoyunu da Kürt Sorununun demokratik çözümünde inisiyatif almaya çağırıyoruz. Şimdi barışı ve bir arada eşit yaşam mücadelesini daha fazla toplumsallaştırarak inşa etmenin vaktidir. Türkiye ve Ortadoğu’yu barış meşalesi ile aydınlatmanın zamanıdır. Bu kapsamda sokak sokak, şehir şehir, mahalle mahalle oluşturacağımız barış zincirleriyle elimize alacağımız barış meşalesini hep birlikte taşımak için Türkiye halklarına çağrıda bulunuyoruz.”
Ayhan KARDAŞLAR/ ANKARA
Yoruma kapalı.