Alevi Haber Ajansi

HBVAKV Şube Başkanı Murat Yıldırım: İnancımızı kimse tarif etmesin-VİDEO

PİRHA –Hızırşah Etkinlikleri’nde konuşan HBVAKV Şube Başkanı Murat Yıldırım, Alevi inancına yönelik baskılara işaret etti. Yıldırım, “İnancımızı kimse tarif etmesin. Bizler bu ülkede Alevi yurttaşları olarak diyoruz ki her kademede eşit olalım” diye konuştu.

Datça ilçesinde süren 13. Hızırşah Anma Etkinliklerinin 2. gününde de ilgi bir hayli yoğun oldu. Hızır Şah Dergahının bulunduğu alanda yapılan etkinliğe Baba Mansur Ocağı dedesi Veli Gülsoy, Kağıthane Nurtepe Cemevi Başkanı Baba Mansur Ocağı dedesi Zeynel Şahan ve çok sayıda yurttaş katıldı.

“HER KADEMEDE EŞİT OLALIM”

Anma etkinliğinde söz alan Datça Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı (HBVAKV) Şube Başkanı Murat Yıldırım, “Eşit yurttaşlık” vurgusu yaparak şunları söyledi:

“Hoşgörüyü, sevgiyi, paylaşmayı unuttuk. Bizler, hoşgörünün, sevginin, paylaşmanın, birlikte yaşamanın koşullarını çoğaltmalıyız ki ülkemizde insanlığımız da güzel olsun. Hoşgörü, paylaşım olmayan bir yerde ötekileştirme ile hiçbir yere varılmaz. Bizler bu ülkede Alevi yurttaşları olarak diyoruz ki ‘Eşit olalım. Her şeyde eşit olalım. İnanç boyutunda eşit olalım, işe alınırken eşit olalım; yani her kademede eşit olalım. Herkes bizim inancımızı tarif ediyor ama biz hiç kimsenin inancını tarif etmiyoruz.

Burası Hızırşah Dergâhı. Keşke eski haliyle kalsaydı. Burayı kaçak olarak tadilat yaptılar. Burada 700 senelik mermer eşiği vardı, götürdüler. İçeride çömlek vardı, ‘tebriye’ diyorlardı onu götürdüler. Dergâhın arka tarafında 8 metre uzunluğunda 1.5 metre yüksekliğinde 60 santim genişliğinde bir sütun vardı, hepsi kayboldu. 8 ay önce bunların hepsi kaçak olarak camiye dönüştürüldü. Bu toplumun gözü önünde oldu. Biz bunları savcılığa, Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne taşıdık ancak bir sonuç alamadık. Yani kendi kültürümüzü, tarihimizi kendi elimizle yok ediyoruz. Bu tarihi gelecek nesillere bırakmalıyız.

“BURASI ALEVİ BEKTAŞ’İ DERGAHIYMIŞ”

Hızırşah Aleviler için çok önemli ama Hızırşah köyünde yaşayanlara Alevi demiyoruz ama burası 1300’lerde varmış ve burası Alevi Bektaş’i dergahıymış. Alevi Bektaşi dergahlarına o dönemde Osmanlı orduları gelir, konaklar, yer, içer gidermiş. Hacı Bektaş, Abdal Musa, Seyitgazi, bunlar hepsi yol kenarlarında kurulan dergâhlardır.

Muğla valimiz dedi ki ‘Milas’ta kazı yapıyoruz, buraya da bir kazı yapalım gün yüzüne çıkaralım’… Halen bir sonuç alamadık!

Biz kimseyi ötekileştirmeyiz, kimsenin inancına karışmayız ama bizim inancımızı da kimse tarif etmesin. Biz de artık Türkiye Cumhuriyeti’nde yasal bir şekilde; yani camiler nasıl yaşıyorsa bizim de dergahlarımız yaşasın, öyle bir hakkımızın olması lazım. Bu dergahlarımızda gönüllülük esasına dayalı, herkes gönlünden geldiği gibi hizmet eder, gönlünce çalışır, her lokmamızı birlikte yapar, paylaşırız. Paylaşım güzeldir.”

“BİR LEVHA DİKMİYORLAR”

Araştırmacı Yazar İbrahim Afatoğlu ise yaptığı konuşmada Alevi-Bektaşi kültürünün korunması gerektiği vurgusunu yaptı. Afatoğlu, yerel yönetimlerin, inanç merkezlerine yönelik özensiz davrandığını söyleyerek şöyle devam etti:

“Bizim bölgemiz Alevi Bektaşi bölgesidir. Onun için Denizli bölgesinde Hacı Bektaş Veli’nin en önemli dervişi olan İsmail Sultan Kazak Abdal, Yatağan Baba, Karacaahmet, Koyun Baba gibi büyük Alevi Bektaşi önderleri, dervişlerinin mezarları var. Tabii inanç turizmi gereğince Anadolu’nun tamamından bu bölgeye gezmeye gelinmektedir. Belediye başkanlığı bizdeyken sözümüz geçiyordu ama şimdi belediye başkanlığından ayrılınca sözümüz geçmiyor. Tekelerin olduğu bölgelere dahi bir levha dikmiyorlar. Büyükşehir belediye başkanına ‘şuraya bir levha dikin’ dedim, hala dikilmedi. Oralara bir levha dikseler herkes gidip görecek. Bir inanç turizmi olacak orası. Alevi Bektaşi kültürüne sahip çıkmamız gerekiyor. Ben aslında Sünni gelenekten gelen birisiyim ama bu kültürün yaşaması gerekiyor.”

“ERENLER, ORTAK MEDENİYETİMİZİN TEMEL TAŞLARIDIR”

Marmaris Kaymakamı Ertuğ Şevket Aksoy ise, yapılan etkinliği önemsediğini belirterek “Hangi inançtan, hangi mezhepten, hangi kimlikten, hangi etnik gruptan, hangi dinden olursa olsun bu ülkede yaşayan ayrı ayrı her bir vatandaşın üzerinde mutlaka Hacı Bektaş Veli’lerin, Toptuk Emre’nin, Yunus Emre’lerin yarattığı toplumsal kültürün etkisi, bir izi vardır. Hacı Bektaş Veli’nin kültüründen etkilenmiş olmanız için Alevi-Bektaşi olmanıza da gerek yok aslında. Çünkü bu erenler, bizim ortak medeniyetimizin, kültürümüzün temel taşlarıdır. Bu etkinlikleri birlikteliğimizi, hoşgörümüzü, sevgiyi bir kez daha gündeme getirmesi açısından da çok önemli olduğunu düşünüyorum. Bizim bu tarihsel gerçeği bir kez daha hatırlamamıza vesile oluyor o açıdan çok önemli.”

Konuşmalar ardından Baba Mansur Ocağı dedelerinden Veli Gülsoy, gülbeng okudu. Lokmaların paylaşılması ardından etkinlik son buldu.

Cebrail ARSLAN/MUĞLA

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.

Web sitemiz, deneyiminizi daha iyi hale getirmek amacıyla çerezler kullanmaktadır. Bu durumda herhangi bir sıkıntı yaşamayacağınızı düşünüyoruz, ancak isterseniz çerezleri devre dışı bırakma seçeneğiniz her zaman mevcuttur. Kabul ediyorum devre dışı bırak