Alevi Haber Ajansi

HBVAKV eski yöneticisi Karahalil: Aleviler taleplerini her yerde çığlığa dönüştürmeli

PİRHA- Yazar Seyit Karahalil, Alevi örgütlenmesinin toplumu bir arada tutmasının yegane yolunun; örgütleri canlı, dinamik ve ideolojik olarak ayakta tutmadan geçtiğine işaret etti. “Bizler bu taleplerimizi her yerde her platformda çığlığa dönüştürmez isek daha çok bekleriz” diyen Karahalil, “Örgütler sosyal yapılardır. Doğar, gelişir, yetersizleşir, yenilenmezse yok olurlar. Bunun için sürekli örgütsel analizler yapılması zorunludur” ifadelerini kullandı. 

Yazar ve Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı (HBVAKV) geçmiş dönem genel sekreteri Seyit Karahalil, Alevi örgütlenmesine dair kaleme aldığı yazısında kurumların söylemleri, duruşu ve pratikteki samimiyetleri ile serüvenden uzak duran tüm demokrasi güçleri ile omuz omuza durması gerekliliğine vurguda bulundu.

‘Örgütlenme mi? Öğütme mi?’ başlığıyla kaleme aldığı yazısında Karahalil, devletin tek ırk, tek inanç ve tek kültür özlemiyle yanıp tutuşmakta olduğuna değinerek, Alevilerin tüm bu gelişmelere karşı taleplerini her yerde çığlığa dönüştürmemesi durumunda hak elde etmede çokça beklemesi gerekeceğini dile getirdi.

Çözümün sivil, nitelikli demokratik sivil örgütlenme modeli olduğuna değinen Karahalil’in kaleme aldığı yazı şöyle:

” BİR ARADA TUTMANIN YOLU, ÖRGÜTÜ DİNAMİK VE İDEOLOJİK OLARAK AYAKTA TUTMAKTAN GEÇER”

‘Örgütlenme mi? Öğütme mi?’

Modern Dünya’ya, örgütler dünyası da demek mümkün. İnsanı öğüten sisteme karşı insanlarımızı bir arada tutmanın yegâne yolu; örgütleri canlı dinamik ve ideolojik olarak ayakta tutmaktan geçer.

Hepimizin bildiği üzere örgütler sosyal yapılardır. Doğar, gelişir, yetersizleşir, yenilenmezse yok olurlar. Bunun için sürekli örgütsel analizler yapılması zorunludur. Bu analizlerin ve değişimi etkileyen birçok neden vardır.

Bu nedenleri yasal, yönetsel, teknolojik ve doğal olarak sınıflayabiliriz. Burada ele alınması gereken doğal nedenlerdir. Çünkü çalışırken hiç göremediğimiz veya hiç fark edilmeyen nedendir.

Uzun süre örgütten ayrı kalmak, sadece genel kurullarda dostlarla buluşmak, yapılan hataları, noksanlıkları ancak bu salonlarda öğrenmek örgütümüzü büyütmez.

Ayrıca burada ortaya çıkan noksanlıklar tüm geçirdiğimiz yılı heba eder. Bu hatalar ki genelde (görev çatışmaları, görev başlıkları gibi karşımızda durur.)

Esas olan, kişiler, örgüt amaçlarını gerçekleştirme yönünde kendilerine düşen toplumsal görevleri yaparken; yapıları amaçlarına araç olarak kullanmak yerine, bir tür araç olmaktır. Zira ana örgütün amacı bireylerin oluşturduğu birimlerin amaçlarının toplamıdır. Bu ilkeyi taşıyacak bir yöneticinin bazı becerilere sahip olması ve onları sürekli geliştirmesi de zorunludur.

“SÖYLEM, DURUŞ VE PRATİĞİMİZE SADIK KALMALIYIZ”

Bu becerilerin başında; teknik beceri, iletişim becerisi, analitik becerisi, (sorunların çözümünde mantıksal ve bilimsel yaklaşım) karar verme becerisi, kavramsal beceri (yani birleştirme bütünleştirme)

Ve çok daha önemlisi ise insan ilişkileri becerisidir. İşte sorunun ve sorunları ana damarı insan ilişkileri olup insanları anlayabilme, onlarla birlikte çalışabilme ve iyi geçinebilme becerisidir. Diğer esas olan ise yöneticiliği meslek haline getirmemektir.

Bir diğeri ise, bir sorun ortaya çıktığında sorunun bir parçası mı oluyoruz, yoksa çözümün bir parçası mı olmaya çalışıyoruz? Bunun ayırdına varmak önem arz eder. Evet, bizler köylerimizden kalkıp kentin varoşlarına hapis olduk. Bizlerden profesyonel bir yönetici olmamız beklenemez diye de düşünebiliriz. Ama esas olan bir örgütte yapılması gereken şey, var olanı tutmak ve üstüne yenilerini eklemektir.

Bir kere şunun ayırdına varmak gerekir diye düşünüyorum. Bizim örgütümüz demokratik sivil kitle örgütü ve aynı zamanda demokratik Alevi örgütlenmelerinin vazgeçilmez bir parçası mıdır? Değil midir? Bu ülkede yaşanan sorunlar hepimizin canını birden yakıyor mu? yakmıyor mu?

Eğer bu nitelikleri taşıyorsak o zaman söylemlerimizi duruşumuzu ve pratiğe yansıtışımızı bu çerçeveye sadık kalarak yapmalıyız. Bunu yaparken samimi, serüvenden uzak duran tüm demokrasi güçleri ile omuz omuza durmaya evrensel ve çağın değerlerini göz ardı etmemeye de özen göstermeliyiz.

“ÇÖZÜM, DEMOKRATİK SİVİL ÖRGÜTLENME MODELİDİR”

Gün gittikçe koyulaşmaya ve karanlık üzerimize tüm haşmeti ile inmeye devam ediyor. Emekçiler yerin altında sularda boğulurken bizler yerin üstünde karanlıkta boğulacağız. Bunun farkında mıyız? Bu bozuk düzende insan canı sermayenin üç kuruşluk karına feda edilmekte, doğanın yok edilmesine direnenler katledilmekte, insanlar şeriat adına yakılmakta, asılmakta veya kör kuyularda kim vurduya gitmekteler.

Halktan gittikçe uzaklaşan ve toplumun uçta bir kesiminin güdümünde kalan devlet, tek ırk, tek inanç ve tek kültür özlemiyle yanıp tutuşmaktadır. Bu asimile ve faşist uygulamalarını aldığı mirasın devamı olarak bütün siyasal ve ekonomik gücü ile biz ötekileştirdiklerinin üzerinde sürdürmektedir.

Oysa bizlerin istediği çok şey yok. Demokratik laik ve evrensel hukuk ilkelerinin kurumlaştırılması ve Diyanet denilen kapının kapatılması, zorunlu din derslerinin, Alevi birimlerine zorla cami yapılmasının, imam hatiplere ve kuran kurslarına verilen desteğin çekilmesi ile eğitimin çağdaş ve bilimsel olarak yapılandırılması ve kirli savaşın son bulmasıdır.

Bizler onların çaldıkları, parselledikleri haram yemeklerinde pay istemiyoruz. Ama bir şey istiyoruz o masumane taleplerimiz yerine gelsin. Çünkü bu yarın onların torunlarına da lazım olacak. Bizler bu taleplerimizi her yerde her platformda çığlığa dönüştürmez isek daha çok bekleriz.

Çözüm sivil nitelikli demokratik sivil örgütlenme modelidir. Yöresel olarak örgütlü yapılarında hemen şimdi o hantal ve durağan yapılarından acilen kurtulup bu niteliğe bürünmesi gerekir.

Bununla birlikte nitelikli tutarlı güçlü siyasi partiler ise güçlerini bu yapılardan almaya yönelik iktidar talebinde olmalıdır. Söze noktayı koyarken Sivas’ta Çorum’da, Maraş’ta, Gezi eylemlerinde, parti büyükler yesin diye yerin dibine inerek yaşama veda edenlere ve özgürlük mücadelesi vermiş tüm Hakk’a yürüyenlere selam olsun ve anıları bizlerin yolunu aydınlatmaya devam etsin. Boz atlı Hızır tüm cümle yoldaşların yardımcısı olsun.”

PİRHA/İSTANBUL

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.

Web sitemiz, deneyiminizi daha iyi hale getirmek amacıyla çerezler kullanmaktadır. Bu durumda herhangi bir sıkıntı yaşamayacağınızı düşünüyoruz, ancak isterseniz çerezleri devre dışı bırakma seçeneğiniz her zaman mevcuttur. Kabul ediyorum devre dışı bırak