Alevi Haber Ajansi

HBVAKV: 12 Eylül koşulları devam ediyor; mücadele sürecek

PİRHA- Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı, 12 Eylül’ün askeri darbesine ilişkin yaptığı açıklamada, “12 Eylül koşullarının devam ettiği bir süreçte, yasaklara rağmen fiilen kendi örgütlü mücadelesini kuran Alevi örgütleri dost ve müsahip kurumlarımızla birlikte, yeni rejimin baskılarına ve dayatmalarına teslim olmayacağız” dedi. 

12 Eylül 1980’de Türk Silahlı Kuvvetleri’nin ülke yönetimine Milli Güvenlik Konseyi adlı cunta yapılanmasıyla darbe yapmasının üzerinden 39 yıl geçti. 12 Eylül askeri darbesi ile 650 bin kişi gözaltına alındı, 1 milyon 683 bin kişi fişlendi, 30 bin kişi “sakıncalı” olduğu için işten atıldı, 31 gazeteci cezaevine gönderildi, seçilmiş belediye başkanları görevden alınarak yerine sıkıyönetim tarafından atama yapıldı, 517 kişi idam cezasına çarptırıldı, 50 kişi acımasızca asıldı, yüz binlerce insan akıl almaz işkencelerle, gözaltılarla, cezaevlerinde ölüme terk edildi. Yüzlerce sendika, konfederasyon, dernek ve demokratik kitle örgütü kapatılmış, yöneticileri tutuklandı.

Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı Genel Merkezi üzerinden 39 yıl geçen 12 Eylül askeri darbesine ilişkin yazılı bir açıklama yaptı.

Yapılan yazılı açıklamada şu ifadelere yer verildi:

“Sivil/askeri tüm darbeciler karanlıktan, gericilikten, milliyetçilik ve şovenizmden beslenirler. Barış ve demokrasi havarisi kesilip darbe gerçekleştirirler ancak kısa süre içerisinde barış ve demokrasi düşmanı olup demokratik birikimleri bir bir ortadan kaldırırlar. Toplumsal kutuplaşma ve yeni düşman odaklar yaratarak sürekliliklerini sağlamaya çalışırlar. 12 Eylül bunun tipik bir örneğidir.

Emperyalizmin ve sermayenin çıkarları doğrultusunda, finans kapitalin ve uluslararası tekellerin ihtiyaçlarına yönelik kurulan neoliberal politikaların rahatça uygulanması için gerçekleşen 12 Eylül faşist darbesinin üzerinden 39 yıl geçti. Darbe ile 650 bin kişi gözaltına alınmış, 1 milyon 683 bin kişi fişlenmiş, 30 bin kişi “sakıncalı” olduğu için işten atılmış (İşten atılanların 3 bin 854’si öğretmen, 120’si öğretim üyesi ve 47’si hâkim) 31 gazeteci cezaevine gönderilmiş, seçilmiş belediye başkanları görevden alınarak yerine sıkıyönetim tarafından atama yapılmış, 517 kişi idam cezasına çarptırılmış, 50 kişi acımasızca asılmış, yüz binlerce insan akıl almaz işkencelerle, göz altılarla, cezaevlerinde ölüme terk edilmiştir. Yüzlerce sendika, konfederasyon, dernek ve demokratik kitle örgütü kapatılmış, yöneticileri tutuklanmıştır.

“ÜLKEMİZİN GELECEĞİ GENÇLERİ İDAM SEHPALARINA YOLLADILAR”

Darbeciler ülkemizin geleceği gençleri idam sehpalarına yollamış, aydın, üretken beyinleri ülke dışına kaçırtmış, üniversiteleri YÖK karanlığına teslim etmiştir. “Ülke elden gidiyor” gerekçesine sığınan darbeciler ülkenin kaynaklarını uluslararası sermayeye peşkeş çekmiş, yolsuzluk ve rüşvet çarkının parçaları olmuş, eğitim sistemini gerici ülkelerin finanse ettiği Türk/İslam sentezci laiklik karşıtı müfredatla donatmışlardır. 12 Eylül’ün Karanlığı Dağılmadı! 15 Temmuz’da ülkemiz yeni bir askeri darbe ile karşı karşıya kalmıştır.
Son on yıllarda ve mevcut siyasal iktidar döneminde devlet fideliğinde büyütülen, “ne istediyse verilen”, devletin tüm kurumlarında
kadrolaşmasının önü açılan cemaat, ikili iktidara son verip tek başına iktidar olma amacıyla darbe girişiminde bulunmuştur. 15 Temmuz darbe girişimi en sistematiği AKP Hükümetleri döneminde olmak üzere bir kez daha devlet kurumları içerisinde beslenmiş, halklarımıza ve emekçilere karşı gerçekleştirilmek istenmiştir.
Darbe girişimine hazırlıklı olan iktidar, emekçilerin ve halklarımızın darbe karşıtı pozisyon almasını da değerlendirerek darbe girişimini bir
lütuf olarak görmüştür.

“DARBE GİRİŞİMİ BİR FIRSAT OLARAK KULLANILMAYA ÇALIŞILMIŞTIR”

AKP 15 Temmuz darbe girişimini kendi otoriter-totaliter, tekçi, mezhepçi, dayatmacı, toplumu kutuplaştırıcı bir siyaset ile başkanlık
sistemini inşa etmek için bir fırsat olarak kullanmaya çalışmıştır. Darbe girişimini yarım kalmış operasyonlarını tamamlamak için de bir
bahaneye dönüştürmüş durumdadır. 15 Temmuz’dan bu yana on binlerce kamu emekçisi ihraç edilmiştir. çok
sayıda akademisyen işten çıkarılmış ve tutuklanmıştır. Siyasal iktidar, darbe girişiminden hemen sonra, 20 Temmuz 2016
tarihinde OHAL ilan edip sivil darbe ile Meclisi devre dışı bırakarak ülkeyi KHK’lerle yönetmeye başlamış, torba yasalar, genelgelerle her
türlü demokratik hakkın kullanımını ortadan kaldırmış, kendisine muhalif olarak gördüğü tüm kesimlere karşı adeta savaş başlatmıştır.
Öncesinde ve oy kullanma günü 24 Haziran’da ve en son yerel seçimlerde 31 Mart ve 23 Haziran seçimlerinde yaşananlara bakıldığında tekçi ve ırkçı faşizan anlayış hakimiyetini sürdürme çabaları devam etmektedir. 24 Haziran seçimi sıradan bir seçim olmanın ötesinde, fiilen uygulanan tek adam rejimi kurumsallaştırılmış, parlamenter rejimini sona erdirilmiş, “Reis”e göre uyarlanmış, Türkiye tipi başkanlık rejimi
yürürlüğe sokulmuştur. Artık Meclis üyelerinden oluşan ve seçimle gelen Hükümet değil, Başkanın atadığı kişilerden oluşan, biçimsel de olsa güven oylamasına dahi sunulmayan Hükümetlerle yönetilen bir ülke gerçekliği ile karşı karşıyayız.

Darbe Mekaniği Devam Ediyor! İçte ve dışta uyguladığı savaş politikaları ile ülkeyi tam bir cehenneme çeviren siyasal iktidar, Kürt sorununun demokratik, barışçıl ve diyaloğa dayalı siyasal çözümü yerine bir kez daha silaha, çatışmalara sarılmıştır.

“12 EYLÜL CUNTASI BUGÜN İKTİDARDADIR”

12 Eylül faşist cuntasının tüm hukuk-kurum ve yasaları bugün iktidardadır ve ‘Demokrasinin Kılıcı’ gibi emekçi halkların üzerinde
sallanmaya devam etmektedir. AKP+MHP ittifakının anti-demokratik, tekçi, otoriter, faşizan ve emek karşıtı uygulamaları 12 Eylül ve sonrası iktidarların devamı niteliğindedir.

“12 EYLÜL KOŞULLARININ DEVAM ETTİĞİ BİR SÜREÇTE MÜCADELE SÜRECEKTİR”

12 Eylül koşullarının devam ettiği bir süreçte, yasaklara rağmen fiilen kendi örgütlü mücadelesini kuran Alevi örgütleri dost ve müsahip
kurumlarımızla birlikte, yeni rejimin baskılarına ve dayatmalarına teslim olmayacak, ülkemizin aydınlığı ve çocuklarımızın geleceği için eşitlik, özgürlük, barış, demokrasi ve laiklik mücadelesini sürdürecektir. HBVAKV olarak, 12 Eylül’ün 39 yıldır sürdürülen karanlığa ve her türlü darbelere karşı tekçi ırkçı ve faşizan saldırıları geriletmeye, toplumsal barışı egemen kılmaya dönük laik, demokratik bir ülke temelinde
halkların özgürlüğü ve eşit yurttaşlık talepleriyle, yeni bir demokratik anayasayı hayata geçirinceye dek toplumsal muhalefetin tüm
unsurlarıyla birlikte ortak mücadeleyi esas almaya devam edeceğiz.” (HABER MERKEZİ)

 

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.

Web sitemiz, deneyiminizi daha iyi hale getirmek amacıyla çerezler kullanmaktadır. Bu durumda herhangi bir sıkıntı yaşamayacağınızı düşünüyoruz, ancak isterseniz çerezleri devre dışı bırakma seçeneğiniz her zaman mevcuttur. Kabul ediyorum devre dışı bırak