Alevi Haber Ajansi

‘Hayır’da yaratıcılık, neşe ve cesaret var’-VİDEO

PİRHA-Demokrasi İçin Birlik’in (DİB) düzenlediği Anayasa değişikliği referandumuna ilişkin basın toplantısında baskılara ve eşitsiz koşullara dair veriler paylaşılarak, ‘Hayır’ın önemi vurgulandı.  

“Hayır’da yaratıcılık, neşe ve cesaret var” şiarıyla Taksim Hill Otel’de gerçekleşen toplantıya Demokrasi İçin Birlik kurucularından Rıza Türmen, Halkların Demokratik Partisi eski milletvekilleri Hasip Kaplan ve Levent Tüzel, Anayasa hukukçusu İbrahim Kaboğlu, Basın Konseyi Başkanı Pınar Türenç, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Turgay Olcayto, DİSK Basın-İş Başkanı Faruk Eren, gazeteci Ayşenur Aslan, hukukçu Turgut Kazan, ekonomist Mustafa Sönmez’in de aralarında olduğu isimler katıldı.

Toplantıda söz alanlar “Evet” ve “Hayır” kampanyalarının eşit şartlarda gerçekleşmediğini ancak “Hayır” kampanyasının etkili olduğunu vurguladı. “Hayır” için bir araya gelenlerin referandum sonrasında da demokratik bir Türkiye’nin inşasındaki rolüne dikkat çektiler.

Tiyatrocu Tilbe Saran’ın sunuculuğu yaptığı toplantıda “Hayır” kampanyası şarkılarının ve kampanyadan fotoğrafların yer aldığı video gösterildi.

“CANLI YAYINLARDA HAYIR’A YER VERİLMİYOR”

Tilbe Saran, “Hayır”a yönelik baskılara karşın sokakta kampanya yürüten insanların “Hayır”ı görünür kıldığını belirtirken Çağdaş Gazeteciler Derneği’nin Mart ayı verilerini paylaştı:

“Hapishanelerdeki gazeteci sayısı 154. Türkiye’de 190 medya kuruluşu kapatıldı, en az 2 bin 500 gazeteci işsiz kaldı, 150’den fazla gazeteci de gözaltına alındı ya da tutuklandı.  1-20 Mart tarihlerindeki canlı yayınlardan Hayır’a 45,5 saat Evet’e 485 saat yer verildi, yani on katı. İçişleri Bakanlığı verilerine göre Şubat ve Mart aylarında 12 bin 321 kişi gözaltına alındı, 606 kişi tutuklandı.”

“HAYIR YENİ BİR TÜRKİYE’NİN HABERCİSİ OLACAK”

İlk söz alan Rıza Türmen, eşitsiz koşullarda referandum sürecinin işletildiğini söyleyerek, referandumun “Hayır” açısından bir halk hareketi başlattığını belirtti. Bu hareketin birleştirici noktasının da “Türkiye’de demokrasi içinde yaşamak” olduğunu söyleyen Türmen, referandum bittikten sonra da bu halk hareketinin devam etmesi gerektiğini vurguladı.

Türmen konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Hayır kampanyasını yürüten halk hareketi barış, özgürlük, eşitlik ve adalet içinde yaşayabileceğimiz Türkiye’nin habercisidir. Bu hareket devam etmelidir ki ‘Hayır’ çıktıktan sonra başka bir Türkiye’nin kapıları açılsın. Daha demokratik, katılımcı, çoğulcu bir Türkiye yaratabilelim. Bunu yaratabilmek için halk hareketinin dinamiğini muhafaza etmek lazım. Hayır çıkarsa yeni bir anayasa yapmak gerekir. Düzeltilmiş parlamenter sistemi kuracak, cumhurbaşkanının Meclis’ten çıktığı ve yetkilerinin sembolik hale indirildiği,  herkesin kendini içinde bulacağı eşitlikçi özgürlükçü Türkiye’yi kurabilecek anayasanın yapılması için önce hayır çıkması gerekir.  Hayır sonucu çıkması yeni bir Türkiye’nin habercisi olacaktır.”  

“YENİ ANAYASA TOPLUMSAL İHTİYAÇ DEĞİL”

KHK ile ihraç edilen anayasa hukukçusu İbrahim Kaboğlu da, anayasa değişikliği teklifinin toplumsal ihtiyaçlardan kaynaklı bir metin olmadığını söyledi.

Bu metnin hazırlanması ve kamuoyuna sunulmasında “iktidar partisi, külliye, hükümet ve onu destekleyen muhalefet partisi,  “medya” ve “halk”tan oluşan üç ayak olduğunu belirten Kaboğlu, “İlk grup hayır diyenleri terörist ilan edebiliyor. Medyada ise metnin tanıtımı, tartışılması, yorumlanması bir yana çıplak olarak kamuoyuna sunulması bile mümkün değil. Tartışma ortamının olmadığı, uzmanların görüşlerine başvurulmadığı bir süreçte anayasal bilgilenme hakkı da her gün ihlal ediliyor. Elden geldiğince çıplak metnin kamuoyu ile paylaşılmasında yarar var. Anayasal bilgilenme hakkı önemli. Halkın bu bilgileri paylaşması daha geniş ittifaklar kurması yaşamsal. Bunu bir barış projesi olarak ele almak ve 16 Nisan sonrasına yönelik olarak barış projesi temelinde yeni görüşler ve ittifaklar oluşturmak yaşamsal.” diye konuştu.

HALK MECLİSLERİ SOKAKLARDA ‘HAYIR’I ÖRGÜTLÜYOR

200’e yakın ‘Hayır’ meclisi kurulduğu, İstanbul’da 53, Ankara’da 47 ‘Hayır’ meclisi olduğu aktarıldı. Ardından yerel ‘Hayır’ meclislerinden katılımcılar çalışmalarını aktardı, düşüncelerini ifade etti. Sarıyer, Hisarüstü ve Kadıköy Halk Meclisleri’nden gönüllüler de sokaktaki hayır çalışmalarının karşılık bulduğunu anlattı. Ev ev, sokak sokak, kısır günlerinde, denizde, karada, kampüslerde ‘Hayır’ı nasıl örgütlediklerini anlatan Halk Meclisi gönüllüleri, bu dayanışmanın bundan sonra da devam etmesi gerektiğini vurguladı. Televizyonlarda “Hayır”a yer verilmezken sokakta hayır diyenlerin kararlı olduğuna dikkat çektiler.

“ELİNİZİ CÜZDANINIZA DEĞİL, VİCDANINIZA KOYUN”

Basın Konseyi Başkanı Pınar Türenç ise, basın üzerindeki hak ihlallerine değinerek, “Çok acı bir tablo var” dedi. Tutuklu olan gazetecilerin iddianamelerinin dahi hazırlanmadığını aktaran Türenç, “Biz bir avuç da kalsak, sesimizi yükseltmeye, mücadele etmeye devam edeceğiz. OHAL’i değil, eşitsizliğin olmadığı, gazeteci ve aydınların serbest bırakıldığı bir gelecek kuracağız” dedi.

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) Başkanı Turgay Olcayto da, “Türkiye gibi düşünce ve ifade özgürlüğü, basın özgürlüğünün olmadığı, temel hak ve özgürlüklere saygı olmayan ve adaletin işlenmediği bir ortamda referandumda nasıl bir sonuç beklenir yaşayıp göreceğiz” diyerek halkın kimi zaman beklenmedik sonuçlar çıkardığını söyledi. Olcayto, “Elinizi cüzdanınıza değil, vicdanınıza koyun. Umuyorum halk elini vicdanına koyacaktır. 16 Nisan’da toplumca güleceğimiz bir ortam yaşayacağımızı düşünüyorum” dedi.

“HAYIR İLE İÇERİDEN ARKADAŞLARIMIZI ÇIKARACAĞIZ”

DİSK Basın İş Başkanı Faruk Eren ise, “TV’leri, radyoları, ajansları, gazetelerimizi kapattılar, internet sitelerimizi engelliyorlar ama bu halimizle bile çok umutluyuz. ‘Hayır’ diyeceğiz, ‘Hayır’ çıkaracağız. İçerideki arkadaşlarımızı çıkaracağız” diye konuştu.

“EVİNİN TAPUSUNUN DA GÜVENCESİ KALMAYACAK”

İstanbul eski Baro Başkanı Turgut Kazan da, “Bugün zaten hiç kimsenin hiçbir güvenliği yok. 150 gazeteci örneği buradan kaynaklanıyor. Ama Saray ‘bu bana yetmez’ diyor. Yarın ‘Evet’ çıkarsa, esnafın, işçinin, memurun, Türkiye’de bulunan herkesin başının koyduğu evin tapusunun bile güvencesi kalmayacak. Özgürlükleri de kalmayacak” dedi. Kazan, “Hayır’ derken, korkusuz yaşama giden yolun açılmasını sağlayacağız” diye konuştu.

Ekonomist Mustafa Sönmez ise, referandum sürecinde “Hayır” cephesinin bir arada yaşama umudunu oluşturduğunu söyleyerek, “Bu şer böyle bir ‘Hayır’a vesile oldu” diye ifade etti.  (HABER MERKEZİ)

HABERİ VİDEOSU

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.

Web sitemiz, deneyiminizi daha iyi hale getirmek amacıyla çerezler kullanmaktadır. Bu durumda herhangi bir sıkıntı yaşamayacağınızı düşünüyoruz, ancak isterseniz çerezleri devre dışı bırakma seçeneğiniz her zaman mevcuttur. Kabul ediyorum devre dışı bırak