PİRHA- KHK ile kapatılan Hayatın Sesi Televizyonu yöneticileri Mustafa Kara, İsmail Gökhan Bayram ve Gökhan Çetin’e 3’er yıl 9’ar ay hapis cezası verildi.
Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile kapatılan Hayatın Sesi Televizyonu’na aynı anda hem IŞİD, hem TAK, hem de PKK propagandası yaptığı iddiasıyla açılan davanın karar duruşması görüldü. İzleyicilerin ve avukatların salona alınmasıyla başlayan duruşma avukatların savunmasıyla devam etti. Verilen aranın ardından kararını açıklayan mahkeme, Hayatın Sesi Televizyonu yöneticileri Mustafa Kara, İsmail Gökhan Bayram ve Gökhan Çetin’e 3’er yıl 9’ar ay hapis cezası verilmesine hükmetti.
Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davanının karar duruşmasında avukatlar Devrim Avcı, Gülşah Kaya, Gamze Gökoğlu, Mustafa Söğütlü, Osman Zeki Erdoğan, Taner Avşar, Semih Mutlu hazır bulundu. Dava kapsamında yargılanan Hayatın Sesi Televizyonu’nun sahibi Mustafa Kara ve ortağı İsmail Gökhan Bayram ile Genel ve Sorumlu Müdürü Gökhan Çetin vareste tutuldukları için duruşmaya katılmadı.
Duruşmayı izlemek üzere aralarında Araştırmacı Yazar Erdoğan Aydın, İHD Gözaltında Kayıplar Komisyonu Üyesi Sebla Arcan, EMEP Genel Başkan Yardımcısı Levent Tüzel ve il yöneticileri, DİSK Gıda-İş Marmara Bölge Temsilcisi İbrahim Kızılyer, TGS Genel Başkanı Gökhan Durmuş, MLSA Direktörü Barış Altıntaş, IPI Türkiye Savunuculuk Koordinatörü Caroline Stockford, RSF Türkiye Temsilcisi Erol Önderoğlu, CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, CHP eski milletvekili Barış Yarkadaş, Evrensel Yazarı İhsan Çaralan ve televizyonun eski çalışanları ve Evrensel yazarları adliyeye geldi.
Davanın üçüncü duruşmasında mütalaasını veren savcı Cem Üstündağ, televizyonun sahipleri Kara ve Bayram ile Genel ve Sorumlu Müdürü Çetin’in “zincirleme şekilde örgüt propagandası” suçunu işlediklerini sabit görerek ayrı ayrı 13 yıla kadar hapislerini talep etmişti.
“HABERCİNİN HABER VERME YÜKÜMLÜLÜĞÜ VAR”
Duruşmada ilk olarak Avukat Devrim Avcı esasa ilişkin beyanda bulundu. Avcı, suçlamaya dayanak yapılan Türk Medeni Kanunu (TMK) madde 7’nin unsurlarının oluşmadığını söyledi. Avcı, yalnızca Hayatın Sesi Televizyonu’nun değil, ulusal ve uluslararası birçok kanalın ülkedeki en büyük katliam olan Ankara Gar katliamı ve peşi sıra yine Ankara’da ve İstanbul’da meydana gelen patlamaların haberini yaptığını hatırlattı. Avcı, AİHM Sürek kararını örnek göstererek habercinin bu tür haberleri verme yükümlülüğü olduğunu anımsattı.
Avcı şöyle devam etti:
“Terör eylemi haberi verdiğiniz zaman üye olmuyorsunuz. 15 Temmuz’da başta ATV olmak üzere birçok kanalda köprü üstündeki tanklar ve Meclisin bombalanması canlı yayınlandı. Hâlâ da yayınlanıyor, hatta belgesel yapılıyor. Nasıl ‘ATV, FETÖ propagandası yapıyor’ diyemezseniz haber yapan müvekkilere de bunu diyemezsiniz. Haber verme ile propaganda arasında fark vardır ve propaganda suçunun unsurları oluşmamıştır. Perinçek’in AİHM kararına müdahil olan Türk hükümeti, ‘Düşmanca bile olsa ifadenin dile getirilme biçimi ifade özgürlüğü kapsamında güvence altındadır’ diye savunma vermişti. Her eleştiriyi Cumhurbaşkanına hakaret, bakana hakaret, propaganda diye yargılıyorsanız bu iki yüzlü bir tutumdur.”
Atılı suçun unsurlarının oluşmadığını vurgulayan Avcı, beraat talep etti.
“DEVLET KENDİ KOYDUĞU KANUNA UYMADI”
Avukat Gülşah Kaya da usule ilişkin beyanlarda bulundu. Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’na göre Türkiye’nin bir hukuk devleti olduğunu vurgulayan Kaya, “Koyduğunuz kurallara uymakla yükümlü olan heyetiniz ve savcı makamıdır. Mütalaa veren savcı, hukuk temsilcisi olarak kendi koyduğu kuralları çiğneyemez. Ortada bir suç varsa bile faili müvekkiller değildir. RTÜK ve TRT Yasası göre şirket ortaklarının cezai sorumluluğu yoktur. Kanunlar bu şekilde. Devlet kendi koyduğu kanuna uymadı. Usulen ceza verilemez beraat etmeleri gerekir” dedi.
“HUKUK DEVLETİNE UYGUN KARAR BEKLİYORUZ”
Anayasa Madde 2’ye göre Türkiye’nin demokratik hukuk devleti olarak tanımlandığını da anımsatan Kaya, “Demokrasiyi yargı yoluyla sağlayacaksak Anayasa 90. maddeye göre usulüne uygun yapılmış uluslararası sözleşmeler kanun hükmündedir. Aslında üstündedir. Türkiye Cumhuriyeti hukuk devletiyse hukuk devletine uygun karar bekliyoruz” diye konuştu.
Avukatlar kararı istinaf mahkemesine taşıyacak. (HABER MERKEZİ)
Yoruma kapalı.