PİRHA-3. Havalimanı İşçileriyle Dayanışma Platformu, havalimanında rögarda ölü bulunan işçiyle ilgili yaptığı açıklamada “İşçileri, sendikacıları tutuklayanlar bununla ilgili soruşturma açacak mı?” diye sordu?
3. Havalimanı İşçileriyle Dayanışma Platformu, 3. Havalimanı’nda rögarda bulunduğu iddia edilen işçinin ölümüne ilişkin açıklama yaptı. Açıklamada, “İşçileri, sendikacıları tutuklayanlar bununla ilgili soruşturma açacak mı?” diye soruldu.
İstanbul Tophane’de bulunan İŞKUR önünde yapılan eyleme Saadet Partisi, Emek Partisi, Türkiye İşçi Partisi, CHP İstanbul Milletvekili Ali Şeker, HDP İstanbul Milletvekili Züleyha Gülüm, HDK Emek Komisyonu üyeleri katıldı.
Platform adına açıklama yapan Dev-Yapı-İş Genel Sekreteri Nihat Demir, “3. Havalimanı inşaatında bir iş cinayeti yaşandı. Üç gündür gerçekliğini teyit etmeye çalıştığımız olayda kimlik bilgisine dahi ulaşılmayan bir işçinin cenazesi şantiyedeki rögarın içinde, yine işçiler tarafından bulundu. İşçilerin üzerinde her daim hazır ve nazır bekleyen görevliler, cinayetlere engel olmak yerine örtbas etmeye çalıştılar. Tanık işçilerin telefonları ellerinden alınarak kayıtları silindi” diye belirtti.
FARKINDALIK OLMASAYDI CİNAYETİN ÜSTÜNÜ ÖRTEBİLECEKLERDİ
Bu havalimanının dünyanın en büyük coğrafi alana sahip ve 90 milyon yolcu kapasiteli olmasıyla övünen yetkililerden de, İGA’dan da, Çalışma Bakanlığı’ndan da, cinayeti soruşturmakla yükümlü adli makamlardan da tek bir açıklama gelmediğini dile getiren Demir şunları ifade etti:
“İktidarıyla patronuyla bu ‘büyük prestij projesinin’ sahipleri için, polisi, jandarması, adliyesi, meslek ahlakından yoksun yazarları için bu cinayet hiç işlenmedi! Hatta bu işçi hiç var olmadı! Örtbas etme çabaları, mutlak suskunlukları başka neyi gösterir? Sorunlara dikkat çeken işçiler sendika yöneticileri ve destekleyenleri hakkında davalar açarken hiç vakit kaybetmeyen savcılar, acaba girişimde bulunup, sorumlu İGA yöneticileri hakkında bir soruşturma açmış mıdır? Şimdi ölen işçinin ailesine ulaşılmasını engellemek için, başka deyişle, ailenin cenazeye ulaşmaması için ellerinden geleni yapacaklar. Gizleme çabası ve sessizlikleri bunun içindir. Bunu da başarsalardı kimsesizler mezarlığına bir işçi daha gömülecekti. Belki biz bilmeden bu ‘büyük prestij yatırımının!’ inşaatında öldürülen bilinmez sayılı işçilerin yanına birisi daha eklenecekti. Ama bu sefer, son cinayet gizlenemedi. Şimdilik, ölen kardeşimizin kimliğini değil ama en azından öldürülmüş olduğunu biliyoruz. Şunu da biliyoruz ki bu cinayetin gizlenememiş olması, havalimanı işçilerinin talepleri için ayağa kalkmaları ile her kesimde, işçilerde, vicdanlarda artan bir farkındalığın eseridir. İşçilerin haklı tepkisi bütün ülkede ses getirmese bu cinayetin de üstünü örtebileceklerdi.”
BİRLİKTE MÜCADELE ÇAĞRISI
Şantiyelerde, iş yerlerinde ücretten, çalışma, yaşama koşullarına kadar yükselen bütün taleplerin nedeninin, patronların daha çok kar için işçiye vermedikleri haklar olduğunu belirten Demir, “İşçi sağlığı iş güvenliğine yatırım yapmamaları, iş güvenliğini maliyet artıran gereksiz masraf olarak görmeleridir. 3. havalimanı işçilerinin isyanı, bütün bu nedensellikleri ortaya koyan büyük bir çoban ateşi oldu. Sermayenin ve iktidarlarının korkusu, bu ateşin yayılması, karanlığın aralanmasıdır. Direnen işçilere uygulanan yoğun baskılar, tutuklamalar bu korkunun eseridir. Ve elbette bu son örnekte görüldüğü gibi, üç gün önce işledikleri cinayeti örtbas etme, gizleme çabası da bu korkunun ürünüdür. Havalimanı işçilerinin haklı talepleri için verdikleri mücadele ile dayanışmamızı yükselteceğimizi yineliyoruz. İş cinayetlerini gizleme, bilgi karartma çabaları karşısında her duyarlı bireyi, kurumu gerçeği yayan birer mecra olmaya, birlikte mücadeleye çağırıyoruz” dedi.
“İŞÇİLERİN İSYANI HAKLIYMIŞ”
Açıklamanın ardından DİSK adına söz alan Kamber Saygılı, “Bazen birer birer, bazen üçer üçer, bazen de yüzer yüzer ölmeye ve öldürülmeye devam ediliyoruz” diye sözlerine başladı. 16 yıllık AKP iktidarı boyunca binlerce işçinin iş cinayetine kurban gittiğini hatırlatan Saygılı, güvencesiz ve kötü çalışma koşulları hakkında defalarca şikayette bulunulduklarını ancak hem patronların hem de Çalışma Bakanlığı kapısının önlerinde duvar olduğunu; en küçük bir önlem dahi alınmadığını belirtti. Tayyip Erdoğan tarafından şehrin çeşitli yerlerine astırılan, ‘3. Havalimanı sadece bir havalimanı değil bir tarihi eserdir’ reklam panolarına tepki gösteren Saygılı, “Tarihi eser dedikleri tüm eserlerde, tüm yükselen yapı, bina, piramit ve saraylarda kanımız var; alın terimiz var’ vurgusunu yaptı. 3 Gün önce havalimanı işlenen iş cinayetinin İGA CEO’sunun ‘İşçiler haklı’ açıklanmasının ardından meydana geldiğine dikkat çeken Saygılı, “Demek ki 3. Havalimanı’ndaki işçi arkadaşlarımızın isyanı haklıymış. Demek ki, işçilerin ölmemesi ve çalışma koşullarının düzeltilmesi için mücadele eden ve tutuklanan Dev-Yapı İş Sendikası Genel Başkanımız Özgür Karabulut haklıymış. Dolayısıyla biz tutsak Karabulut ve tüm işçilerin derhal serbest bırakılmasını ve iş cinayetine kurban giden işçi arkadaşımız kimliğinin ve akıbetinin açıklanmasını istiyoruz” dedi.
“HER İNŞAATTA BİR MAFYA VE ONUN KORUYUCUSU VAR”
Bostancı Köroğlu İnşat şantiyesinde maaşlarını alamadıkları için 29 gündür direnen işçilerden Ekmek ve Onur İşçi Derneği üyesi Taner Mutlu, çalıştığı bir şantiyede iş cinayetinin nasıl gizlenmeye çalışıldığını anlatarak başladı.
Mutlu, “Bursa’da çalışırken bir arkadaşımız 18’inci kattan düştü. Arkadaşımın paramparça cesedini topladığım için nezarette tutuldum. Üç gün sonra beni serbest bıraktılar ve dediler ki ‘bu bir intihardır’. Olaya intihar süsü verildi. Savcı 6 saat gelmedi” dedi. İnşaat şantiyelerinde iş güvenliği olmadığını kaydeden Mutlu, inşaat işçilerinin şu anda mafyatör sistemin esiri haline geldiğine dikkat çekti. Sendikalara seslenen Mutlu, “İnşaat işçilerinin sesi sizinle çıkar siz var oldukça inşaat işçileri kendi haklarını savunur. İnşaat işçileri mafyatör sisteme esirdir şu anda. İnşaatlarda mafyatör sistem istemiyoruz. Her inşaatta bir mafya ve o mafyanın bir koruyucusu vardı. Bunu hepimiz biliyoruz. İnşaatlarda cinayet işleniyor. Mafya serbest bırakılıyor. Biz işçiler bu mafyatör sisteme boğun eğmeyeceğiz” diye konuştu.
“YÜKSELEN HAVALİMANI DEĞİL İŞÇİLERİN MEZARIDIR”
CHP Milletvekili Ali Şeker de, havalimanında işlenen iş cinayetlerinin son bulması için gereken tedbirlerin alınması talebiyle 3 yıl önce meclise önerge verdiklerini aktararak sözlerine başladı. Bugün bu tedbirlerinin alınmadığı için çok sayıda işçinin katledildiğini vurgulayan Şeker, “Orada yükselen havalimanı değil 38 işçinin mezarıdır. Orada kimin çalıştığı, kimin öldüğü ve kimin öleceği belli değil. İnsanlar insanca koşullar altında çalışmak istedikleri için hapse tıkıldılar. Güçlünün haklı olduğu değil haklının sesine kulak verilen bir Türkiye için haklı olan işçilerin yanındayız” dedi.
“YİNE BİR İŞ CİNAYETİNİN ÜSTÜ ÖRTÜLMEYE ÇALIŞILIYOR”
HDP Milletvekili ve hukukçu Züleyha Gülüm ise, sermayenin ve hukukun en temel hak olan yaşam hakkını hiçe saydığını belirterek, “Sadece sermaye değil iktidar açısından da durum aynı. İktidar en temel hakları hiçe sayıyor. Sermaye de AKP’den destek aldığı için o da tüm yasal hakları yok sayıyor” diye konuştu. Yaşanan iş cinayetini çok vahim olduğunun altını çizen Gülüm, sözlerini şöyle sürdürdü:
“İş cinayeti birinin öldürülmesi sonrasında mı gerçekleşti? Ortada başka türlü bir vaka mı var? Bu cinayetin üstünü kim örtüyor? Kim kapatıyor? Buna dair hiçbir sorunun cevabının maalesef alamıyoruz. Bu olayla ilgili çalışma bakanlığını aramaya çalışıyoruz. Muhatap bulmaya çalışıyoruz. Konunun aydınlatılmasın için ilgililerle bağlantı kurmaya çalışıyoruz. Ama hiçbir şekilde telefonlarımıza dönen olmuyor. Ölen işçinin adını bile öğrenmiş değiliz. Yine bir iş cinayetinin üstü örtülmeye çalışılıyor. Bu bir suçtur.”
Eylem, tutsak Dev-Yapı İş Genel Başkanı Özgür Karabulut ve İnşaat İş Sendikası yöneticisi Özkan Özkanlı’nın cezaevinden gönderdiği mesajların okunmasıyla son buldu.
PİRHA/İSTANBUL
Yoruma kapalı.