Alevi Haber Ajansi

Hatimoğulları’ndan hükümete Filistin tepkisi: Sadece kola ile alıp veremedikleri var

PİRHA – HEDEP Eş Genel Başkanı Hatimoğulları, Meclis konuşmasında iktidarın, Filistin politikasını eleştirdi. Hatimoğulları, “İsrail ile hiçbir askeri anlaşmaya son verilmedi, sadece kola ile alıp veremedikleri var” ifadelerini kullandı. Hatimoğulları seçimlere yönelik de “Gençler, kadınlar, engelliler, bir adım önce çıkın ve bulunduğunuz her yerde aday olmak için başvurularınızı yapın” çağrısında bulundu.

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (HEDEP) Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, haftalık Meclis Grup Toplantısında yaptığı konuşmada, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Hatimoğulları’nın öncelikli dikkat çektiği konu madencilerin maruz kaldığı iş kazaları oldu. Hatimoğulları, “Madenciler yaşam ile ölüm arasındaki incecik çizgide yaşamlarını sürdürüyor” diyerek şöyle devam etti:

“Dün 4 Aralık Madenciler Günü idi. Ne yazık ki Türkiye’de bugüne kadar maden ocaklarındaki göçüklerde, adına kaza dedikleri ama aslında cinayet olan göçüklerde yaşamını kaybeden madenci kardeşlerimiz var. Soma daha dün gibi hafızalarımızda. Rant ve sermaye çıkarları için ölümlere göz yumuluyor. Sağlıksız olan maden işletmelerine ruhsat veriliyor. Maden ocaklarında hayatını kaybeden madencileri saygıyla anıyorum. Geçtiğimiz günlerde katledilen Vezir Muhammed’i de saygıyla anıyorum.

Madenci kardeşlerim; yeryüzü ısınsın diye, üretim çarkları dönsün diye sürekli yaşam ile ölüm arasındaki incecik çizgide yaşamlarınızı sürdürüyorsunuz. Güvencesiz bir şekilde, yarınınızın belli olmadığı bir şekilde. Bu ödediğiniz bedellere karşı mücadelenizin tarihine baktığımızda, zengin bir mücadele tarihine de sahipsiniz. Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi olarak; geçinebilecek bir ücret, sosyal haklar ve ölüme yol açmayacak iş koşulları talebiniz için sizlerin dün olduğu bugün de yanınızdayız. Dünya Madenciler Gününüzü kutluyorum, mücadelenizde başarılar diliyorum.

“ÖLÜMLERDEN BAHSETMEK ZORUNDA KALIYORUZ”

Ne yazık ki bu kürsüye her çıktığımızda, ölüm yerine yaşamı anlatmak isterken yine ölümlerden bahsetmek zorunda kalıyoruz. Çünkü coğrafyamızda coğrafyamızdaki savaşlar, coğrafyamızdaki çatışmalar bitmek bilmiyor. Ve bizler de ölümlerden bahsetmek zorunda kalıyoruz. İsrail Gazze’yi bombalamaya devam ediyor her gün. 2000’e yakın Filistinli küçük çocuk yaşamını kaybediyor, katlediliyor. Açıklanan rakamlara göre ölü sayısı 20 bine dayanmış. Ama gerçek sayının bundan çok daha yüksek olduğunu biliyoruz. Zaten ne doğal afetlerde ne de savaşlarda ve çatışmalarda ne yazık ki gerçek rakamlara ulaşamayız.”

“LAHEY’DE YARGILANACAKLARDAN BİRİ DE ERDOĞAN’DIR”

Tülay Hatimoğulları, “Bu savaşı durdurmalıyız” diyerek siyasi iktidarın politikalarını da eleştirdi. “Lahey’de yargılanacaklardan biri de Erdoğan’dır” diyen Hatimoğulları, konuşmasının devamında şu konulara değindi:

“Ateşkes derhal sağlanmalıdır. Bu konuda yaptırım gücüne sahip olanlar ne yazık ki hamaset siyasetini bir türlü bırakmayıp sadece timsah gözyaşı dökmeye devam ediyor. Bütün dünya ne yazık ki bu savaşa, mazlum Filistin halkının katledilmesine seyirci kalmış durumda. Konuşan da boş konuşuyor. Erdoğan “Netenyahu tarihe ‘Gazze kasabı’ olarak geçti, Lahey’de yargılanmalı” diyor. Örnek olarak da Miloseviç’i veriyor. Ama Rojava’da savaş suçu işleyen iktidarın mimarı olduğunu kendisi unutuyor. Rojava’da katledilen Kürt halkının ve küçücük bebeklerin nasıl katledildiğini unutuyor ve burada payı olduğunu unutuyor. Lahey’de yargılanacak o kadar insan var ki bunlardan biri de Erdoğan’dır.

Söylediğiniz şeyin doğru olduğunu biz de düşünüyoruz ama peki bunun için siz ne yapıyorsunuz? Koca bir hiç! Bu kürsüye her çıktığımızda bunu ifade etmeye devam edeceğiz. Türkiye’nin İsrail ile olan askeri ve ticari anlaşmalarından birine son verdiklerine tanık olduk mu? Hayır. Sadece kola ile alıp veremedikleri var. Onları bir politik tavır olarak satıyorlar. İç siyaseti belirlemek için bunu yaptığını defaatle söyledik. Bunlar gazel okuyor. Geçen hafta partimiz bir grup önergesi verdi. Filistin sorununu gelin gündeme alalım, parlamentoda bir komisyon kuralım, çalışma yürütelim diye önerdik. Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisinin Filistin için verdiği teklif, AKP ve MHP oyları ile reddedildi. Buradan soruyoruz: Siz neyden kaçıyorsunuz? Neden bir komisyon oluşmasından ya da parlamentoda bir çalışma yürütülmesinden kaçıyorsunuz?

Gelin mazlum Filistin halkı ve bölgedeki Kürt sorunu da dahil olmak üzere sorunların çözümü için hep birlikte elimizi taşın altına koyalım. Ne Kürt ne Arap ne Türk ne Acem ne Ermeni hiçbir yurttaşın, coğrafyamızdaki hiçbir insanın yaşamını kaybetmemesi için gelin hep birlikte Ortadoğu’da barış ağacını hep beraber dikelim.

“TOPRAĞA KAYYIM ATAMA UYGULAMASI”

Biliyorsunuz depremde neredeyse Hatay’ın üçte ikisi yok olmuş durumda. Gittiğimizde bir kez daha depremi konuştuk acı acı, deprem konutlarının başlamamış olmasını konuştuk. Kış koşullarıyla birlikte yırtılan çadırları konuştuk, su damlayan konteynerlere kadınların o yaşamı nasıl sığdırmaya çalıştıklarını konuştuk. Barınamadıklarını, aç kaldıklarını konuştuk.

En son biliyorsunuz yine bu parlamentoda çıkan kararlardan biri “rezerv alan planı”ydı. Pilot bölge Antakya seçildi. 207 hektarlık alan rezerv alan ilan edildi. Bu yaklaşık 50 bin insanın yaşam alanına denk geliyor. Depremzede yaşadığı şokun ikincisini bu haberle birlikte yaşadı. Yaşadığımız deprem evlerimizi başımıza yıktı ama bu haber bir kez daha oradaki halkın başına çadırlarını ve konteynerlerini yıktı. Bu uygulama tam anlamıyla toprağa da kayyım atama uygulamasıdır. İlla istiyorsan ey Erdoğan, önce sarayını rezerv alanı ilan et. Biraz itibarından vazgeç ve insanların yaşam alanlarının nasıl kurulması gerektiğine bak. Antakya’nın bir deney tahtası olarak kullanılacağını zaten hepimiz biliyoruz. Başta İstanbul olmak üzere Maraş, Adıyaman, Malatya bu rezerv alan ilanıyla mevcut iktidarın yandaşı olan sermayeye bir kez daha peşkeş çekilecek. Afet riski var diyerek de toplumda meşruiyet oluşturmaya çalışıyorlar.

“DEPREMZEDENİN KANI ÜZERİNDEN PARA KAZANIYOR”

İnsan yaşamı bizim için her şeyden önemlidir, bu konuda önlem alınmalıdır. Bu çağrımızı yaptık ama çağrımızı Erdoğan yanlış anlamış. Erdoğan kendi sermayesine peşkeş çekmek üzere depremzedenin kanı üzerinden para kazanmayı helal gören bir yaklaşım içinde. Rezerv alan ilanı bu anlama gelir. Deprem bizim gündemimizden hiçbir zaman çıkmasın. Depremzedelere sözümüz olsun ki depremi unutmadık, unutturmayacağız ve sonuna kadar sizlerin yanında olmaya devam edeceğiz.

“SÖZ VERİYORUZ”

Kayyım atanmış birçok yerin sokaklarında olduğu gibi her yer toz duman. Yolları kazmışlar. Saray tarafından atanmış memur olan o kayyım sanki o halktan intikam alsın diye görevlendirilmiş. Sokakları toza toprağa boğarak, yaşamı felç ederek kendilerine oy vermemiş halka adeta işkence yapma görevi verilmiş kendisine. Mısır’a gideniniz vardır. Sina Çölünün tozları yüzünden sokaklarda yürüdüğünüzde peçeteyle yüzünüze sildiğinizde hemen sapsarı bir tabaka birikir. Suruç tam da böyleydi. Suruç sanki Türkiye’nin, Kürdistan’ın bir kenti değil de Sina Çölünün ortasına kurulmuş bir kent. Fakat Suruç halkının bu kayyımlara karşı iradesini de gördük ziyaretimizde. Sadece Suruç değil, kayyım atanmış bütün belediyelerde başta Kürt halkı olmak üzere orada yaşayan halkların o beton duvarları yıkma iradesini gördük. Söz veriyoruz; o betonları paramparça edeceğiz.

“KAYYIM STAJINI ŞİMDİ BÜTÜN TÜRKİYE’YE YAYIYORLAR”

Kayyım stajını HDP’nin belediyelerinde yaptılar ama şimdi bütün Türkiye sathına yaydılar. Meslek odalarına, sendikalara, üniversitelere; onlara biat etmeyenlere, onların çizgisinde olmayanlara kayyım atayan bir anlayıştır bunlarınki. Askeri cunta yönetimine rahmet okutan bu anlayışı kabul etmemiz mümkün değil. Bizler dün olduğu gibi bugün de TTB’nin yanındayız. TTB, haklı bir mücadele veriyor.

Geçtiğimiz günlerde kucağımıza nur topu gibi bir sorun daha atıldı: Saadet zinciri fon yolsuzlukları. Kimin eli kimin cebinde belli değil diyeceğim ama inanın el de belli cep de belli. Bankacılardan futbolculara, Mehmet Ağarlara, Saray’a kadar uzanan büyük bir yolsuzluk ve hırsızlık trafiği var. Susurluk trafiğini hatırlayın, devlet-mafya-siyaset üçgeni vardı. Meğer ki biz Susurluk’ta sadece fragman izlemişiz, asıl film şimdi oynuyor, asıl senaryo şimdi hayata geçmiş.

“ASGARİ ÜCRETLİ NEYE, NASIL VE NEDEN SABRETSİN?”

Dün Kasım ayının enflasyon oranları açıklandı. TÜİK verilerine göre enflasyon aylık bazda 3.28, yıllık bazda 61.98. TÜİK verileri tabii ki Saray’da hazırlanıyor, bilimsel olarak yapılan araştırmalarla hazırlanmıyor ki. O yüzden TÜİK’ten duyduğunuz her şeyi 2-3 ile çarpın ki asıl rakama ulaşın. ENAG’ın verilerine göre aylık baz 5.58, yıllık baz da enflasyonda yüzde 127.27. Bakan Şimşek şöyle bir açıklama yaptı. “Sabretmemize değecek” dedi. Onu Süpermen olarak ekonominin başına getirdiler. IMF’siz IMF uygulayan bir bakan. Onun IMF politikalarını nasıl hayata geçirmek isteyen birisi olduğunu, IMF’siz IMF’yi uygulayan, kemer sıkmayı dayatan biri olduğunu biz çok iyi biliyorduk. Ama topluma “süper bakan” geliyor diye anlattılar ve bu bakanın söylediği şey sabretmemize değeceği. Bakana soruyoruz: 7.500 lira alan emekli, 11.402 lira alan asgari ücretli neye, nasıl, ne şekilde ve neden sabretsin? En önemli soru neden sabretsin? Arkasından ne gelecek bunun? Zam zulüm dışında ne geliyor ki sabretsin. Hırsızlık ve enflasyon canavarı dört yanımızı sarmışken, yurttaşa sabretmeyi müminlikle eş değer gösteren AKP anlayışını buradan reddediyoruz. Sabretmeyeceğiz, haykıracağız, açız diye bağıracağız. Barınamıyoruz diye bağıracağız.

“KADINLAR, GENÇLER, ENGELLİLER, ADAY OLMAK İÇİN BAŞVURUN”

Bölgemizde ve bütün dünyada onca sorunun devam ettiği bir dönemde tabii ki bizler aynı zamanda yerel seçimlere de hazırlanıyoruz. Adaylarımızı en geniş kent uzlaşısıyla belirleyeceğimizi kamuoyuna ifade etmiştik. Erkek egemen anlayışa karşı kadınların, gençlerin ve engellilerin bir adım öne çıkmasını istiyoruz. Özellikle kadınların, gençlerin ve engellilerin başvurularında daha büyük bir artış bekliyoruz. Buradan da onlara çağrımızı yapıyoruz: Bir adım önce çıkın ve bulunduğunuz her yerde aday olmak için başvurularınızı yapın. Toplumun tüm halklarını, inançlarını, renklerini ve seslerini bizler bu dönemde Türkiye’nin dört bir yanında aday göstereceğiz.”

PİRHA/ANKARA

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.

Web sitemiz, deneyiminizi daha iyi hale getirmek amacıyla çerezler kullanmaktadır. Bu durumda herhangi bir sıkıntı yaşamayacağınızı düşünüyoruz, ancak isterseniz çerezleri devre dışı bırakma seçeneğiniz her zaman mevcuttur. Kabul ediyorum devre dışı bırak