Alevi Haber Ajansi

Hatimoğulları: Alevilere dönük baskılar AKP döneminde arttı- VİDEO

PİRHA- 24’üncü Evvel Temmuz Festivali’nde yapılan “Demokratik Cumhuriyet Demokratik Anayasa” konulu panelde konuşan DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, “Alevilere dönük baskılar AKP döneminde daha da arttı. 21’nci yüzyıldayız halen Adana’da, Mersin’de, Alevi evlerinin işaretlendiğini, İstanbul’da, İzmir’de evlerinin işaretlendiğine tanıklık ettik” dedi.

Samandağ Kalkındırma Derneği ile Akdeniz Kültür ve Dayanışma Derneği’nin her yıl düzenlediği “Evvel Temmuz Festivali’nde “Demokratik Cumhuriyet Demokratik Anayasa” konulu panel yapıldı. Panele Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları ve Cumhuriyet Halk Partisi (CHP)  Genel Başkan Yardımcısı Burhanettin Bulut, konuşmacı olarak katıldı.

“AKP, KRİZİN FATURASINI HALKA ÖDETİYOR”

Panelde ilk olarak konuşan DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları Evvel Temmuz Festivali’nin önemine değinerek, bir kültürel değeri koruduklarını anlattı. Hatimoğulları, dünyada 2008’den beri çok derin bir ekonomik kriz yaşadığını belirterek, “Bu ekonomik krizler aslında ekonominin krizi değil. Sanki genelin kriziymiş gibi aktarılıyor ama bu sermayenin, zengin sınıfının burjuvazinin krizi. Ve bunun faturası işçiler, emekçilere yani dünyadaki en yoksullar, en geniş kitlelere kesiliyor. Bugün Türkiye’de de AKP bu yaşanan ekonomik krizin faturasını halka ödetiyor. Şu an gündemde olan vergi paketinde çoktan çok azdan az almayı asla akıllarına getirmiyorlar” dedi.

“AKP İSTEDİĞİ İDEOLOJİK HEGEMONYAYI KURAMIYOR”

AKP’nin toplumu istediği şekilde dizayn etmek adına baskı araçlarını devreye soktuğunu dile getiren Hatimoğulları, “Alevilere dönük baskılar AKP iktidarı döneminde daha da arttı. Aleviler bu topraklarda tarih boyunca katledildi, bu topraklarda Yavuz Sultan Selim döneminden bugüne kadar Aleviler katlediliyor. 21’nci yüzyıldayız halen Adana’da, Mersin’de, Alevi evlerinin işaretlendiğini, İstanbul’da, İzmir’de evlerinin işaretlendiğine tanıklık ettik. Erdoğan şunu söylemişti; ‘Biz evet siyaseten iktidar olduk ama kültürel, ideolojik hegomonyamızı kuramadık’ demişti. Aynen kültürel ve ideolojik hegemonyasını kuramadı. Yüzyıllık Türkiye’nin yüzyıllık tarihinde onun ideolojik olarak kendi ideolojisinin, kendi bakış açısının hükmetmesine toplum karşı çıktı. Bu toplum demokrasi mücadelesi ile yoğrularak bugüne gelmiştir. Belki devasa kazanımlar elde edemedik ama kazanımlarımızı da asla küçümsemiyoruz. 100 yıllık boyunca işçilerin, emekçilerin, ezilenlerin, sömürülenlerin, halkların, kazanımlarını asla küçümsemiyor ve önemli buluyoruz. Bu kazanımların neticesinde AKP istediği kültürel, ideolojik hegemonyayı kuramıyor” diye konuştu.

“ERKEN SEÇİME İHTİYAÇ VAR”

Erken seçim tartışmalarına işaret eden Hatimoğulları, konuşmasında şu ifadelere yer verdi:

“Bugün demokratik mücadele dışında bir seçeneğimiz yok. Seçimler tek başına çözüm değildir. Elbette Türkiye’de bir erken seçim gündemdedir. Bizler de DEM Parti olarak bir erken seçime ihtiyaç olduğunu ifade ettik, bunun farkındayız. Ancak şunun altını çizmek isteriz. Sakın ola toplumdaki direniş hattını, muhalefetin alanlara çıkmasını engelleyecek seçim vaatleriyle insanları evlerinde oturmaya yöneltmeyelim.

Cumhuriyetin ikinci yüzyılında, cumhuriyeti demokratikleştirmek için yüzyıllık geleneksel ezberlerimizi bozmanın tam zamanı. Biz gerçekten demokrasi istemeliyiz ve Türkiye’nin asli sorunlarını masaya yatırmalıyız. Türkiye’de yaşanan sorunların etrafında dolanarak demokrasicilik oynayarak değil, yüzyıldır ödenen bedeller ve şimdi AKP’nin ülkeyi getirdiği Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi ile bu getirdiği seviyeyi göz önünde bulundurarak acilen yapmamız gereken Demokratik Cumhuriyet programı etrafında muhalefetin birleşmesidir. Nedir Demokratik Cumhuriyetten kastımız? Güçlü, katılımcı bir demokrasi. Bundan kastımız nedir? Güçlendirilmiş yerel yönetimlerdir. Yerel yönetimler daha yetkili daha güçlü olmalıdır. Bugün merkezi hükümete bu kadar el avuç açmış yerel yönetimler ne yapabilir ki? Zaten birçok sınırları çizilmiş yerel yönetimlerin.”

“BELEDİYELERİMİZİ SEÇİLMİŞLERLE YÖNETMEK İSTİYORUZ”

Bununla da kalınmadığı gibi HDP belediyelerine, şimdi de DEM Parti’nin Hakkari’de kazandığı belediyeye kayyım atandı. Kayyım atamak demek Türkiye’de erken dönemde kazanılmış olan anayasal hakkımız olan Kürt Türk Arap Fars Çerkes Ermeni ayırmadan, her yurttaşımızın eşit yurttaş hakkı temelinde seçme ve seçilme hakkına sahip olduğunu anayasa yazar mı, yazar. Siz seçilmişin yerine kalkıp siyasi olarak elini bükemediğin bir partiye diz çöktürmek için bir kayyım atıyorsanız, bu  yurttaşın seçme ve seçilme hakkını elinden almak demektir. Bizler atanmış vali ve kaymakamlarla değil seçilmişlerle yönetilmek istiyoruz. Anayasada ve yasalarda yazanlar yerine getirilmelidir ve yerel yönetimler güçlendirilmelidir. Demokratik cumhuriyetin yollarından biri buradan geçer.”

“DEMOKRATİK ANAYASAYA İHTİYAÇ VAR”

“Artık bu kadar acı çekmemiz bu kadar anti demokratik uygulamalarla karşı karşıya kalmamız 21’inci yüzyılda hiçbir hakkımızın hukukumuzun yurttaş olarak sözümüzün olmadığı bir yerde artık bu ülkeyi bize dar etmiş olan bu anlayışlara karşı cumhuriyeti demokratikleştirmek dışında bir seçeneğimiz yok. Bütün farklı kesimlerle sadece siyasi partilerle değil toplumun bütün kesimler ile yerelden merkeze kadar bütün toplumun katılımcı olduğu bir demokratik anayasa yapım sürecine ihtiyacımız var bunu her fırsatta ve yerde söyledik ve söylemeye devam edeceğiz. Mutlaka güzel günler göreceğiz, mutlaka başaracağız, mutlaka başaracağız.”

“AKP’DE İKTİDARDAN GİTME KORKUSU VAR”

Panelde son olarak CHP Genel Başkan Yardımcısı Burhanettin Bulut konuştu. Yeni Anayasa tartışmasına değinen Bulut, Anayasa’nın bir siyasi tercih ile yapılamayacağını, Anayasa’nın toplumsal bir uzlaşı olduğunu vurguladı.

AKP’nin Anayasa’yı “bir sis” amaçlı olarak kullandığını belirten Bulut, iktidarın; bir kayyum ataması söz konusunda olduğunda ya da köşeye sıkıştığında; hem “Yeni Anayasa ve Demokratik Anayasa” deyip, yeni Anayasa’nın içeriğine ve toplumun ihtiyaçlarına ilişkin tek kelime etmediğine işaret etti.

Bulut, “Partili Cumhurbaşkanlığı sistemi ile bu ülkenin tüm genleriyle oynandı. Valiler parti il başkanı haline geldi. Yargı, siyasi iktidarın etkisi altında. Yani Cumhurbaşkanı heyetiyle tümüyle kendisine paralel bir yapı oluşturmuş durumda” şeklinde konuştu.

Partili Cumhurbaşkanlığı sistemi ile demokratik bir Anayasa yapma şanslarının olmadığını söyleyen Bulut, “Anayasa sadece hukuku, adaleti getirmiyor. Aynı zamanda toplumun gelir adaletini de sağlayacak” ifadelerini kullandı.

Panel, soru ve cevap bölümü ile sona erdi.

PİRHA/HATAY

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.

Web sitemiz, deneyiminizi daha iyi hale getirmek amacıyla çerezler kullanmaktadır. Bu durumda herhangi bir sıkıntı yaşamayacağınızı düşünüyoruz, ancak isterseniz çerezleri devre dışı bırakma seçeneğiniz her zaman mevcuttur. Kabul ediyorum devre dışı bırak