PİRHA-1938 Dersim Katliamı’nın yaşayan tanıklarından 97 yaşındaki Hatice Taybara, o karanlık günlerde yaşadıklarını anlattı. “Evler yakıldı, insanlar katledildi, ormanlarda saklandık” diyen Hatice Taybara, acının unutulmaması gerektiğini belirterek çağrıda bulundu: “Artık kötülükler, savaşlar ve ölümler son bulsun.”
Tarihe kara bir leke olarak geçen Dersim Katliamı’nın üzerinden 88 yıl geçti. 4 Mayıs 1937’de Bakanlar Kurulu kararıyla çıkarılan “Tunceli Tenkil Harekâtı” kararnamesiyle başlatılan operasyon, binlerce insanın ölümüne, sürgününe ve hayatlarının altüst olmasına neden oldu.
Dersim halkının “Tertele” olarak adlandırdığı katliamda, resmi rakamlara göre 1937’de 1.737, 1938’de ise 6.868 kişi öldürüldü. Ancak tarihçiler, araştırmacılar ve tanıklara göre bu sayı 70 bine kadar çıkıyor. On binlerce kişi sürgün edildi, ailelerinden koparılan kız çocukları askerlere verildi.
O dönemi bizzat yaşamış isimlerden biri olan 97 yaşındaki Hatice Taybara, yaşadıklarını PİRHA’ya anlattı.
“ASKERLER DEMİRKAPI’DAKİ BÜTÜN EVLERİ YAKTI”
Hatice Taybara, askerlerin köylerine gelişiyle birlikte yaşanan kaosu şu sözlerle aktardı:
“İnsanları kesiyorlar diye haber geldi, herkes ağlamaya başladı. Bizler de Sırze (Çılga) köyünde yaşayanlar olarak hepimiz dışarı çıktık. O esnada bir baktık ki Xeç (Demirkapı) köyündeki bütün evleri yaktılar. İnsanları köyün tepesine götürüyorlardı. Demirkapı köyünden Hıdır amca köyün tepesinden bize çağırarak, ‘Kaçın, saklanın, bunlar bizi götürüp öldürecekler’ dedi.”
Taybara, askerlerin önce köydeki tüm silahları topladığını, ardından katliamın gerçekleştiğini söyledi. “Askerler herkesi Hopik’e götürüp katlettiler” dedi.
“ORMANLARDA VE MAĞARALARDA SAKLANDIK”
Katliamdan sağ kurtulmak isteyen köylülerin ormanlara kaçtığını belirten Taybara, yaşananları şöyle ifade etti:
“Askerler evleri yaktığı için köylüler yiyeceklerini ormana sakladı. Çevredeki köylerin halkı toplanarak Çixeki (Çiçekli) köyüne doğru gitti. Hepimiz ormanda ve mağaralarda saklandık. Her tarafı ölüm sessizliği sarmıştı. O yüzden korktuk ve köylerde kalamadık.”
Taybara, Demirkapı köyünden sağ kurtulanların kendi yanlarına geldiğini ve onlara ellerinden geldiğince yardımcı olduklarını da ekledi.
“DERSİM’İN HER TARAFINDA KATLİAMLAR OLDU”
Yaşanan acıların sadece bir köyle sınırlı kalmadığını vurgulayan Taybara, o günleri şu sözlerle anlattı:
“O zaman sadece Demirkapı köyünde katliam olmadı, Dersim’in her tarafında katliamlar oldu. Jandarmayı görünce çok korkuyorduk, hemen saklanıyorduk. Herkes kendi yakınını toprağa gömmek zorunda kaldı. İşte o 38 böyle geçti.”
Taybara, son olarak tanıklık ettiği acıların bir daha yaşanmaması temennisinde bulunarak sözlerini şöyle sürdürdü:
“Artık kötülükler, savaşlar ve ölümler son bulsun. Biz yaşadığımızı yaşadık. Artık gençlerimiz bu yaşadığımız zulmü, acıyı yaşamasın.”
Nuray ATMACA/DERSİM
Yoruma kapalı.