PİRHA- Şanlıurfa’nın Harran Geçici Barınma Merkezi’ne getirilen 22 Suriyeli sığınmacı, zorla geri gönderilme riskiyle karşı karşıya. Alevi inancına mensup olduklarını belirten mülteciler, “Suriye’ye gönderilirsek öldürülürüz” diyor.
Hak ihlalleri izleme çalışması kapsamında Şanlıurfa Barosu avukatı Gökhan Dayık tarafından hazırlanan rapora göre, 22 kişilik grup Suriye’nin Lazkiye kentinden deniz yoluyla Yunanistan’a geçmeye çalıştı.
Ancak Yunanistan’da kötü muameleye uğrayan, paraları ve telefonları alınan grup, Türkiye’ye geri dönmek zorunda kaldı.
Yaklaşık 15 gün önce Muğla üzerinden ülkeye giriş yapan mülteciler, önce kısa süreli tutulduktan sonra Harran Geçici Barınma Merkezi’ne gönderildi.
“BİZ İLK KEZ TÜRKİYE’YE GELDİK”
Raporda, kişilerin ilk kez Türkiye’ye giriş yaptıklarını ve haklarında herhangi bir kayıt bulunmadığının kamp yönetimi tarafından da teyit edildiği belirtiliyor.
Bu nedenle 22 kişi, kayıt işlemleri tamamlanıncaya kadar “geçici” olarak kampa yerleştirildi.
Kamp koşullarını gözlemleyen avukat Dayık, 22 kişiden 3’üyle birebir görüşme gerçekleştirdi.
Arapça bilen avukatlar ve çeviri uygulamaları aracılığıyla yapılan görüşmelerde mülteciler, Türkiye’de herhangi bir kötü muameleye maruz kalmadıklarını ancak sağlık sorunları ve temel ihtiyaç yetersizliği yaşadıklarını dile getirdi.
Bu durum kamp yönetimine iletildi; acil sağlık desteği ve gıda ihtiyacının karşılanması istendi.
“ALEVİYİZ GÖNDERİLİRSEK ÖLDÜRÜLÜRÜZ”
En kritik bilgi ise görüşmeler sırasında ortaya çıktı:
Görüşülen Suriyeliler, Alevi inancına mensup olduklarını, Suriye’ye –özellikle de cihatçı grupların hâkim olduğu İdlib bölgesine– geri gönderilmeleri hâlinde öldürülme veya işkence riski taşıdıklarını anlattı.
Raporda, geri gönderme yasağı (non-refoulement) ilkesine dikkat çekilerek, bu kişilerin iadesinin uluslararası hukuka aykırı olacağı vurgulandı.
Harran Barınma Merkezi’nde yapılan gözlemlere göre, kamp yönetimi bazı temel hizmetleri sağlasa da koşullar sınırlı.
İdare, barınan kişilere kıyafet desteği sağlandığını, revirin açık olduğunu ve gerektiğinde hastaneye sevklerin yapılabileceğini belirtti.
Ayrıca, telefon görüşmeleri peyderpey başlatıldı; telefonu olmayanlar, diğer kamp sakinlerinin cihazlarını kullanarak aileleriyle iletişim kurabiliyor.
Ancak gözlemler, aileleriyle kalan kişilerin daha rahat koşullarda, yalnız kalanların ise koğuşlarda ve kısıtlı alanlarda tutulduğunu ortaya koyuyor.
“ADANA KAMPI KAPANDI NAKİL SINIRLI”
Raporun hazırlandığı gün, Şanlıurfa İl Göç İdaresi Müdürü de kampa geldi.
Avukat Dayık, gözlemlerini ve eksiklikleri doğrudan ileterek, sağlık hizmetlerinin ve yaşam koşullarının iyileştirilmesi çağrısında bulundu. İdare, taleplerin dikkate alınacağını belirtti.
Kişiler, yakınlarının bulunduğu illerdeki kamplara nakil talep ettiklerini de aktardı.
Kamp yönetimi, Adana barınma merkezinin kapandığını, başka açık kamp bulunması hâlinde naklin değerlendirilebileceğini bildirdi.
HUKUKÇULAR: ALEVİ MÜLTECİLER İÇİN GERİ GÖNDERME ÖLÜM DEMEKTİR
Şanlıurfa Barosu ve insan hakları örgütleri, söz konusu grubun durumunu yakından izliyor.
Hukukçular, geri gönderme yasağının uluslararası hukukun temel ilkesi olduğunu hatırlatarak, “Bu insanlar yalnızca sığınmacı değil; inançları nedeniyle doğrudan ölüm tehdidi altındalar” diyor.
Harran Kampı’nda tutulan 22 kişilik grup için her an yeni bir sınır dışı kararı riski bulunuyor.
Hak savunucuları, devlet yetkililerine ve kamuoyuna sesleniyor:
“Bu insanlar yalnızca barınma değil, yaşama hakkı istiyor.
Vicdanla karar verin — çünkü sınırın öte tarafı ölüm.”
PİRHA-URFA
Yoruma kapalı.