PİRHA-Sibel Balaç 241, Gökhan Yıldırım 235 gündür ölüm oruçlarını sürdürüyor. Halkın Hukuk Bürosu, 10 Ağustos’tan beri Tekirdağ Şehir Hastanesi’nde tutulan Gökhan Yıldırım’ın yaşadığı zorluklara dikkat çekerek, “Gökhan’ı tek başına, uğultulu, havalandırması, banyosu-tuvaleti olmayan bir yoğun bakım odasında tutmak işkencedir. Adli Tıp Kurumu, Tekirdağ Şehir Hastanesi, Tekirdağ Savcılığı bu işkenceye derhal son vermelidir” denildi.
Ankara’da, Sincan Kadın Cezaevi’nde tutuklu bulunan KHK ile görevinden ihraç edilen öğretmen Sibel Balaç ve 6 yılı aşkın süredir tutuklu olan Gökhan Yıldırım ölüm orucunu sürdürüyor. Sibel Balaç açlık grevinin 241. gününde, Gökhan Yıldırım ise 235. Yıldırım ve Balaç’ın sağlık durumları gün geçtikçe kötüye gidiyor.
Tekirdağ Şehir Hastanesi Sağlık Kurulu tarafından Gökhan Yıldırım’ın, “İnfazını resmi sağlık kuruluşlarının mahkumlara ayrılan bölümlerinde yerine getirilmesi hayati tehlike arz eder. Ceza İnfaz Kurumu koşullarında hayatını yalnız idame ettiremez. İnfazın üç ay süre ile ertelenmesi uygundur” raporunu verdi. Ancak verilen karara rağmen Yıldırım tahliye edilmedi ve 15 Ağustos çarşamba gününden beri Tekirdağ Şehir Hastanesi’nde tecrit altında rehin tutuluyor.
Halkın Hukuk Bürosu, 10 Ağustos’tan beri Tekirdağ Şehir Hastanesi’nde tutulan Gökhan Yıldırım’ın yaşadığı zorluklara dikkat çekmek için yazılı açıklama yaptı.
“GÜNLERDİR HASTANEDE TEK BAŞINA TUTULUYOR”
Gökhan Yıldırım’ın hastaneye sevk edildiğinde ilk olarak mahkûm koğuşuna alındığı belirtilen açıklamada, “Bu koğuş güneş görmeyen, çelik levha ile örtülmüş bir penceresi olan, bir yataktan ve demir bir dolaptan başka eşya bulunmayan bir hücreden ibarettir. Müvekkilimiz mahkûm koğuşunda bir gün tutulmuştur. Bu süre içinde müvekkilin ailesi tek başına işlerini göremeyecek olan Gökhan Yıldırım’ın refakatçisi olmak için başvurmuştur ancak bu talep kabul edilmemiştir. Tekirdağ Şehir Hastanesi refakatçi ve aile görüşü taleplerimizi gerçekleştirmemek için Gökhan Yıldırım’ı 11 Ağustos tarihinde yoğun bakım ünitesine almıştır. Yoğun bakım ünitesinde refakatçi bulundurulamayacağını, aile görüşünün sağlanmayacağını tarafımıza bildirmişlerdir. Gökhan Yıldırım, tek başına kalmasının hayati risk teşkil edeceğini söyleyen aynı hastanenin raporuna rağmen günlerdir tek başına tutulmaktadır.”
“GÖKHAN YILDIRIM, HASTANEDE İLK GÜNDEN BU YANA DUŞ ALAMAMIŞTIR”
Hapishanede bile yanında refakatçisi olan Gökhan Yıldırım’ın 10 Ağustos gününden beri tek başına refakatçisiz olarak tutulduğuna vurgu yapılan açıklamanın devamında şunlar kaydedildi:
“Kan dolaşımının sağlanması için masaj yapılmasına, içeceklerinin hazırlanmasına, kıyafetlerini giyip çıkarmasına yardımcı olacak, ihtiyaçlarını karşılanmasına yardım edecek bir refakatçiye ihtiyacı olan Gökhan Yıldırım, banyosu-tuvaleti dahi olmayan bir odada tutulmaktadır. Şehir hastanesine götürüldüğü ilk günden bu yana duş alamamıştır. Hastaneye götürüldüğü ilk 3 gün hiç tuz alamamıştır. Ölüm orucu sırasında alması gereken şeker-tuz-su gibi maddelerin temin edilmesi zaman almıştır. Bu maddelerin bir gün bile aksatılması ölüm orucunun ilerleyen günlerinde olan Gökhan Yıldırım için hayatını etkileyecek düzeyde olumsuzluklar yaratmaktadır.
Gökhan Yıldırım 12 Ağustos Cuma günü akşam saatlerinde Adli Tıp Kurumu’na götürülmüştür. Adli Tıp Kurumu aynı gün tarihli raporunda Gökhan’ın 38 kg olduğunu, yürümekte zorlandığını, ellerinde yaralar olduğunu tespit etmiştir. Ancak Gökhan’ın “hastane şartlarında takip ve tedavisine devam edilmesi gerektiği, durumunun değişmesi durumunda son durumunu gösterir raporun gönderilmesi ile yeniden değerlendirilebileceği” şeklinde rapor hazırlamıştır. Adli Tıp Kurumu bir kere daha anti-bilimsel niteliğini, hekim heyeti olmaktan çok AKP’nin bir uzantısı olduğunu göstermiştir. Bu aşamada Gökhan’ın infazının ertelenmesine gerek olmadığını söylemiştir. ATK 8 aydır aç olan Gökhan’ın hangi aşamaya gelmesini istemektedir?”
“HAYATI, YOĞUN BAKIMDA TUTULARAK RİSKE ATILIYOR”
Gökhan Yıldırım’ın hayatının yoğun bakımda tutularak riske atıldığı ifade edilen açıklamanın devamında, “Gökhan Yıldırım ne hapishanede, ne hastanelerin mahkûm koğuşlarında, ne de yoğun bakım ünitesinde tutulamaz. Derhal tahliye edilmelidir. Hastanede tutmak, Gökhan’ı yaşatmak ve sağlığını korumak isteği değildir. Gökhan’ı tek başına, uğultulu, havalandırması, banyosu-tuvaleti olmayan bir yoğun bakım odasında tutmak işkencedir. Adli Tıp Kurumu, Tekirdağ Şehir Hastanesi, Tekirdağ Savcılığı bu işkenceye derhal son vermelidir” denildi.
PİRHA/İSTANBUL
Yoruma kapalı.