PİRHA-8 Ekim’de Türkiye’de vizyona girecek olan ‘Hakikat’ filminin oyuncusu Bülent Emrah Parlak ile yapımcısı Özer Çalık PİRHA’ya konuştu. “Sinemada yeni bir yol yaratmamız gerektiğini düşünüyorduk” diyen Çalık, filmin kooperatif anlayışla yapıldığını ifade etti.
Şeyh Bedreddin ve onun öğretilerinden etkilenen Börklüce Mustafa ile Torlak Kemal’in eşitlikçi isyanını konu alan ‘Hakikat’ filmi, 7 Ekim’de Avrupa’da, 8 Ekim’de de Türkiye’de vizyona girecek.
Film’de Börklüce Mustafa’yı canlandıran oyuncu Bülent Emrah Parlak ile yapımcı Özer Çalık, PİRHA‘ya açıklamalarda bulundu.
“BÖRKLÜCE MUSTAFA’YI CANLANDIRMAK BAMBAŞKA BİR HİS”
Filmde, bir dönem ve o döneme ait sorunların anlatıldığını belirten Parlak; “Güncel bir film diyebiliriz. Her dönemde aynı sorunlar ve çözümleri var. Ama tabi ki bir dönemi ve o dönemin sorunlarını anlatıyoruz. Bu dönemde de karşılıklarını bulabilecektir seyirci” dedi.
Parlak, filmde canlandırdığı Börklüce Mustafa ile ilgili olarak da, “Duygusal olarak bambaşka bir his. Çünkü tarihsel olarak hem tanıdığım, bildiğim ve yakınlık duyduğum bir karakterdi. Oynamaktan çok büyük keyif ve mutluluk aldım” ifadelerini kullandı.
Filme destek veren birçok kurum ve kişinin olduğunu kaydeden Parlak, “Destek verenler aynı zamanda filmin ortakları. Bu anlamda çok örnek teşkil edecek bir film. Aslında çok başarılamayan bir durum bu. Herkesin bir ucundan tutup bir şeyi ayağa kaldırması dönemimizde çok zor” diye konuştu.
“SİNEMADA YENİ BİR YOL YARATMAMIZ GEREKİYORDU”
“Sinemada yeni bir yol yaratmamız gerektiğini düşünüyorduk” diyen yapımcı Çalık, “Dünyada ve Türkiye’de genelde zengin bir yapımcının vermiş olduğu parayla film çekilir ya da büyük yapımcı şirketleri çeker. Ya da Kültür Bakanlığı’na başvurursun. Hepsinde bir otokontrol vardır. Sisteme dokunmama, oyuncuları seçerken, “O oyuncuyu seçmeyelim” denilerek, siyasi olarak baskı uygulanır. “Hikayemiz daha yumuşak olsun” gibi bin tane sorun vardı.
Biz bunları nasıl aşacağımızı bir yıla kadar tartıştık. Yeni bir yol yaratmamız gerektiğini düşündük. Kooperatif anlayışıyla yaptık. Şirketin ismini de o yüzden ‘İmece’ koyduk. Aşure yaparmış gibi herkes bir şey getirecek, katacak dedik. Sonrasında da hep beraber paylaşacağız; o aşureyi hep beraber yiyeceğiz. Bu şekilde yola çıktık. Bizden sonra da insanlar doğru yaptığımız yanları örnek alsınlar” şeklinde konuştu.
“BİR TEKSTİL İŞÇİSİNİN 5 METRE KUMAŞ GETİRMESİYLE BAŞLADI BU HİKAYE”
Çalık, yapım sürecinin en büyük sıkıntısının inanç olduğunu söylerken; “Biz bu filmi kapı kapı dolaşarak yaptık. İnsanlar yapacağımıza değil de yapamayacağımıza çok inandılar. Biz yapamazsak; bizden sonra da bir umutsuzluk oluşacaktı. Biz bunu başaracağız, diyerek yola çıktık. Olmasaydı eğer geriye çok büyük bir umutsuzluk bırakacaktık. Belki de 10-20 yıl kimse böyle bir işe kalkışmayacaktı. İnancı tekrardan hareketlendirmemiz gerekiyordu.
Sanat, ekonomik krizin çok büyük olduğu ve pandemi gibi sorunun olduğu bir dönemde geriye bırakıldı. Sanatın gücü unutuldu. Biz bunu tekrardan ayaklandırmak istedik. Asıl sorunu orada yaşadık. Osmanlı ordusu 20-25 binken Börklüce’nin ordusu 10 binlerdeydi. 10 bin olduğu için kaybetmedi. Diğer 10 bin gelmediği için kaybetti. Diğer 10 bin gelmiş olsaydı bambaşka bir tarih yazılacaktı. Şu an başka şeyler konuşuyor olacaktık. Bir tekstil işçisinin 5 metre kumaş getirmesiyle başladı bu hikaye. Bunu büyük bir gurur olarak gördük” ifadelerini kullandı.
Barış KOP-Berfin YILDIZ/İSTANBUL
Yoruma kapalı.