PİRHA- İnsan Hakları Derneği Hapishane Komisyonu, 304. haftasında hasta tutuklu Gürbüz Topçu’nun serbest bırakılmasını istedi.
Haberin Videosu
İnsan Hakları Derneği (İHD) Hapishane Komisyonu, hasta tutukluların yaşadıkları hak gasplarına, yapılan işkencelerine dikkat çekmek amacıyla 304. F oturumunu Galatasaray Meydanı’nda gerçekleştirdi. Eyleme İHD İstanbul Şubesi Hapishane Komisyonu üyeleri ile insan hakları savunucuları ve hasta tutukluların yakınları katıldı.
304. F oturumunda Gürbüz Topçu’nun durumu anlatıldı. “304. F oturması Gürbüz Topçu serbest bırakılsın” ve “Hasta mahpuslar serbest bırakılsın” pankartları açıldı. “Gürbüz Topçu serbest bırakılsın”, “Tedavi haktır engellenemez”, “Çıplak arama işkencesine son”, “Tek tipe hayır”, “OHAL işkencesine son”, “Tek tip elbiseye hayır”, “Tek tipleşmeye hayır” ve “İnsanlık onuru işkenceyi yenecek” sloganları atıldı.
SINIRSIZ ŞEKİLDE ARTAN HAK İHLALLERİ
Haftanın basın açıklamasını İHD Hapishaneler Komisyonu adına Emine Küçükbumin okudu.
OHAL’le birlikte hapishanelerdeki hak gasplarının ve hak ihlallerinin sınırsız bir şekilde arttığını söyleyen Küçükbumin, hapishanelerden her gün yeni saldırı haberleri aldıklarını kaydetti.
Dışarıya yansıdığı kadarıyla öncelikli olan tek tip elbise, süngerli oda, kimlik taşıma, cinsel saldırı, işkence ve kötü muamele uygulamalarının olduğunu söyleyen Küçükbumin, son üç aylık dönemde sürgün sevklerin artış gösterdiğini belirtti. Sürgün sevklerle birlikte birçok hak gaspı ve ihlali yapıldığını ifade eden Küçükbumin, havasız ringlerde götürülerek, eşyaları “daha sonra getirilecek” denilerek götürülmediğini belirtti. Hasta tutukluların ilaçlarının verilmediğini dile getiren Küçükbumin, uyduruk gerekçelerle keyfi disiplin cezaları verildiğini kaydetti.
“ÇIPLAK ARAMA DAYATILIP, DARP EDİLDİ”
Küçükbumin açıklamasının devamında şunları dile getirdi:
“Hapishane idarelerinin akıllara durgunluk veren uygulamaları oluyor. Örneğin İzmir Kırıklar 1 Nolu F Tipinde hasta mahpus Vefa Kartal, hastane sevkinin bir yıl boyunca keyfi olarak engellenmesine ilişkin olarak Adalet Bakanlığına, Meclis İnsan Hakları Komisyonuna, İzmir Cumhuriyet savcılığına suç duyurusu dilekçeleri yazmış, kendisine 3 ay boyunca cevap verilmemiş, dilekçelerinin işleme konmamasını protesto etmek için 13.09.2017 de açlık grevine başlamış, buna ilişkin dilekçede yazmıştır. 02.10.2017 tarihinde ifade için savcılığa götürülmüş. Savcılık neden açlık grevinde olduğunu sormuş dilekçede sağlık sorunlarına ilişkin tedavi edilmediği yazıyormuş. Savcılığa yazdığı ikinci dilekçe de idare tarafından yok edilmiş ve idare tarafından kendisi adına yeni bir dilekçe yazılarak savcılığa verilmiş. Kartal bu durumu savcıya anlatmış ve idare hakkında yeniden suç duyurusunda bulunmuş, bu olayın ardından açlık grevinin 61. gününde eşyalarını dahi almasına izin verilmeden apar topar Tekirdağ 1 No’lu F Tipi hapishanesine sürgün edilmiştir. Hapishane girişinde çıplak arama dayatılmış, kabul etmeyince darp edilmiştir. Bunu raporla belgeleyerek suç duyurusunda bulunmuş, savcılıkta gelen yazıda beyanı dışında bir delil olmadığı, doktor raporunda belirtilen durumun basit tedavi ile giderilebilir olduğu yazılmıştır. Dernek avukatımızın bu hafta kendisi ile yaptığı görüşmede durumunu öğrenmiş bulunmaktayız.”
Ayrıca Topçu’nun tek kişilik hücrede tutulmakta olduğunu belirten Küçükbumin, “Eşyalarının da kendisine henüz verilmediğini söyledi. Bu durum bu kadar da olmaz dedirten pervasız ve çok tehlikeli bir uygulamadır” dedi.
“TEDAVİ EDİLMEZSEM HASTALIKLARIM KALICI HALE GELECEK”
Gürbüz Topçu İHD’ye gönderdiği mektubunda durumunu şöyle anlattı:
“Ağır yaralı haldeyken yakalandım. Kafamın sol tarafında aldığım yara sonucu sol gözümü kaybettim. Sol omzumdan aldığım yara nedeniyle kemikler zarar görmüş, kolumu hareket ettirmekte zorlanıyorum. Ayaklarım da benzer durumda. Gözaltındayken yaşamımı kaybetme noktasına geldim. İlaç verilerek beynim uyuşturuluyordu. O şekilde sorguya alınıyordum. Yaralı durumdayken tutuklanıp Elazığ 1 No’lu Yüksek Güvenlikli Kapalı Hapishaneyle getirildim. Hapishane girişinde arkadaşlarımın yanında kalmak istediğimi söyledim. Zaten ayakta duramıyordum. Hapishane yönetimi beni tekili hücreye koydu. Günlük yaşam faaliyetlerimi karşılamakta zorlanıyorum. Üç kişilik hücreye geçme talebim de karşılanmıyor. Göz ameliyatım yapılmadı, sağ gözümde de bulanıklaşma olmaya başladı. Başımın sol tarafında ağrı devam ediyor. Zaman zaman bilinç kaybı yaşıyorum. Hastaneye götürülmüyorum ve tedavim yapılmıyor, sağlığım her geçen gün daha da kötüleşiyor. Eğer tedavi edilmezsem hastalıklarım kalıcı hale gelecek bu konu da sizden yardımcı olmanızı ve girişimlerde bulunmanızı istiyorum.”
Küçükbumin konuşmasını çağrıyla sonlandırdı:
“Devleti, altında imzası bulunan uluslararası sözleşmelere uymaya çağırıyor ve hasta mahpusların tedavilerinin yapılması, eğer hapishane koşullarında tedavileri mümkün olmuyorsa serbest bırakmaya çağırıyoruz.” (HABER MERKEZİ)
Yoruma kapalı.