PİRHA- Ankara Tabip Odası Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Onur Naci Karahancı, açlık grevindeki eğitimciler Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’nın hastanede 10 metrekare bir odada tutulmalarının sağlıklarını kötü etkilediğini söyledi. Tuvalet, banyo ve içecek sıvılarının aynı ortamda olması dolayısıyla enfeksiyon riski oluştuğuna işaret eden Karahancı, “Ciddi kilo kayıpları var. Nuriye destekle hareket ediyor, psikolojik olarak yıprandıklarını söylüyorlar” dedi. Dr. Karahancı, Gülmen ve Özakça’nın henüz zihinsel sıkıntı yaşamadıklarını de ekledi.
Haberin Videosu
KHK ile işlerinden ihraç edilen eğitimciler Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’nın açlık grevi eylemi 166. gününde devam ediyor. Ankara Tabip Odası Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Onur Naci Karahancı, Gülmen ve Özakça’nın durumuna ilişkin PİRHA’ya konuştu.
Karahancı, Gülmen ve Özakça’nın herkese selam gönderdiğini belirterek, 15 Ağustos günü Semih ve Nuriye’nin Avrupa insan hakları mahkemesi kararı doğrultusunda ilettikleri 3 hekimden Aysel Ülker ve Döne Koyuncu ile birlikte kendi isminin de olduğunu söyledi. Kendileriyle 15 Ağustos günü iletişime geçildiğini söyleyen Karahancı, şunları aktardı:
“O gün saat 14.00’te kendilerini ziyaret edebileceğimiz telefonda söylendi bana. Biz de aynı gün gittik. Saat 14.00’te gittiğimizde bize herhangi bir yazılı bilgi verilmemişti, tebliğ edilen bir şey yoktu. Orada Cumhuriyet başsavcılığından gelen yazıyı gösterdiler. Gelen yazıda Nuriye ve Semih’in muayene edilmeden cezaevi hekim heyetinin muayenesine eşlik etmemiz ve açlık grevinden vazgeçmeleri için ikna etmemiz istendiğini gördük. Biz de burada hekim etik ilkeleri olduğunu, bu konuda da Tokyo ve Malta bildirgelerinde açık olarak hekimin tedaviyi veya sağlık hizmetini açlık grevcisinin açlık grevini kıramayacağı yönünde açıkça belirtilmiştir dedik.”
“GÜLMEN VE ÖZAKÇA KENDİLERİNE HASTA DENMESİNİ İSTEMİYOR”
Gülmen ve Özakça’nın kendilerine hasta demediğini, denmesini istemediklerini belirten Dr. Karahancı, “Bu insanlar kendilerine hasta demiyor ama ilişki kurulduktan sonra bütün hastaların hasta hakları vardır. Hasta hakların yükümlülüğüne sahiptirler ve bu anlamda hekim hasta ilişkisi güvene dayalıdır. Bu güven ilişkisini bozduğunuz anda da bu insanlara ulaşmanızın daha da zor olacağını belirttik. Bu nedenlerle de böyle bir girişimimizin olmayacağını ve böyle bir görevimizin olmadığını belirtik” diye konuştu.
Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’nın kendi belirledikleri hekimler haricinde hiçbir hekime muayene olmayacaklarını, AHİM kararının da bu doğrultuda olduğunu, eğer belirledikleri 3 hekim muayene edecekse buna açık olduklarını söylediklerini aktaran Dr. Karahancı, “Bunun da mümkün olmadığının görülmesi nedeniyle cezaevi hekimi ile birlikte yanlarında durumlarını, koşullarını konuşabildik” dedi.
“CEZAEVİ HEKİMLERİ DE ETİK İLKELERE BAĞLI OLDUKLARINI BELİRTİYOR”
Cezaevi hekimlerinin çabalarını net olarak gördüklerini ifade eden Dr. Karahancı, “Bu insanlar için yapabilecekleri sınırlılık içerisinde bir çaba içerisindelerdi. Onlar da “Biz de etik ilkelere bağlı olarak bunun dışına çıkmadan bu sürecin içindeyiz, içinde olmak durumundayız, diye açık açık söylediler” dedi.
“HASTANEDE AÇTIKLARI PENCEREDEN YEMEK KOKULARI GELİYOR”
Daha sonrasında önce Semih Özakça ile görüştüklerini söyleyen Ankara Tabip Odası Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Onur Naci Karahancı, şu bilgileri verdi:
“Semih yaşadıklarını biraz anlattı, Cezaevinden hastaneye getiriliş sürecinde yaşadığı sıkıntılardan işkence olayına kadar anlattı. Özellikle zorla yatağa bağlanarak refakatçısının odadan kaçırıldığından bahsederek ve bundan sonra zorla yatak içerisindeyken zorla müdahale edildiğini, şu anlamda fiziki müdahalelerde bulunulduğunu bu şekliyle hastaneye getirildiğini belirtti. Vücudunda ciddi anlamda morluklar oluştuğunu, kas gücünün bu baskılarla da zorlandığını, hastaneye getirildikten sonra da koşulları ile ilgili bir avlu ihtiyacının olduğunu bize çok net belirtiyor. Havalandırmaya çıkacağımız güneş görebileceğimiz bir avlu yok diyorlar. İkincisi havalandırma için açacakları pencereden aşağı yemek kokuları geliyor, bu midemizi çok bulandırıyor diyorlar. Aşağıda yemekhane gibi bir şey varmış. Pencereyi açmasalar çok sıcak bir ortam. 18 gün boyunca biz burada hastanede tek başımıza kaldık, refakatçılarımız verilmedi, bu bizim açlık grevimiz için ek yük. Sağlığımız için ek yük oluşturdu dediler. Bunlara örnek olarak da oda temizliğin,i söylediler.”
“BANYO, TUVALET VE İÇECEK SIVILARIN AYNI ORTAMDA OLMASI ENFEKSİYON RİSKİ OLUŞTURUYOR”
Nuriye Gülmen’in daha çok fiziksel desteğe ihtiyacı olduğunu, hareket ettiği için, banyo, tuvalet ihtiyaçlarında çok zorlandıklarını belirten Dr. Karahancı, Gülmen ve Özakça’nın durumunun enfeksiyona açık olduğunu, banyo, tuvalet ve içecek sıvılarının aynı ortamda olmasının risk oluşturduğunu söyledi.
KALDIKLARI ODA 10 METREKARE
Gülmen ve Özakça’nın kaldıkları odanın 10 metrekare büyüklüğünde olduğunu ifade eden Dr. Karahancı, Gülmen ve Özakça’nın “Şimdi refakatçimiz de geldi. Bütün yaşamımız bu odada olacak. Havalandırmamız yok, hareket edebileceğimiz bir koridor yok. Hiç bir yer yok. Biz burada yaşamak zorundayız” dediklerini kaydetti.
“CAM AÇILDIĞINDA SESTEN ÇOK RAHATSIZ OLUYORLAR”
Dr. Karahancı, Gülmen ve Özakça’ya sınırlı giysi verildiğini, bu giysilerin tuvaletin banyonun olduğu odada yıkamak zorunda kaldıklarını ve kurutmaya çalıştıklarını” söyledi.
Özellikle sesten de rahatsız olduklarını söylediklerini belirten Karahancı, cam açıldığında yoğun bir uğultu sesinin Gülmen ve Özakça’yı rahatsız ettiğini ifade ederek, “Günün çoğu saatinde sürekli ambulans girişi, günlük aracın girişi bunların yarattığı sesler var. Zaten uykuya çok geç dalabiliyoruz, çok zor dalıyoruz, çok kısıtlı uyuyoruz. Bu sesler bizi iyice zora sokuyor diye belirttiler” bilgilerini verdi.
“NURİYE DESTEKLE HAREKET EDİYOR, PSİKOLOJİK OLARAK YIPRANDILAR”
Özakça ve Gülmen’in ciddi anlamda kilo verdiklerini kaydeden Dr. Karahancı, “İkisi de sürekli psikolojik olarak yıprattığından bahsediyorlardı. Sürekli bir müdahalenin, bir şeyler mi olacak gibi sürekli bir sıkıntı yaşadıklarından bahsettiler. Ggeceleri uykularından, bazen seslere daha dikkatli kesildiklerinden bahsettiler. Nuriye’nin yanına gittiğimizde de Nuriye’de çok ciddi kilo vermişti. Nuriye daha bir destekle hareket edebiliyordu. Semih bu konuda daha rahattı. O da çok ciddi kilo vermişti” diye konuştu.
Dr. Karahancı şunları kaydetti:
“İkisine de giden hekimlerle birlikte yaşadıkları riskleri, şu anda mevcut riskleri, sağlıkları için açlık grevinin devamında oluşabilecek diğer riskleri, kendi iradeleri ile bıraktıktan sonra neler yaşayabileceklerini, gün geçtikçe bu risklerin artacağını söyledik. Gerçekten çok ciddi yaşamsal bir süreç, şu anda riskin olduğu bir süreç, bunlardan bahsettik. İkisi de kesinlikle açlık grevini bırakmayacaklarını belirttiler.
İkisi de son dönemde damgalanma ile ilgili yaşadıkları sıkıntıdan buna cevap verememekten dolayı tepkililer. Sürekli iktidarın çeşitli şekilde bize saldıran, bizi damgalayan, bize sürekli şöyleler böyleler diyen kitap çıkartan bir tavır var ve biz buna karşı cevap verme hakkımızı kullanamıyoruz. Bu tecrit altında ve hiçbir şey yapamadan sadece bize yeni ithamlar atıldıkça onları dinleyen bir yerdeyiz. Bu da bizi daha güvensiz bir hale getirdi mevcut iktidara diyorlar.”
“ZİHİNSEL SIKINTI YAŞAMIYORLAR”
Ankara Tabip Odası Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Onur Naci Karahancı, Nuriye Gülmen’in refakatçısının kız kardeşi, Semih Özakça’nın ise annesinin refakatçı olduğunu belirterek, “Bizimle iletişimleri çok iyiydi. Herhangi bir zihinsel sıkıntı yaşamadık görüşmemizde” ifadesini kullandı.
Cebrail ARSLAN/ANKARA
Yoruma kapalı.