PİRHA- İHD ve KESK Genel Merkezi, yaptığı açıklamada HDP’li siyasetçilerin gözaltına alınmasını kınandı. İHD açıklamasında “Bütün bu olup bitenlere rağmen aradan altı yıl geçtikten sonra hukukun siyasallaştırılıp TMK’nın siyasi muhalifler üzerinde amansızca kullanılması kesinlikle kabul edilemez” derken, KESK de, iktidarın ömrünü uzatma pahasına ülkeyi karanlık ve derinleştirdiği kutuplaştırma nedeniyle tehlikeli bir noktaya sürüklediğini ifade etti. AB Komisyonu Sözcüsü Ana Pisonero da, Türkiye’de bu türden gelişmelerle ilk kez karşılaşmadıklarını belirterek, “Son gelişmelere ilişkin olarak da daha resmi ve üst düzey bir tepki konusunda şimdilik biz de beklemedeyiz” dedi.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, 5-8 Ekim 2014 tarihleri arasında düzenlenen Kobane eylemlerine ilişkin yürüttüğü soruşturma kapsamında 7 ilde 82 kişi hakkında gözaltı kararı verdi. Soruşturma kapsamında o tarihte Halkların Demokratik Partisi (HDP) Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyelerinin de aralarında olduğu çok sayıda kişi gözaltına alındı.
“TÜRKİYE’DE EV BASKINLARI RUTİN BİR UYGULAMA HALİNE GETİRİLMEK İSTENMEKTEDİR”
İnsan Hakları Derneği (İHD), Savcılığın açıklamasında belirttiği iddialar ciddiyse bu soruşturma kapsamında en az altı yıl niçin beklenildiğine dikkat çekerek, şunlar ifade edildi:
“Şayet ciddi iddialar söz konusu ise savcılığın hızlıca hareket etme sorumluluğu bulunmaktadır. Anlaşılan siyasi saiklerle yürütülen bir soruşturma ile karşı karşıyayız. Tıpkı AİHM’in Demirtaş/Türkiye davasında AİHS’in 18. maddesinin ihlal edildiğini belirttiği gibi. Türkiye’de ev baskınlar yapılarak soruşturma yapılması rutin bir uygulama haline getirilmek istenmektedir. Oysa, CMK 145. maddesine göre bu tarz zamanı geçmiş soruşturmalarda şüphelilerin adliyeye davet edilmesi ve bu şekilde ifadelerinin alınması gerekmektedir. Bunun yapılmaması operasyonun siyasi iktidarın talimatı ile yapıldığını kanıtlar niteliktedir. Kaldı ki aynı iddia ile eski milletvekili Ayhan Bilgen soruşturma geçirmiş ve AYM kararı ile ihlal kararı verilmiştir.”
“DEMİRTAŞ VE YÜKSEKDAĞ İLE GÖZALTINA ALINANLARIN BİR AN ÖNCE SERBEST BIRAKILMASINI TALEP EDİYORUZ”
“Ekim 2014’te ne olmuştu?” diye sorulan açıklamada, gelişen süreç aktarılarak, “Bütün bu olup bitenlere rağmen aradan altı yıl geçtikten sonra hukukun siyasallaştırılıp TMK’nın siyasi muhalifler üzerinde amansızca kullanılması kesinlikle kabul edilemez. Kişi güvenliği hakkı ve özgürlüğü hakkı başta Demirtaş ve Yüksekdağ olmak üzere gözaltına alınanlar bakımından açıkça ihlal edilmiştir. Bu soruşturma kapsamında tutuklu olan Demirtaş ve Yüksekdağ ile gözaltına alınanların bir an önce serbest bırakılmasını talep ediyoruz” denildi.
“İKTİDAR BİLMELİDİR Kİ, HUKUK BİR GÜN KENDİLERİNE DE LAZIM OLACAKTIR!”
KESK ise, İktidarın, siyasallaştırdığı yargı eliyle askeri darbe dönemlerinde dahi asgari olarak gözetilen hukuk normlarını ayaklar altına alarak muhalif kesimlere yönelik operasyonlarına bir yenisini daha eklediğine dikkat çekerek, şunları vurguladı:
“Politikasızlığın, çözümsüzlüğün polisiye yöntemlerle örtülmeye çalışılmasıdır. Açık ki, “Ankara’nın karanlık dehlizlerinde” masa başı stratejilerle ülkenin değil kendilerinin geleceğinin kurtarılmasının senaryoları hayata geçirilmektedir. İktidar ömrünü uzatma pahasına ülkeyi karanlık ve derinleştirdiği kutuplaştırma nedeniyle tehlikeli bir noktaya sürüklemektedir. Demokrasi, barış ve laiklik gibi taleplere yönelik çağrılara kulak tıkayan, şiddeti tırmandıran, temel hak ve özgürlükleri askıya alan, devletin zor aygıtlarını siyasal amaçları için kullanan iktidar bilmelidir ki, hukuk bir gün kendilerine de lazım olacaktır! Siyasal amaçlarla, siyasal beklenti ve hedeflerle yapılan hukuksuz gözaltı operasyonunu kınıyor, protesto ediyoruz. Emek ve demokrasi güçleri olarak bu hukuksuzluklara cevabımız her zamankinden daha fazla dayanışma ve birlikte mücadeleyi yükseltmek olacaktır.”
Avrupa Komisyonu Türkiye’de 2014 ‘Kobani eylemleri’ soruşturması kapsamında 7 ilde gerçekleşen onlarca gözaltı operasyonuna ilişkin olarak açıklamada bulundu. Euronews Türkçe’ye konuşan AB Komisyonu Sözcüsü Ana Pisonero da, Türkiye’de bu türden gelişmelerle ilk kez karşılaşmadıklarını belirterek, “Avrupa Birliği hali hazırda Türkiye’deki anti-terör yasaları ve uygulamalarına ilişkin kaygılarını birçok kez dile getirdi. Benzer endişeler devam ediyor. Son gelişmelere ilişkin olarak da daha resmi ve üst düzey bir tepki konusunda şimdilik biz de beklemedeyiz” dedi.
PİRHA/ANKARA
Yoruma kapalı.