Alevi Haber Ajansi

‘Gölge etmemeleri dışında bir isteğimiz yoktu, onu da beceremediler’

PİRHA-Pandeminin olumsuz etkilediği alanların başında gelen tiyatrolar bir bir kapanırken, tiyatrocular yaşadıkları sorunları anlatmaya devam ediyor. Bu süreçte devletten yeterli destek alamadıklarını söyleyen tiyatrocular Duygu Şahlar, Gamze Şimşek ve Levent Üzümcü, “Oyun sahnelemediğimiz sürece biz açlığa mahkûm kalıyoruz. Tiyatroların oyun saatinde, insanların tiyatroya gidebileceği saatlerde yasaklar getiriyorlar. Bize çok haksızlık yapıldı” diyerek yaşadıkları duruma tepki gösterdiler.

Pandeminin başlamasıyla birlikte kapatılan alanların başında özel ve kamu tiyatro salonları geldi. Uzun bir süre kapalı kalan özel tiyatrolar bu zaman diliminde pek çok sıkıntıyla karşı karşıya kaldı.

Salon sahipleri gelirleri olmadığı halde kiralarını, vergi ve prim borçlarını ödemek zorunda bırakıldılar. Tiyatro oyuncuları, dekorcular, kostümcüler ve daha pek çok tiyatro çalışanı buna bağlı olarak işsiz kaldı. Tiyatroların bir kısmı kapandı, açık kalanlar ise kapanmayla karşı karşıya.

Tiyatrocular bu süreçte yaşadıkları sorunları PİRHA’ya anlatmaya devam ediyor.

“BİZ KOŞULSUZ ŞARTSIZ DESTEK İSTİYORDUK AMA ÖYLE OLMADI”

‘Tiyatro Sardunya’ oyuncularından Duygu Şahlar sanat üreten insanların bu alandaki en önemli sorununun sosyal güvencesizlik olduğunu vurgulayarak şunları dile getirdi:

“Bağımsız tiyatroların hali ortada zaten. Bu tiyatroların içinde çalışan sanat üreten insanların hiçbir sosyal güvencesi yok. Bizler patronlu tiyatro yapmadığımız için bu durum böyle maalesef. Kolektif bir yapımız, işleyişimiz var. Desteklerle, dayanışma ile ayakta kalıyoruz, halkın sponsorluğu ile hayatta kalıyoruz. Oyun sahnelemediğimiz sürece biz açlığa mahkûm kalıyoruz. Bunun için tiyatrolara özel bir destek verilmesi gerekiyordu. 3 ayda 1000 lira gibi komik bir destek verdiler sadece. Bu insanların hiçbir ihtiyacını karşılamaz. Buna rağmen çoğu tiyatro da alamadı bunu, biz de alamadık.

Devletten iyi bir destek alabilmek için birçok kriter vardı. Bu kriterleri herkes karşılayamıyor. Şirket olmak gerekiyordu en başta, vergi levhası olması gerekiyordu. Oysa bizim vergi verebilecek kadar bir kazancımız yok ortada. Ama yıllardır eğitimini sürdüren, bu alanda, bu sektörde çalışan birçok insan var. Bu ekipler çoğu zaman mahallelerde ya da başka yerlerde ücretsiz oyunlar sergiliyorlar. Dolayısıyla bahsedilen kriterlere uyma gibi bir şansları yok. Gerçek tiyatro yapanlar destek alamadı. Şirket adı altında toplananlar alabildi. Yani şirketlere gitti destek. Oysa bu süreçte bir sürü tiyatro maddi nedenlerden dolayı kapanmak zorunda kaldı. Bunların desteklenmesi gerekiyordu. Biz şunu istiyorduk: Koşulsuz, şartsız destek. Bütün tiyatrolara, tiyatroculara verilmeliydi ama böyle bir şey mümkün olmadı.”

“HEP KÜÇÜK ESNAFI, KURYECİYİ, ÇALIŞANI KONUŞTUK AMA SANATÇININ DA EMEKÇİ OLDUĞUNU GÖRMEDİK”

‘İstanbul Düş Sahnesi’ tiyatrosu oyuncularından Gamze Şimşek ise kendisinin bu işi profesyonel anlamda yapmadığı için ek gelirinin olduğunu ancak profesyonel anlamda bu işi yapanların ekonomik olarak çok zorlandıklarını belirterek şunları aktardı:

“Biz profesyonel bir tiyatro topluluğu değiliz, öncelikle bunu söylemek isterim. Kendi çapımızda işler yapıyoruz. Biz tiyatrodan geçimini sağlayan insanlar değiliz yani. Amatör tiyatro olduğumuz için daha çok kendimiz üzerinden, kendi olanaklarımız üzerinden sanatımızı yürütüyoruz. Çoğu zaman kendi üzerimizden para harcıyoruz. Genel olarak şunu söyleyebilirim ki tüm dünyada pandemi olumsuz etkiler yarattı ama bizim ülkemizde daha çok yarattı. Özellikle kadınları çok etkiledi. Maalesef ki hükümet, içinde bulunduğumuz olağanüstü koşulları kendince fırsata çevirdi ve bunu bir dikta yönetimine dönüştürmek için çabalıyor.

Bir ülkede sanata verilen değer o ülkenin gelişmişliğini gösterir. Bir ülke sanatla gelişir, güzelleşir, büyür. Ancak böyle bir ortamda biz hep kapanan küçük esnafı konuştuk, kuryecileri konuştuk, tıkış tıkış otobüslerde giden çalışanları konuştuk. Ama sanatçının da emekçi olduğunu görmedik, görmek istemedik. Böyle bir haksızlık karşısında tüm zorluklara rağmen sanat yapmak isteyen arkadaşlarımıza, dostlarımıza göstermek istediğimiz vefayı gösteremedik. Aynı şey sağlık emekçileri için de geçerli. Ne yaptık onları alkışladık, ışıkları açıp kapattık hepsi bu. Onlara haklarını vermedik, vermelerini sağlayamadık. Daha fazla şeyler yapabilirdik ama yapmadık. Maalesef geldiğimiz nokta çok üzücü.”

“GÖLGE ETMEMELERİ DIŞINDA BİR İSTEĞİMİZ YOKTU, ONU DA BECEREMEDİLER”

Tiyatro ve sinema oyuncusu Levent üzümcü ise, ekonomik olarak yetersiz kalan en az 7-8 tiyatronun kapandığına şahit olduğunu ve tiyatrocu arkadaşlarının da ya memleketine döndüğünü ya da ailesinin yanına taşındığını söyleyerek şunları kaydetti:

“Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin Anayasasında devletin sanata ve sanatçıya destek vermesi kanunen var. Bu kanun maddesini de diğer başka, işlerine gelmeyen kanun maddelerini tanımadıkları gibi tanımıyorlar ve uygulamıyorlar. Çevresinden dolanmayı tercih ediyorlar. Sözde ‘tiyatroları kapatmadık’ diyorlar ama sokağa çıkma yasakları 19:00’da başlıyor, 21:00’de başlıyor. Tiyatroların oyun saatinde, insanların tiyatroya gidebileceği saatlerde yasaklar getiriyorlar.

“PARTİ DEVLETİ OLDU”

Bizim artık tiyatrocular olarak hiçbir beklentimiz yok. Türkiye Cumhuriyeti Devleti şu haliyle bir devlet değil artık, bir parti devleti. Devlet diye bir şey ortada kalmadı. Bize herhangi bir destek vereceklerini düşünmüyoruz, beklemiyoruz da. Parti devleti de kendi siyasi görüşüne göre hareket ediyor, ülkeyi böyle yönetiyorlar. Devleti kendi devletleri yaptılar.

Asıl olarak bizim gölge etmemeleri dışında bir isteğimiz yoktu, onu da beceremediler. Birçok özel tiyatro kapanıyor. Sadece benim bildiğim 7-8 tane tiyatro kapandı son süreçte. Özellikle İstanbul’da çok kapanan oldu. Hepsi ekonomik anlamda götüremediği için kapatmak zorunda kaldılar ve bu tiyatroların bir daha açılma şansı yok. Çünkü mekânlarından oldular artık. Benim tanıdığım tiyatrocu arkadaşlarım ilk başta bir arada eve çıktılar daha sonra ekonomik anlamda yetersiz kaldıkları için ailelerinin yanına dönmek zorunda kaldılar. Memleketlerine dönmek zorunda kaldılar. Ellerindeki avuçlarındaki son paralara kadar burada tutunmaya çalıştılar, olmadı.”

Melis CİDDİOĞLU/PİRHA

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.

Web sitemiz, deneyiminizi daha iyi hale getirmek amacıyla çerezler kullanmaktadır. Bu durumda herhangi bir sıkıntı yaşamayacağınızı düşünüyoruz, ancak isterseniz çerezleri devre dışı bırakma seçeneğiniz her zaman mevcuttur. Kabul ediyorum devre dışı bırak