Alevi Haber Ajansi

Göle’de maden projesine tepki: Kutsallarımıza ve doğamıza dokundurtmayacağız!-VİDEO

PİRHA – Koza Altın İşletmeleri A.Ş.’nin, Göle ilçesindeki 4 köyü kapsayan maden projesine tepkiler sürüyor. Yöre halkı, oluşacak çevresel felaketle birlikte hayvancılık ve tarımın yok olacağına vurgu yapıyor. Yurttaşlar, söz konusu girişim nedeniyle kutsal mekanların da tehlike altında olduğunu belirterek “Doğamıza ve ziyaretlerimize sahip çıkacağız” diye belirttiler.

Koza Altın İşletmeleri A.Ş. tarafından Ardahan’ın Göle İlçesinde yapılmak istenen altın, gümüş ve bakır madeni projesine tepkiler sürüyor.

Söz konusu projenin tüm detayları kamuoyu ile paylaşıldı ancak, şirketin maden çıkarmak için Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) başvurusuna henüz olumlu cevap verilmedi.

Projeye olumlu cevap verilmesi halinde Büyük Altunbulak Köyü başta olmak üzere Koyunlu (Gundik), Kuytuca (Şeki) ve Durucasu (Gırdamal) köy arazileri de maden sahası kapsamında değerlendirilecek.

YÖRE HALKININ TEPKİSİ ARTIYOR!

Maden projesine karşı duran yöre halkı, itirazlarını sürdürüyor. Mahkeme yoluna da başvuran Göleli yurttaşlar, projenin başlatılması durumunda oluşacak çevre felaketine bir kez daha dikkat çekti.

Koyunlu (Gundik) köyünden Hüsniye Aydar, maden faaliyetlerinin yöre halkına hiçbir getiri sağlamayacağının altını çizdi. “Aksine madenin bizden götürüsü çok olacaktır” diyen Aydar, şunları söyledi:

“Bizler mera hayvancılığı yaparak geçim kaynağımızı sağlıyoruz. Sütçülük, peynircilik, kazcılık, arıcılık yapmaktayız. Siyanürlü bir maden çalışması demek, su kaynaklarımızın, doğamızın zehirlenmesi demektir. Bitki çeşitliliğinin bitmesi, çoluğumuzun çocuğumuzun geleceğinin elinden alınması demektir. Yer altındaki bütün sular damar şeklinde birbirine bağlıdır. Söz konusu alan hayvancılık ve tarım bölgesidir. Bu maden, tarımı da bitirme noktasına getirir. Gençlerimiz zaten işsiz. Bir kesim hayvancılıkla uğraşıyor. Biz kadınların ekmeği, aşı hayvancılıktadır. Kimseye muhtaç olmak istemiyoruz. Maden demek doğamızın bitmesi demektir. Bölgemizde böyle bir maden çalışması istemiyoruz.”

“MÜSAADE ETMEYECEĞİZ”

“İkinci bir İliç yaşansın istemiyoruz” diyen Hüsniye Aydar, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Hayvanlarımız bizler için çok önemli. Bir inek, bir fabrika demektir. Elimizden ekmeğimizin alınması, insanların yokluğa mahkum edilmesini istemiyoruz. Bir şirketin gelip Göle’nin köylerine hükmetmesini istemiyoruz. Buna müsaade etmeyeceğiz. Topraklarımız geçim kaynağımızdır. Eğer bir şeyler yapılmasını istiyorlarsa dağlarımızın ağaçlandırılmasını, yollarımızın yapılmasını sağlasınlar. Doğamız, bir maden şirketine kurban verilmemeli. Geleceğimiz yokluğa mahkum edilmemeli. Yani bu madenin bize bir faydası yok. İsmi üstünde; ‘Yeşil Göle’… Bölgemizin çöl olmasını istemiyoruz.

Siyanür buharlaşma usulüyle havaya karışacak. Bütün bitkilerimizin böylelikle üstüne çökecek, hayvanlarımız da bu otları tüketecek. Hayvanlarımızdan elde etmiş olduğumuz yağ, peynir, süt ve eti biz insanlar tüketiyoruz. Sağlığımızı tehdit edecek faaliyetleri memleketimizde istemiyoruz. Türkiye’nin en büyük oranda peynir ihtiyacını karşılayan bölgesi Ardahan’ın Göle ilçesi, Kars ve civarıdır. Kimsenin elimizdeki ekmeği almaya hakkı yoktur.”

KUTSAL MEKANLARA SALDIRI!

Hüsniye Aydar, köylerindeki kutsal mekanları da işaret ederek, maden projesi ile inançlarının da hedef alındığını belirtti. Aydar “Köyümüzün etrafında manevi değerlerimiz olan ziyaret mekanlarımız da var. Ziyaretlerimize kimseyi dokundurtmayız. O yerler bizim için çok önemli. Biz Alevi köyüyüz ve inançlarımıza bağlıyız. Bu nedenlerle topraklarımızı, geleceğimizi kimseye vermiyoruz. Devlet bize destek sunacaksa eğer hayvancılık konusunda destek olsun. Maden çalışmaları ile gelip topraklarımızı kazıyacaklar ve bölge belli bir zaman sonra çöle dönüşecek” diye konuştu.

“DOĞAMIZA VE ZİYARETGAHIMIZA SAHİP ÇIKACAĞIZ”

Gundik köyünden Kenan Akın da maden projesine tepki gösteren bir diğer isim oldu. Erzincan’ın İliç ilçesinde yaşanan maden faciasında halen 9 kişinin cenazesine ulaşılmadığını söyleyen Akın, “Hükümet, sanki hiçbir şey olmamış gibi seçim gündemiyle beraber meseleyi öteledi. Yaşananları adeta halka unutturdu” dedi.

Kenan Akın, köylerindeki ziyaretgahların halk nezdinde büyük öneme sahip olduğunu vurgulayıp şunları söyledi:

“Kendi ülkelerinde yasaklanan, maden arama izni alamayan yabancı şirketler, ülkemizdeki işbirlikçi sermayedarları ile devletten aldıkları peşkeş usulü ihalelerle bölgemize yönelmekte. İnancımız gereği ortak yaşama ikrar verdiğimiz cümle canlı, cansızın doğasına göz dikmiş durumdalar. Girmek istedikleri alanlarda o bölgede yaşayan biz Alevilerin inanç yerleri ve ziyaretgahları mevcuttur. Böyle bir durum karşısında bizlerin ve bütün Alevilerin rızalığı alınmadan kutsallarımıza ve doğamıza dokundurtmayacağız. Bununla birlikte tüm yasal ve meşru haklarımızı kullanarak doğamıza ve ziyaretlerimize sahip çıkacağız. Bu gibi yöntemlerle inanç yerlerimizi belleklerimizden silmeye çalışanların karşısında olacağız. Ayrıca bütün demokratik çevreleri ve Alevi kamuoyunu, yapılmak istenen bu durum karşısında sahiplenmeye davet ediyoruz.”

Eren GÜVEN/ARDAHAN

İLGİLİ HABERLER: Göleli kadınlardan maden tepkisi: Hayatımızı zehirlemeye kimsenin hakkı yok!

 

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.

Web sitemiz, deneyiminizi daha iyi hale getirmek amacıyla çerezler kullanmaktadır. Bu durumda herhangi bir sıkıntı yaşamayacağınızı düşünüyoruz, ancak isterseniz çerezleri devre dışı bırakma seçeneğiniz her zaman mevcuttur. Kabul ediyorum devre dışı bırak