PİRHA-Gezi Direnişi sırasında polisin attığı gaz fişeği ile yaralanan Aydın Aydoğan dosyası, yeniden Memur Suçları Soruşturma Bürosu’na gönderildi. Karara tepki gösteren Aydoğan, “Dosyamda 6 yıldır yapmadıkları kalmadı. Nasıl olur görüntülerin sabit olduğu isimlerin belli olduğu bir dosya 6 yıl gibi bir zaman içinde çözülmez. Burada bizim AİHM başvuru sürecimizin önünü kesmek istiyorlar” dedi.
İstanbul’daki Gezi Direnişi’nde gaz fişeğinin isabet etmesi sonucu Aydın Aydoğan ciddi şekilde ayağından yaralandı. Altı yıldır hukuk mücadelesi veren Aydoğan’ı yaralayan polislerin yargılanmasının önü yine kapatıldı. 10 Ocak 2019’da İstanbul Bölge İdare Mahkemesi, Valilik tarafından Aydoğan’ı yaralayan 16 polis hakkındaki ‘soruşturma izni verilmemesi’ kararını bozmuştu. Şimdi ise dosya tekrar Memur Suçları Soruşturma Bürosu’na gönderildi.
16 POLİS İSMİ BELİRLENMİŞTİ
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Memur Suçları Soruşturma Bürosu, 20 Ekim 2015’te valiliğe yazı yazarak, Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğü’nde görevli 16 polisin ismini vermişti. Listede, ZET tüfeğini kullanan ancak ismi tespit edilemeyen memur da vardı. Savcılık, polisler hakkında “zor kullanma yetkisini aştıkları” gerekçesiyle soruşturma izni istemişti. Valilik, 22 Şubat 2016’da, polislerin görevlerini yerine getirdiklerini belirtmiş, “kusurulu oldukları tespit edilemedi” demişti. Kararda, atılan gaz fişeğinin, bahse konu yerde şahısların yaralanmasına sebebiyet verme ihtimalinin olduğu ifade edilerek, şikayetçilerin, görevli polis memurlarının attığı gaz fişeği neticesinde yaralandığına dair somut delil ortaya koyma imkanının olmadığı savunulmuştu.
AYDIN AYDOĞAN DOSYASININ SERÜVENİ
6 yıldır adalet bekleyen Aydoğan, dosyasının serüvenini şöyle özetledi:
“Dosyamda 6 yıldır yapmadıkları kalmadı. 10 savcı değişti biri öldürüldü 1000 kusur sayfa dosya. Bundan önce öldürülen savcı Mehmet Selim Kiraz dosyayı ulusal kriminal dairesine gönderip dosyada beni vuran polislerin 5’inin görüntülerine ulaşmıştı. Bu sırada valilik dosyaya müdahale ederek işlemden kaldırılmasını talep etti ve dosyayı faili meçhule attılar. Buna itiraz ederek bölge idare mahkemesinde karar çıkartıp soruşturmanın devamına ve valilik kararının yasal olmadığına dair kararı çıkarttık. Dosya tekrar memur suçları bürosuna gönderildi. Bundan önce de dosyada polis görev listesinden ve ön inceleme raporlarından vurulduğum yerdeki polis listesi ZET tüfeği kullanan polisler tespit edilmişti. Bunları da ölen savcı ifadeye çağırmıştı. Kendisi öldükten sonra savcı Hüseyin Öz’e gelip ifade vermişlerdi. Basma kalıp ifadelerle suçu kabul etmeyip amirinin ismini ve nerede görev yaptıklarını bilmediklerini söylemişlerdi. Bu arada valilik tekrar olaya müdahale edip dosyanın işlemden kaldırılmasını talep etti ve dosya tekrar faili meçhule gönderildi. Biz buna tekrar bölge idare mahkemesinde itiraz ettik. Bölge İdare Mahkemesi 1 buçuk yıl sonra valiliğin böyle bir yetkisi olmadığına karar verdi ve dosya Memur Suçları Soruşturma Bürosu’na gönderildi.”
“AİHM BAŞVURU SÜRECİNİN ÖNÜNÜ KESMEK İSTİYORLAR”
Dosyasının tekrar İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Memur Suçları Soruşturma Bürosu’na gönderilerek AİHM sürecinin önünün kapatılmasına tepki gösteren Aydoğan, şunları belirtti:
“6 yıl geçti dosyada vuran polisler belli ifadeleri var buna rağmen savcılık makamı hiç bir şey yapmıyor. Çünkü dosyaya bizatihi Başsavcılık müdahil olmuştur. Saraydan idare edilen yargı bunları bize reva görürken aynı gün içinde Osman Kavala dosyası adı altında Gezi’de daha önce beraat eden arkadaşlarımız hakkında bir günde iddianame hazırlayarak dava açabiliyor. Buradan şu anlaşılıyor ki yargı birilerinin siyasi oyuncağı olmuş durumda. Nasıl olur görüntülerin sabit olduğu isimlerin belli olduğu bir dosya 6 yıl gibi bir zaman içinde çözülmez. Burada bizim AİHM başvuru sürecimizin önünü kesmek istiyorlar. Etkin soruşturma yapılmadığı için başvuru sürecimizi etkisiz hale getirmek için dosyayı oradan oraya atıp duruyorlar. Savcılar da dosyadan imtina edip çekiniyorlar ve korkuyorlar. Savcı ile polis nezaretinde en fazla 3 soru sorabiliyoruz yargı şu anda bu halde. Adalet adalet diyerek geldiler ülkeyi adaletsizliğe, hukuksuzluğa mahkum ettiler. Ama unutmasınlar ki onların korkusu bizim umudumuz olacaktır.”
PİRHA/İSTANBUL
Yoruma kapalı.