PİRHA-Gezi davasının bugün görülen duruşmasında İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi oy çokluğuyla Osman Kavala’nın tutukluluğunun devamına hükmetti. Sunulan iddianameyi reddettiklerini ifade eden avukat Can Atalay, “İddianamenin sahibi bence siyasi iktidardır” dedi.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, Beşiktaş taraftar grubu Çarşı davası ile birleştirilen Gezi davasında 4 yıl 3 aydır tutuklu bulunan iş insanı Osman Kavala’nın tutukluluğunun devamına oy çokluğuyla karar verdi. Bir sonraki duruşma 21 Şubat 2022 günü görülecek.
“GEZİ’Yİ KİRLETEMEZSİNİZ”
Bugün görülen duruşma öncesi adliye önünde açıklama yapan Taksim Dayanışması, Gezi eylemleri nedeniyle açılan davaların düşürülmesini talep ederken; şu ifadelere yer verdi:,
“Ülkemizin toplum, kent tarihinin en önemli eylemi Gezi direnişi Anayasa zeminde geliştiği tescil edilmesine rağmen yargılanmak isteniyor. Barışçıl direnişimiz ısrarla çarpıtılmak isteniyor. Tekrar söylüyoruz: Gezi’yi kirletemezsiniz. Darbeyle, terörle anılan bir eyleme dönüştüremezsiniz. Yargı marifetiyle karalama çabanız boşuna. Milyonlarca insanın hak talepleri için özgürlük demokrasi için ortaya koyduğu direnişi kirletmenize izin vermeyeceğiz.
Şiddet sarmalını görüyoruz ve ısrarla özgürlük, insanca yaşamı savunmaya devam edeceğiz. Biliyoruz ki Gezi’de yaşam alanlarımızı savunurken ne kadar haklıysak bugün barınma hakkını savunurken de o kadar haklıyız. Ülkemizin 80 kentinde Gezi’ye katılan milyonlarca yurttaşımız bugün haksızca yargılanmak isteniyor. Bu beyhude çabanıza izin vermeyeceğiz. Bu akıldışı, hukuk dışı dava derhal geri çevrilmeli. Somut hiçbir delil olmadığı halde yıllardır siyasi tutsak olan Osman Kavala serbest bırakılmalı. Biliyoruz ve inanıyoruz ki Gezi umuttur, umut yargılanamaz.”
“İDDİANAMENİN SAHİBİ SİYASİ İKTİDARDIR”
Duruşmada ilk olarak söz alan avukat Can Atalay “İddianamenin sahibi bence siyasi iktidardır” dedi. Atalay şöyle konuştu:
“Biz size Gezi’yi anlatacağız demiştik. Gezi direnişinin mahiyeti nedir ve neden bu dava ısrarla sürmekte! İddianame hukuki değil siyasi. Gezi direnişi karalamaya çalışılıyor. Bize ‘Teslim olun’ diyor. Asıl siz teslim olun, asla teslim olmayacağız. Bizim fikrimizin teslim olmaması önemli. Gezi direnişinin tek bir kuruş ile ilişkilendirilmesi mümkün değil. Delil yok, tezvirat var. Biz yurttaşlarız, bizim haklarımız var. Bu haklara tecavüz edileceği zaman bu hakları kullanacağız. Başka çaremiz yok.
Siyasal iktidar bu Anayasal görevlerini yerine getirmemiş. Gezi direnişi bir anda ortaya çıkmamıştır. Tüm itirazlar yan yana geldi. Sözünü söylemek isteyen Taksim’e çıkar. İddianamenin sahibi bence siyasi iktidardır. Tüm hak mücadelelerin en önemli mekanı Taksim Meydanı, sıradan insanlara kapatılmak istenmekte. Taksim Gezisi bu bölgenin en önemli yeşil alanı.
Bizim işimiz kentlerimizin ve doğal alanlarımızın talan edilmesine itiraz etmek. Biz itiraz etmişiz. Suç buysa bu suçun hükmünü taşırız. Bu dosyanın tutuklusu var. Biz tutuklu değiliz. Artık sabrın sonu selamet değil. Neden telefonla davet edildiğimizi biliyorum. Neden yurtdışı yasağı konuşmadığını biliyoruz. Elimizin tersiyle reddediyoruz. Siyasi iktidar düzenli olarak parmak sallıyor. Yazıktır, günahtır, ayıptır. Dış güçlere parmak sallamak böyle olmaz.”
Atalay, “Biz bu iddianameyi reddediyoruz. Kendi ayağımızı bu memlekete bağlıyoruz. Mahalleme, toprağıma, evime, ormanıma kentime, bedenime bir insan olarak kaderime tecavüz etme. Olmadık sözlerle düşmanlaştırılmak istemiyorum. Gezi direnişi insanın kendi kaderini eline alma kararlılığı. Gezi eşitlik ve özgürlük umududur. Biz haklıyız, biz kazanacağız” dedi.
“OLAYLARIN NEDENİ POLİS ŞİDDETİDİR”
Atalay’ın ardından söz alan Tayfun Kahraman ise “Yarın yine siyaseten ortaya çıkacak olan, İstanbul’un mahvına neden olacak ya da Taksim Meydanı gibi yegane mekanı halkın elinden alacak her projeye karşı olmaya devam edeceğiz. O gün ağaçlara ve alana yönelik müdahaleyle birlikte gördüğümüz polis şiddetidir bu olayların nedeni” dedi.
“GEZİ, AYAĞA KALKAN HALKIN VİCDANIYDI”
Mücella Yapıcı ise şunları söyledi:
“Burada biz sanki sahneye konulmuş sonu belli olan oyunun figüranlarıyız biz. Sizlere gerçekten kolay gelsin. Hiç kolay değil. Parktakiler burada usulsüz bir şey yapılıyor dedi. Milletvekilleri engellemeye çalıştı. 30 erkek geldi, ağaçların orada durdular. Arkasından gaz ekibi geldi… Benim her tarafım sarıldı. İnanılmaz bir şiddet… Bütün çadırların içerisinde çocuklar varken çadırlar yakılmaya çalışıldı. O gece arkadaşımız gözünü kaybetti. 8 çocuk öldü. Gaz fişeklerinden yürünecek yer yoktu. Kediler, kuşlar öldü… Ayağa kalkan halkın vicdanıydı. Gezi’yi kriminalize etmeye çalışıyorlar. Bize beraat veren hakim yok. Onun için size kolay gelsin.”
“BU DAVA SİYASİ BİR DAVA”
Kavala’nın avukatlarından İlkan Koyuncu, müvekkilinin tahliye edilmesini talep etti. Koyuncu, “Bu dava siyasi bir dava. Osman Kavala nasıl bir insan biliyor musunuz? Bu saçma sapan iddianamelere bile mantıklı cevap veren bir insan. Bugün Osman Kavala bile duruşmalara çıkmıyor. Onu bile küstürdünüz. Kavala’nın arkasında şu var bu var diyorlar. Amerika’nın, Rusya’nın, Avrupa’nın arkasında durduğu kişiler değil 4,5 yıl 4,5 ay bile cezaevinde kalmadı. Osman Kavala’nın casus olmadığının en önemli kanıtı 4,5 yıldır cezaevinde olması” diye konuştu.
Savcılığın mütaalasından sonra ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, oy çokluğuyla Kavala’nın tutukluğunun devamına hükmetti.
(HABER MERKEZİ)
Yoruma kapalı.