PİRHA-Yörük-Türkmen İl Hatunu Sibel Gezen, Yörüklerin yaşadığı sorunları, talepleri PİRHA’ya anlattı. Yaylaya çıkış yolculuğunda başlayan problemlerin ortadan kaldırılması çağrısında bulunan Gezen, “Yörüklerin sosyal güvencesi olmalıdır. Yörükler bu memleketin sigortasıdır. Yörüklere sahip çıkılmalıdır” dedi.
‘İl Hatunluğu’, Yörük-Türkmen kültüründe önemli bir yere sahip. Antalya’da yaşayan Sibel Gezen de Yörük-Türkmen İl Hatunu olarak yıllardır seçiliyor. Gezen ile Yörüklerin sorunlarını, beklentilerini konuştuk. Yörüklerin yayla yolculuğu sırasında başlayan sorunlarından bahseden Gezen, güvencesiz çalışma koşullarının yarattığı olumsuzluklardan da bahsetti.
“28 OCAK’TA SORUNLARIMIZI KONUŞACAĞIMIZ BİR TOY YAPACAĞIZ”
Konuşmasına “Yörüklerin yaşamı, yaşantısı zordur zahmetlidir” diyerek başlayan Gezen, oluşturulan Yörük-Türkmen masasına ilişkin şu bilgileri paylaştı:
“Yörük Türkmen masasını oluşturmamızdaki asıl amacımız bu konudaki sorunlarımızın çözümü için Türkiye’nin dört bir tarafında Yörük-Türkmen dernek, vakıf, federasyon, konfederasyon başkanlarından oluşan bir Yörük masası kurmak. Bu Yörük masasının asıl amacı ve içeriği şudur ki; Yörüklerin sorunları, beklentileri, çözümleri ve Yörük yaşantısını geleceğe aktarmaktır.
Bu nedenle bir yönetim kurulu ve bir icra kurulu oluşturuldu. Yönetim kurulu ve icra kurulundaki arkadaşlarımızla beraber biz de Cumhuriyet Halk Partisi genel merkezine giderek sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nu onur konuğu olarak davet ettik. 28 Ocak’ta Akşehir merkezinde Türkiye’nin dört bir tarafından gelecek olan Yörüklerle beraber sorunlarımızı ve beklentilerimizi konuşarak güzel bir toy yapmayı amaçlıyoruz.”
“YAYLAYA ÇIKIŞ YOLCULUĞUNDA SORUNLARIMIZ BAŞLIYOR”
Gezen, Yörüklerin yaşamlarına da değinirken, “Yörükler yaşam mücadelesi veren bir millettir. Hayvancılık temel geçim kaynağımız. Hayvancılık zaten günümüzde oldukça azaldı. Biliyorsunuz biz Yörükler göçeriz, yaylalara gideriz, oralarda konarız. Hayvanlarımıza bakarız, ekeriz, dikeriz, kılımız, çuvalımız bunları eğiririz ve kendi yaşamımızı idame ettiririz. Ama son günlerde bu oldukça büyük bir sorun” ifadelerini kullandı.
Yaylaya çıkış sürecinde yaşanan sorunları aktaran Gezen, şunları söyledi:
“Bir Yörük’ün göçmesi için gittiği alanda bile karşısına çıkan kaymakamlar ya da yerleşik bölgelerin muhtarları göç yoluna bile izin vermiyor. Bu bizim en büyük sorunumuz. Yörüklerin göçmesi yaylalara gidip gelmesi gerekiyor. Kışlığa geldiğimiz zaman sorun yok ama yaylaya giderken yol güzergahımız ciddi bir sorun oluyor. Orada yaşamak sorun oluyor. Bu noktada Yörüklerin yaşamlarını kolaylaştırmasını sağlamak amacıyla özel çalışmalarımız oluyor. Yerleşik bölgedeki insanlar “Ağacıma, tarlama, yoluma zarar veriyorlar” diye şikâyette bulununca onlar da ister istemez müdahale etmek zorunda kalıyorlar.”
“YÖRÜKLERİN HİÇBİR SOSYAL GÜVENCESİ YOK”
Gezen, Yörüklerin sosyal güvenceden uzak çalışma koşullarının yarattığı problemleri de anlatırken, şöyle konuştu:
“Göçen bir Yörük’ün hiçbir şekilde sosyal güvencesi yok. Yörük yaşamı çok zor olduğu için bizler çocuklarımızı artık Yörüklük yaşantısını sürdürsün diye değil; okumaları, sosyal güvencesi olan bir işleri olması için yönlendiriyoruz. Bu çocuklar okusunlar ama Yörük kültüründen de uzaklaşmasınlar. Göçtüğümüz yerde su, elektrik yok. Kara çadırı kurduk. Şu anda teknoloji çok gelişti. Elektrik panellerinden hem sıcak su hem elektrik üretebilir, internetten faydalanabiliriz. Dolayısıyla çocuklarımız da güncel hayattan kopmamış olur.
Göçtüğümüz yerde çocuklarımız hem işlevini görür hem Yörük gelenekleriyle hayvanına bakar, ekinini eker, biçer, kılını eğirir, hem de elektriğini, sıcak suyunu kullanır, internetine bağlanabilir. Yörük olarak yaşamak çok zor olduğu için biz de çocuklarımızın eğitim almasını daha çok uyguluyoruz. Böyle de bir açmaz var tabii.”
“YAŞAYAN YÖRÜKLERE SAHİP ÇIKILMALI”
Yörüklerin yoğun olarak Mersin’de yaşadığını ifade eden Gezen, “Yaşayan Yörükler Mersin’de ama o da çok azaldı. Aslında Yörüklüye bakarsanız Bilecik’ten başlar, Kütahya, İzmir, Konya, Adana, Mersin, Antalya, Muğla, hatta Diyarbakır’da, Urfa’da Maraş’ta bile yaşayan Yörüklerimiz ve Yörük derneklerimiz var. Ama şu anda yoğun diyebileceğim Yörük yaşantısı Mersin’de var. Artık bu Yörüklüyü yaşatan değil de yaşayan Yörüklere sahip çıkılmalı yoksa kültürümüz kaybolacak” dedi.
“YÖRÜKLER BU MEMLEKETİN SİGORTASIDIR”
Gezen son olarak devletten beklentilerini şöyle sıraladı:
“Devlet, Yörüklerin göç yolunu belirlemeli. Yörük o yoldan yaylasına çıkabilmeli. Çadırını kurduğu zaman güneş panelleriyle beraber elektriğine, suyuna, internetine ulaşabilmeli. Yörüklerin konduğu yerde taş ocağı, mermer ocağı yapılmamalı. Hayvanların su içebilmesi için belli kanalların yapılması lazım. Bu bir devlet politikası olmalıdır. Yörüklerin sosyal güvencesi olmalıdır. Sosyal güvencesi olmadığı için ölünceye kadar garantisiz yaşıyoruz. İnsanız, hastalandığımız olabiliyor. Bugün üretebiliyoruz ama yarın hastalanırsak, üretemezsek nasıl geçineceğiz? Birilerine bağımlı olmamak için bunun devlet politikası olarak hayata geçirilmesi gerekiyor. Yörükler bu memleketin sigortasıdır. Yörüklere sahip çıkılmalıdır.”
CEBRAİL ARSLAN/ANTALYA
Yoruma kapalı.