Alevi Haber Ajansi

Gar Katliamı’nda yaralanmıştı: Tekrar ayağa kalktım ve arkadaşlarıma güç veriyorum-VİDEO

PİRHA- 10 Ekim 2015 yılında  “Savaşa inat, barış hemen şimdi” şiarıyla düzenlenmek istenen miting için Ankara Garı önünde toplananlar arasında bulunan ve IŞİD saldırısında yaralanan Can Ateş, PİRHA’ya konuştu. O dehşet anlarını anlatan Ateş, ”Katliam sonrası silah sesleri duyduğumda galiba geriye kalanları da katlediyorlar diye düşündüm” diyor. 

Can Ateş, 10 Ekim 2015 yılında Ankara Garı önünde “Savaşa inat, barış hemen şimdi” şiarıyla bir araya gelenlerin arasındaydı.

İki IŞİD’li intihar bombacısının saldırısı sonucu 103 barış insanı hayatını kaybederken, 500’den fazla  insan da yaralanmıştı. Can Ateş de yaralananlar arasındaydı.

Ankara Gar Katliamı’nda yaralanan Can Ateş o gün yaşanan vahşeti Pir Haber Ajansı’na değerlendirdi.

Adana’da yaşayan ve Birleşik Taşımacılık Sendikası (BTS) üyesi 10 arkadaşıyla birlikte Ankara’ya geldiklerini belirten Ateş, saldırı öncesindeki durumu şöyle anlattı:

”O sabah geldiğimizde Ankara Garı içerisinde olan sendikamızda kahvaltı yaptık. Diğer illerden ve Ankara’da olan arkadaşlarımızla hasret giderdik, güldük, şakalaştık, çok güzel bir ortam vardı. Daha sonra saat 10.00 alana çıktık. Alana çıktığımızda da yeni gelen arkadaşlarımızla şakalaşıyorduk, alan adeta bir panayır yeri gibiydi. Çok güzeldi. Öyle bir şey olacağı insanın hiç aklına gelmezdi, çok güzel bir miting olacağını düşünüyorduk. Müthiş bir şeydi, kalabalık çok yoğundu. Sloganlar atılıyor, halaylar çekiliyordu.”

”İNSANLAR YARDIM ÇIĞLIKLARI ATTIKLARINDA GAZLAR SIKILDI”

Bombaların yanlarında patladığını dile getiren Ateş, katliam anında yaşadıklarını da şöyle dile getirdi:

“Biz o atmosferde gülüyor oynuyorduk ancak daha sonra IŞİD canileri o katliamı gerçekleştirdi. Bombaları patladığında ikinci bomba bizim yanımızdaymış ve bomba patladığında ben Ali Kitapçı’nın üzerine düşmüşüm. Ali abiyle de şakalaşmıştık. Hırkası vardı, hırkasından Ali ağabeyi tanıdım. İlk başta gözüm görmüyordu daha sonra kendime geldim. Ali abiyi tanıdım. Ali abinin hırkasından çektim. Oturur gibi bir vaziyetteydi.  Ali abi iyi misin dedim. Daha sonrasını hatırlamıyorum. Elimi kaldırmış, başını kaldırmış. Daha sonra video kayıtlarında gördüm. Sağ tarafımda Ali abi, sol tarafımda Veysel vardı. Onun yanında Veysel’in babası İbrahim abi vardı. Veysel ile İbrahim abi ölmüşlerdi. Onların arkasında Feyzi abi vardı. Feyzi abi yaşıyordu. Nazım Karakurt abi ayakta geziyordu. Baktı onlara Fevzi abinin  yaşadığını söyledi, yardım çığlığı attı. Yardım istedi o arada gaz sıkıldı. Gaz sıkılınca insanlar ne yapacağını şaşırdılar. Bana 17 yaşında bir kız yardım etti ve beni bırakmadı. Geldi ayaklarımı sardı. Gaz atıldığında bir eliyle ağzını kapatıyor, bir eliyle de bana yelpaze yapıyordu. Daha sonra yaşananları videoda gördüm.”

”GAZ ATILINCA, GERİYE KALANLARI DA KATLEDİYORLAR SANDIM”

Ateş, saldırının ardından atılan gaz sonrası ise dehşeti daha da yaşadığını şöyle anlatıyor:

“Gaz atıldı daha sonra silah sesleri duydum. Gaz atıldığında kendimden geçmiş gibiydim. Silah sesleri duyduğumda galiba geriye kalanları da katlediyorlar dedim. İnsan ister istemez öyle düşünüyor. Daha sonra bağrışmalar, çağrışmalar insanlar sağa sola kaçışıyordu. Daha sonra beni bir pankartın üzerine yatırdılar. Numune Hastanesi’ne götürdüler. Numune Hastanesi’nde bir kaç operasyonlar yapmışlar, kalbim durmuş tekrar çalıştırmışlar, yırtılan damarlarımı dikmişler, ayaklarımda kırıklar vardı. Platin koymuşlar, uzun bir süre hastanede kaldım. Fizik tedavisi, plastik cerrahide tedavim devam etti. Birkaç tane arkadaşımı kaybettiğimi görmüştüm. Veysel, babası Fevzi abinin öldüğünü düşünmüştüm, Ali abi’yi düşünmemiştim. Beni pankartla götürürlerken İdil ablaya kalp masajı yapıyorlardı. Onun da yaşadığını, başka ölen olmamıştır inşallah diye düşünüyordum.”

“BİRLEŞİK TAŞIMACILIK SENDİKASI EN AĞIR KAYBI VERDİ”

Birleşik Taşımacılık Sendikası’ndan 14 arkadaşının hayatını kaybettiğini, 20 sendikalının da yaralandığını ifade eden Ateş, “Yaralılardan biri benim. Bu katliamda en ağırı yaşayan örgüt bizdik. Daha sonra iyileştim ve her ayın 10’unda yapılan  anmalara katıldım” diye konuştu.

“DAYANIŞMA MUHTEŞEM BİR ŞEYDİ”

Hastane sürecinin bittiğini, toparlandığını söyleyen Can Ateş, “Numune hastanesindeki o kriz masası, o dayanışma muhteşem bir şeydi. Tabii onların yaşadıklarını onların dilinden duydum, muhteşem bir şeydi. Daha sonra 10 Ekim dayanışması olarak devam etti. Ve 10 Ekim Barış ve Dayanışma Derneğini kurduk. Derneğin üyesiyim” dedi.

“BU COĞRAFYAYA BARIŞ GELECEK”

Tedavisinin sonrasındaki süreçte hep insanların yanında olmak istediğini belirten Ateş, o süreci ve dayanışmayı şöyle ifade etti:

“İnsanlar benim o ağır yaralı halimi bildikleri için tekrar ayağa kalktım, onların yanında olduğum için onlara güç vermek istedim. Mahkeme sürecinde de başkanın dediği gibi avukatlarımız müthiş bir özveri ile çalıştılar. Bizleri orada hakkını vererek temsil ettiler. Bu dava bitecek mi? Tabii ki bitmeyecek. Biz büyük bir aileyiz. Bugüne kadar anmalarda az görünsekte çok büyük bir aileyiz. Sosyal medya üzerinden de kendi gruplarımız, ağlarımız, var. Müthiş bir dayanışma içerisindeyiz. Beni en çok bu dayanışma iyileştirdi diyebilirim. Onlara cesaret ve umut vermek için elimden geldiği kadar yanlarında olmaya çalışıyorum. Mücadelemiz devam edecek. Umutluyum, bu memlekete, bu coğrafyaya barış gelecek ve o barışı da kaybettiğimiz arkadaşlarımıza armağan edeceğiz diye düşünüyorum.”

Cebrail ARSLAN/ANKARA

 

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.

Web sitemiz, deneyiminizi daha iyi hale getirmek amacıyla çerezler kullanmaktadır. Bu durumda herhangi bir sıkıntı yaşamayacağınızı düşünüyoruz, ancak isterseniz çerezleri devre dışı bırakma seçeneğiniz her zaman mevcuttur. Kabul ediyorum devre dışı bırak