PİRHA-10 Ekim 2015’te Ankara Tren Garı’nda gerçekleştirilen bombalı saldırıda hayatını kaybeden 103 kişinin içinde yer alan Malatyalı 13 yurttaşın ailesi 9 yıldır mücadele etmeye devam ediyor. Mahkemenin, Madımak Katliamı gibi Gar Katliamı’nı da zaman aşımına sokmaya çalıştığının altını çizen aileler, gerçek failler yargılanana kadar davalarını sürdüreceklerini belirttiler.
10 Ekim 2015’te Türk Mühendis Mimarlar Odası Başkanlığı (TMMOB), Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK), Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Türk Tabipler Birliği (TTB) tarafından ortak düzenlenen miting için Malatya’dan Ankara’ya çoğunluğu CHP Gençlik Kolları üyesi olan 13 kişi gitmişti.
Miting gerçekleşmeden yürüyüş alanına kortej hâlinde ilerleyen grupların bulunduğu Tren Garı kavşağında 3 saniye arayla iki canlı bombanın patlaması sonrası, Malatya’dan giden Eren Akın, Gülbahar Aydeniz, Onur Tan, Canberk Bakış, Kasım Otur, Sezen Vurmaz, Gözde Aslan, Umut Tan, Mehmet Ali Kılıç ve Mehmet Hayta’nın yanı sıra, mitinge Tarsus’tan giden Doğanşehir- Dedeyazılı Metin Peşmen ve Elbistan’dan giden Akçadağ-Kürecikli Seyhan Yaylagül’ün yanı sıra, Mersin’den giden Hekimhanlı öğretmen Ata Önder Atabay hayatını kaybetmişti.
Saldırılarda toplam 103 yurttaş hayatını kaybederken 500’ün üzerinde kişi de yaralanmıştı.
Ankara Gar Katliamı’nda hayatını kaybeden yurttaşların aileleri PİRHA’ya konuştu. Aileler 9 yıldır sürdükleri adalet arayışlarının devam ettiğini ve adalet yerini bulana kadar da mücadeleyi sürdüreceklerini söyledi.
“AHMET DAVUTOĞLU BİLDİĞİ NE VARSA ÇIKIP KONUŞSUN”
10 Ekim’de oğlu Mehmet Ali Kılınç’ı kaybeden Kemal Kılınç, dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu’nun yaptığı konuşmadan bahsederek, “Bizim çocuklarımız oraya barış için gitmişlerdi. Ülkede gözyaşı ve kan dinsin, anneler ağlamasın, ülkede savaş olmasın diye gitmişlerdi ama 2 canlı bombacı eylemcinin bomba patlatıp 103 kişinin canını alacağını bilmiyorlardı. Siyasal iktidar bundan nemalandığı için Ankara gar patlamasıyla 3-4 oranında oyumuz arttı diyen dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu, “1 Kasım-7 Haziran seçimlerini konuşursam insan içine çıkamazsınız” diyordu. Biz Ahmet Davutoğlu’ndan bu sözünün arkasında durmasını istiyoruz. Bildiği ne varsa çıkıp konuşsun” dedi.
“MAHKEME SÜRECİNİ OYLAMAYA ÇALIŞTILAR, 9 YILDIR BİR ARPA BOYU KADAR YOL ALAMADIK”
Mahkeme heyetinin verilen bütün delilleri kararttığına vurgu yapan Kemal Kılınç, gerçek faillerin yargılanmadığını dile getirdi. Kılınç konuşmasında şu ayrıntılara yer verdi:
“Patlama devlet eliyle işletildiği, faillerin ortaya çıkmasını istemedikleri için sadece 3-5 kişiyi, piyonu ortaya koyarak, siyasi iktidarın isteği doğrultusunda bir mahkeme görülüyor. Mahkemelerin görevi şu olmalıdır: Maddi gerçeğin ortaya çıkarılması ve gerçek faillerin yakalanması. Bizim avukatlarımız 9 yıldır canla başla hukuk mücadelesi vererek, mahkeme heyetinin, kolluk kuvvetlerinin yapmadığı işleri başararak tüm belgeleri ve delilleri mahkemeye sunmasına rağmen mahkeme heyeti aldığı talimat sonucunda avukat heyetinin taleplerinin tümünün reddine, aldıkları talimat doğrultusunda verilen emirlere uyarak mahkeme sürecini oylamaya çalıştılar. 9 yıldır verdiğimiz onurlu hukuk mücadelesi boyunca bir arpa boyu kadar yol alamadık.”
“MADIMAK OTELİ GİBİ ZAMAN AŞIMINA UĞRATMAYA ÇALIŞIYORLAR”
O dönemde insanlık suçu işlemekten yargılanan Erman Ekici’nin daha sonra bu davadan beraat edildiğini, anayasal düzeni bozmak suçundan yargılandığını ifade eden Kılınç, “Erman Ekici denilen terörist insanlık suçuyla yargılandığı için zaman aşımına ve ceza indirimine tabi olmadığı için biraz yüreğimize soğuk su serpildi. Fakat son duruşmada mütalaaya geçildi, cezalar verildi, bu cezalar onlara ödül gibiydi. Erman Ekici de son mahkemeyle birlikte insanlığa karşı suç işlemekten beraat ederek anayasal düzeni bozmak suçundan yargılandı. Mahkeme Madımak Otel’i gibi zaman aşımına sokmaya çalışıyor. Belki 3-5 yıl gibi bir süre sonra çıkıp tekrar katliamlara devam ederler” şeklinde konuştu.
“KATLİAMDA İHMALİ OLANLAR YARGI ÖNÜNE ÇIKARILMALI”
Gerçek faillerin yargı önüne çıkarılıp, katliamda ihmali olan emniyet mensuplarının yargı önüne çıkartılmasını istediklerinin altını çizen Kılınç, “O dönemin Başbakanı, İçişleri Bakanı, Ankara Valisi, Antep Emniyet Müdürü, Antep Valisinin yargılanmalarını istiyoruz. Çünkü o döneme katkı sunan herkesin hesap vermesini talep ediyoruz. O gün hiçbir şekilde kolluk kuvvetleri yoktu oysa en ufak bir basın toplantısında bile birçok polis bulunur. O gün insanlar orada tepki gösterdiği zaman polisler gelmeye başladı. Biz bu ülkede bu dava bitti demeden bu dava bitmeyecek. Bu dava onurlu mücadelemize kaldığı yerden devam edecek. Ta ki bu ülkeye barış gelene kadar” diye konuştu.
“9 YIL GEÇTİ İÇİMİZDEKİ ACI ÖFKE BİTMEDİ”
Ankara Gar Katliamı’nda eşini kaybeden Songül Otur, eşi için yürüttüğü mücadeleyi sonuna kadar devam ettireceğini belirterek şunları söyledi:
“Türkiye Cumhuriyeti’nin ortasında, başkentinde iki canlı bomba patladı. Çocuklarımız, eşlerimiz, kardeşlerimiz katledildi. Eşim bu ülkeye 32 yıl hizmet etti. Ben kendim 33 yıl hizmet ettim. Ama ne yazık ki devletin bize reva gördüğü şey ölümler. 9 yıl geçmesine rağmen içimizdeki acı da öfke de hiç bitmedi, git gide öfkemiz de artıyor. Bizim bu ülkede istediğimiz şey hak, hukuk ve adaletin gelmesi. Bu adalet mücadelesi 9 yıldır sürüyor. Her yılda bir üç kere mahkemeye gidiyoruz. Mahkemelerde IŞİD militanlarından daha fazla zulüm görüyoruz. Mahkeme yerlerinde onlara bey diye hitap ediliyor. Bu mesele üç beş piyonun yapabileceği bir şey değildir, bu olayın mutlaka siyasi bir bağlantısı vardır. Bu insanlar elini kolunu sallayarak Ankara’nın başkentine gelmedi. O kadar istihbarat var ve çocuklarımız orda katledildi. Türkiye Cumhuriyeti’nde yaşanmış en büyük katliamdır. Mahkeme süreçleri devam ediyor ama bizim istediğimiz gibi devam etmiyor.”
“UNUTMAYACAĞIZ, UNNUTURMAYACAĞIZ”
Hem oğlunu hem yeğenini kaybeden Feramuz Tan da “Biz acılarımızın üstüne bir acı daha ekledik. Yüreklerimiz iki defa yandı. Davamızın peşindeyiz, olayın da peşinde olacağız. Gerçek katiller ortaya çıkana kadar yılmayacağız. Son nefesimize kadar bu davanın takipçisi olacağız. Unutmayacağız, unutturmayacağız” dedi.
Kızı Gülbahar Aydeniz’i kaybeden Salih Aydeniz ise, “Bizim çocuklarımız Ankara’ya barış için gittiler. Tek temennimiz annelerinin gözyaşları olmasın. Bütün mücadelemiz de bu yönde olacak” ifadelerine yer verdi.
Kamber YILDIZ/MALATYA
Yoruma kapalı.