PİRHA-Cumartesi Anneleri, eylemlerinin 1039’uncusu haftasında 1995 yılında İzmir’de gözaltına altına aldıktan sonra kendisinden bir daha haber alınamayan Murat Yıldız’ının akıbetini sorarak, faillerin yargılanmasını istedi.
Gözaltında kaybedilen ve katledilen yakınlarının akıbetini sormak ve faillerin yargılanması talebiyle her hafta Galatasaray Meydanı’nda bir araya gelen Cumartesi Anneleri/İnsanları, eylemlerinin 1039’uncusunu gerçekleştirdi.
Bu hafta 1995 yılında İzmir’de gözaltına altına aldıktan sonra kendisinden bir daha haber alınamayan Murat Yıldız’ının akıbetini sorarak, faillerin yargılanmasını istedi.
Basın metnini İHD Cezaevi Komisyonu üyesi Sebla Arcan okudu.
Arcan, “Buradayız çünkü güvenlik güçleri tarafından gözaltına alındıktan sonra haber alamadığımız sevdiklerimize ne olduğunu öğrenemiyoruz. Devletin bütün kapılarını bize kapattığı, haklarımızın yok sayıldığı, yargının hukukla bağını kestiği ve siyasetin sorun çözme yeteneğini kaybettiği koşullarda, yalnızca kayıplarımız için değil, aynı zamanda demokrasi ve hukukun üstünlüğünün sağlanması için de mücadele ediyoruz” dedi.
Sebla Arcan, Murat Yıldız’ın kayıp hikayesine dair şunları ifade etti:
“Murat yıldız, 19 yaşındaydı. İzmir’de annesi ile birlikte yaşıyordu. Bir kafede otururken çıkan tartışmada silahla havaya ateş ederek olay yerinden uzaklaşmış ve bu yüzden polis tarafından aranmaya başlanmıştı. Annesi Hanife Yıldız’ı karakola götüren polisler, ‘Murat hemen gelip teslim olursa ifade vererek serbest kalacak’ dedi. Bunun üzerine, 23 Şubat 1995 tarihinde Murat Yıldız avukatı, kuzeni ve annesi ile birlikte, İzmir Bornova Özkanlar Asayiş Şubesine giderek Komiser Ramazan Kaya ile polis memuru Tahir Şerbetçi’ye teslim oldu. Aradan üç gün geçtiği halde Murat eve dönmeyince, anne Hanife Yıldız, Bornova Özkanlar Asayiş Şubesi’ne gitti ancak sorularına net yanıtlar alamadı. Çelişkili açıklamalar karşısında Hanife Yıldız ısrarını sürdürünce yetkililer, Murat’ın emniyette verdiği ifadesinde silahı İstanbul Kartal’da sakladığını söylediği için, onu polisler Tahir Şerbetçi ve Şah İsmail Öztürk nezaretinde İstanbul’a gönderdiklerini, yolda Murat’ın feribottan denize atlayarak kaçtığını ve tüm aramalara rağmen bulunamadığını iddia ettiler.
Gebze 2’inci Asliye Ceza Mahkemesinin, beş yıl süren yargılama sonucunda, Murat Yıldız’ın feribottan atladığını gören bir tanık olmamasına rağmen sanık polislerin beyanının esas aldığını ve onlara yalnızca “görevi ihmal” suçundan günümüz parasıyla 1 lira 18 kuruş para cezası verildi.
İHD avukatı Gülseren Yoleri, 2015 yılında Gebze Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvurarak yeniden soruşturma açılmasını talep etti. Açılan soruşturma, iki yıl sonra takipsizlikle sonuçlandı. Takipsizlik kararına yapılan itiraz da reddedildi. Bunun üzerine Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru yapıldı. Gözaltında kaybedilen kişilerin yaşam hakkından devlet sorumludur. Kamu görevlilerinin gözaltında kayıp olaylarına karıştıklarına dair emareler bulunması halinde, devletin yaşam hakkını ihlal ettiği kabul edilmektedir. Murat Yıldız’ın gözaltında kaybedilmesi ile ilgili yürütülen adli süreç, maddi gerçeği açığa çıkarmadı, faillerin cezalandırılmasını sağlamadı. Aksine, Murat’ın yaşam hakkının ihlal edildiği gerçeğinin üzerini örttü. Kaç yıl geçerse geçsin Murat Yıldız için, tüm kayıplarımız için adalet istemekten, devletin evrensel hukuk normları içinde hareket etmek zorunda olduğunu hatırlatmaktan vazgeçmeyeceğiz.”
Açıklamanın ardından söz alan Murat Yıldız’ın avukatı İHD İstanbul Şubesi Başkanı Gülseren Yoleri, “Murat Yıldız gözaltında kaybedildi ancak sadece kaybedilmedi ona ait tüm kayıt ve dosyalarda kaybedildi. Dosyanın akıbetini araştırırken 1 ay boyunca dosya arşivde denildi daha sonra ise imha edildiği söylendi. Oysa biz daha önce baktığımızda Yıldız’a ait bir dosya hiç olmamıştı. Savcılık defterinde intihar etti notu düşüldü ama annesini defalarca verdiği kayıp ilanı ve bulunmasına dair yaptığı başvurular, dilekçeler yok sayıldı. Dosya daha başlatan intihar denilerek dosya kapatılmıştı ve Murat Yıldız’ın kayıp olmasına neden olan polisler hakkında açılan davadan sadece para cezası verilmişti ama bu para cezası dahi ödetilmedi” diye konuştu.
Ardından Murat Yıldız’ın annesi Hanife Yıldız konuştu. Hanife Yıldız, “Ben kendi oğlumu kendi elimle götürdüm. Ben otuz yıldır oğlumu ve anneliğimi ve adaleti arıyorum. Adaletin de yaptığına bakın, her taraf tellerle çevrili buda AKP’nin eseridir. Bizim acılı, yılımızı, ayımız çok. İşte Berfo annenin ölüm yıl dönümü onların önünde saygıyla eğiliyorum.” İfadelerine yer verdi.
Açıklama sonrası eylem, Galatasaray Meydanı’na karanfillerin bırakılması ardından son buldu.
PİRHA/İSTANBUL
Yoruma kapalı.