PİRHA- Dersim DEM Parti İl Eş Başkanı Özcan Ateş ve EMEP İl Başkanı Ergin Tekin, Dersim’de artan fuhuş ve çeteleşmenin önüne geçmenin tek yolunun olayları normalleştirmemek ve bunlara karşı toplumsal dayanışmayı arttırmak olduğunu söyledi.
Uyuşturucu, fuhuş ve çeteleşme son dönemde Dersim’in en büyük problemlerinden! Dersim’de yapılan fuhuş operasyonu sonrası ortaya atılan iddialar durumun ne kadar vahim olduğunu gösterdi. İddialara ilişkin henüz somut bir gelişme yaşanmazken, kentte huzursuzluk hakim. Bir ifade tutanağının medyaya sızdırılmasıyla başlayan bu süreci, Dersim DEM Parti İl Eş Başkanı Özcan Ateş ve EMEP İl Başkanı Ergin Tekin değerlendi.
Yaşanan tüm bu olay ve gelişmeleri Dersim DEM Parti İl Eş Başkanı Özcan Ateş ve EMEP İl Başkanı Ergin Tekin’e sorduk, “Bir an önce bu olayların bu iddiaların araştırılıp kamuoyuyla neticeleri paylaşılmalıdır” diyerek yetkilileri göreve çağırdılar.
“38’DEN BUGÜNE UYGULANAN BASKI VE YOK ETME POLİTİKALARININ BİR SONUCUDUR”
Fuhuş, uyuşturucu ve çeteleşme iddialarına ilişkin zamanda geriye giderek bugüne bakmak gerektiğini ifade eden DEM Parti İl Eş Başkanı Özcan Ateş, “1938’de tutun günümüze kadar. Birçok dönemde kent üzerinde yoğun baskılar oluşturuldu. Kentin inanç yapısıyla, doğasıyla, kimliğiyle, kültürüyle her zaman bir mücadele söz konusuydu. Bir geriye çekme, bir özünden koparılma durumu söz konusuydu. Tabii o günden bugüne kadar sistematik bir biçimde devam etti. 1980’lerde yine göç ettirme, tutuklanma, gözaltına alma, yargılanma ve hapis ceza cezalandırılma gibi durumlar söz konusu oldu. Onun akabinde 94’lü ve 2000’li yıllara geldiğimizde yine bu kentte düşüncesinden, inancından, kimliğinden kaynaklı birçok baskı, zulüm, asimilasyon politikalarına maruz kaldı” diyerek, bu kadar yoğun baskı ve zor altında tutulan Dersim toplumunun özünden bilinçli bir şekilde uzaklaştırıldığını söyledi.
“SİSTEMİN UYGULADIĞI POLİTİKALAR TOPLUMU GÜÇSÜZ BIRAKIYOR”
Yıllar boyu süren baskı ve zor politikalarından kaynaklı toplum içerisinde açığa çıkmamış bir çok olgunun meydana geldiğini söyleyen Ateş, “Bu süreçler böyle devam ederken peş peşe toplumun ister istemez bu kadar yoğun baskıya dayanması da zorlaştı. Gün geçtikçe kimliğinden de, özünden de uzaklaşmaya başlandı. Göç ettirme, işsizlik, ekonomik olarak muhtaç yaratma politikası sonucu sisteme bağlı bir hayat dayatıldı. Yani sokağında işsiz gezen işçisinden harçlık bulamayan öğrencisine kadar, köyünde üretemeyen ya da yeterince pazarlamayan, bunun üzerinde geçimini sağlamayan bir durum ve bunun kötü sonuçları sistematik bir biçimde gelişti” diyen Ateş, toplumun bütün bu olgulara rağmen ayakta durmayı başardığını ve Dersim’in kimliğinden de, dilinden de, inancından da uzaklaştırılamadığını kaydetti.
“KENTTE UYUŞTURUCU, FUHUŞ, ÇETELEŞME ÖN PLANA ÇIKMAYA BAŞLADI”
DEM Parti İl Örgütü olarak tartışılan ve ortaya atılan bu iddiaların peşinde olduklarını aktaran Ateş, “Şimdi bu iddiayı açığa çıkarmak, bu iddianın gerçekliğini kamuoyuyla paylaşmak da aslında devlet kurumlarının işidir. Devlet kurumları bu kentin emniyet müdürlüğü, valiliği bir şekliyle kamuoyuna yansıyan bu tutanaktaki ifadelerin, isimlerin ya da iddiaların gerçekliğini ispatlamak durumundadır” dedi.
“ÜLKE GENELİNDE UYUŞTURUCU, FUHUŞ, ÇETELEŞME SORUNLARI VAR”
EMEP İl Başkanı Ergin Tekin de, son on yılda ülke genelinde karşılaşılan en önemli şeylerden biri uyuşturucu, fuhuş ve bununla birlikte çetelerin giderek yaygınlaşması olduğunu belirterek, “Basına da yansıdığı şekliyle uluslararası uyuşturucu transferinin belki de merkezlerinden biri haline gelmiş bir ülkeden bahsediyoruz. Hatta uyuşturucu baronlarının kendilerine korunaklı bir alan olarak gördükleri yerlerden biri Türkiye olmuş durumda. Bununla birlikte çeteciliğin de giderek arttığı, fuhuş çetelerinin, aynı zamanda gençler içerisindeki çeteciliğin, birbirini vurma, yaralama ve benzeri olayların da gitgide arttığı bir dönemden bahsedebiliriz. Tabii bu ülke genelinde yaşanan durumdan doğal olarak Dersim’e de yansıyor. Dersim de buralardan bağımsız değil” dedi.
Gençlerin geleceğe dair umutlarının giderek yok olduğu bir zaman içinde olduğunu söyleyen Tekin, “Bu çaresizlik Dersim’e de yansıyor. Gençler buradaki umutsuzluktan dolayı ya yurt dışına gidiyor ya da burada kolay para kazanmanın yolu nedir diye düşünerek, küçük çeteler halinde yan yana gelerek farklı oluşumlara gittiklerini gözlemliyoruz” dedi.
“KADINLARIN YAŞAMINI DOĞRUDAN ETKİLİYOR”
Ülkedeki durumun kadınların yaşamını doğrudan etkilediğini savunan Ergin Tekin, şunları ifade etti:
“Yoksulluğun giderek büyüdüğü, işsizliğin giderek arttığı temel ihtiyaçlarını bile karşılayamayan ve doğal olarak bundan en çok etkilenen kesim neresi diye sorarsak kadınlar diyebiliriz.
Ekonomik belirsizliğin, işsizliğin giderek arttığı bir dönemde kadınların en çok yaşadığı sıkıntılardan biri hem ekonomik hem de toplumsal baskılar. Bunların getirdiği çaresizlik, umutsuzluk bir yandan son dönemde Dersim’de de yaşanmaya başladı. Duyulan şu fuhuş meselelerine dair çeşitli ilişki ağlarından bahsediliyor. Bu ilişki ağları içerisinde kadınların, bu ekonomik zorluklar içerisinde hiç değilse bir iş bulayım derdiyle nasıl mağdur edildiği ile karşı karşıya kalıyoruz.
Aslında ilimizde senelerdir bu fuhuş çeteleri hakkında çeşitli iddialar söz konusu. Ama şöyle bir durum da var: Fuhuş çeteleri olmasına rağmen Adliyede neredeyse cezasızlık söz konusu. Yani tatmin edici cezaların olmaması bu ağda bulunan çetelerin daha rahat hareket etmesini ve bu ağa düşen kadınların da şikayet etmemesi, şikayet etmekten korkmasından dolayı bu çeteleri cesaretlendiren bir durumla karşı karşıyayız aslında.”
“YAŞANAN OLAYLAR İHMAL OLARAK DEĞERLENDİRİLEMEZ”
Kentin 7/24 güvenlik kameralarıyla izlendiğini belirten Ergin Tekin, “24 saat boyunca güvenlik kameralarıyla mobeseleriyle takip edilen, her vatandaşımızın attığı adımın takip edildiği bir yerde böyle olayların, böyle çetelerin bu kadar rahat hareket etmesi ve organize suç işlemesinin çözülememesi aslında bir ihmal olarak görülmemeli. Tam tersi buralarda ihmalden öte belli bir plan, belli bir fuhuş çetesinin giderek bu çürümüşlüğü büyüttüğünü görebiliyoruz. Kamu kurumlarındaki nüfuzunu kullanarak kadınları fuhuşa sürüklemesi iddiaları var” diye konuştu.
Kentte daha önce yaşanan diğer olaylara dikkat çeken Tekin, “Bir yıl önce yine bir kamu kurumunda yaşanmış bir buna benzer bir olaydan bahsedildi. Ama ondan sonra ne oldu? Bu kamu kurumundaki görevlilerle ilgili bir ceza verildi mi? Muamma kimse bilmiyor. Aynı şeyi burada da burada da yaşanacak mı? Onu da bilmek lazım. Şimdi işte çeşitli kurumlardan görevlilerin olduğu söyleniyor. Bu kurumlardaki kişilerin görevden uzaklaştırılacak mı ya da alınacak mı? Çeşitli cezalara verilecek mi? Bunları takip etmek önemlidir diye düşünüyoruz” dedi.
Ortaya çıkan sorunların çözümünün toplumsal dayanışmadan geçtiğinin altını çizen Tekin, “Bu karanlıktan kurtulmanın tek yolu toplumsal dayanışmayı arttırmak. Bu işin sessizlikle geçirilmesi çeteleri güçlendirir. Halkımızdan beklentimiz bu olayların normalleşmesini engellemektir. Bu çürümüşlüğe karşı yan yana gelmek ve toplumsal birlikteliği artıracak çalışmalar yapmalıyız” ifadelerini kullandı.
PİRHA/DERSİM
Yoruma kapalı.