Alevi Haber Ajansi

FUAF: AKP Hükümetinin kendi Alevisini yaratma stratejisini deşifre edeceğiz

PİRHA- FUAF  8. Dönem 1. Alevi Meclisi’ni, 41 AKM Başkan ve yöneticisinin katılımı ile gerçekleştirdi. Yayınlanan sonuç bildirgesinde, “FUAF, Fransa başta olmak üzere, Alevi, Bektaşi, Kızılbaşların yaşadığı ülkelerde Alevi toplumunun, kendine özgü bir inanç toplumu olarak kabul edilmesini ve Alevi kimliğinin tanınma süreçlerini takip edecektir” denildi.

Fransa Alevi Birlikleri Federasyonu’na (FUAF) bağlı Alevi Kültür Merkezlerinin başkanları, başkan yardımcıları ve genel sekreterlerinin katıldığı 8. dönem 1. Alevi Meclisi geçtiğimiz hafta sonu gerçekleştirildi. Geçmiş dönem çalışmalarının değerlendirildiği 2 gün süren toplantıda Alevi çalışmalarına yönelik planlamalar da yapıldı.

Tartışmalar sonucu yayınlanan sonuç bildirgesinde FUAF’ın başta Fransa ve Türkiye olmak üzere, daha yaşanılabilir bir dünya için, Alevi öğretisinin kaynaklarından beslenerek, daha fazla görev ve sorumluk üstleneceği ifade edildi.

“ALEVİLİĞİN KADİM BİR İNANÇ SİSTEMİ OLDUĞUNUN BİLİNCİYLE HAREKET EDECEĞİZ” 

Sonuç bildirgesinde geleceğe yönelik çalışmalar için şu kararlara yer verildi:

  • FUAF, savaşların, yoksulluğun, gericiliğin ve toplumsal tahribatların arttığı bir süreçte, barışı, özgürlüğü, eşitliği ve farklı kültürlerin bir arada, eşit koşullarda ve eşit haklarla bir arada yaşamasını savunurken, FUAF’ı görünür kılacaktır.
  • FUAF Alevi tarihin zengin miraslarından güç alarak, ona katkı da bulunacak çalışmaları üreterek, geleceğe bu birikimle yürüyecektir.
  • FUAF, Aleviliğin kendine has öğretileri, kurumları ve ritüelleri olan özgün ve kadim bir inanç sistemi olduğunun bilinciyle hareket edecektir. Alevi kimliğimize yönelik içten ve dıştan yönelmiş asimilasyoncu kuşatmalara karşı, kimlik bilincini eğitim, muhabbet, inançsal erkanları ve akademik çalışmalarla inşa edecektir.

“FUAF AKP HÜKÜMETİNİN ASİMİLASYONCU POLİTİKASINI REDDEDER”

  • FUAF, Cemevleri, Alevilerin tek “ibadethanesidir” ve her inanç grubu gibi Alevilerin de kendilerine has ibadet mekanları olduğunun devletler nezdinde kabulü için mücadele etmeye devam edecektir.
  • FUAF, Alevileri ve Aleviliğin inançsal, felsefi, kültürel ve tarihsel kimliğini devlet ve mahalle baskısına maruz kalmasına izin vermeyecek etkili ve sonuç alımcı mücadele ve örgütlenme anlayışını güçlü kılacaktır. Alevilerin ayrımcılığa ve baskılara maruz kalmadan, özgürce yaşama hakkını savunmaya ve geliştirmeye devam edecektir.
  • FUAF, Türkiye’de ve diğer ülkelerde yaşayan Alevilerin meşru temsilcileri olarak, AKP hükümetinin Aleviliği klasik anlamda “tarikat,” cemevlerini “tekke,” dedeleri de “devlet memuru” mertebesine indirgemeyi öngören asimilasyoncu politikalarını şiddetle reddeder. Bunun için toplumsal duyarlığını artıracak çalışmaları güçlendirecek ve destekleyecektir.

“HÜKÜMETİN KENDİ ALEVİSİNİ YARATMA STRATEJİSİNİ DEŞİFRE EDECEKTİR” 

  • FUAF, paralel, bir takım şahıs ve cemaatlerin planladığı “Cami-Cemevi” – “Alevi Açılımı” girişiminin toplumumuz için hiçbir anlamı ve hükmü olmadığını, bu tür oldu-bittilerin Alevilere tepeden bakan, Alevilere rağmen Aleviliği tanımlamaya çalışan kaba ve dayatmacı bir zihniyetin ürünü, dolayısıyla kabul edilemez olduğunu Türkiye ve dünya kamuoyuna ilan eder.
  • FUAF, sözde Alevilik açılımı ve Kürt sorunun çözüm süreçlerinin konu mankenleri haline getirilmesine karşıdır. Hükümetin, bazı siyasi aktörlerin ve  kimi analistlerin, Alevi gerçeğini görmezden gelerek, Alevileri kendi keyiflerine ve çıkarlarına göre konu mankeni haline getirme tuzaklarına düşmeyecektir. Hükümetin “kendi Alevi’sini yaratma” stratejisini kamuoyu önünde deşifre edecektir.
  • FUAF, örgütlü bir toplum olarak Alevilerin esas hedefinin, demokratik-laik ve hukukun evrensel değer ve ilkelerine sadık bir sistemde, eşit haklarla ve eşit yurttaş olarak yaşamasının zorunluluğunu kamuoyuna daha sık anlatmaya ve tüm Alevileri, FUAF, AABK ve ABF’nin “Eşit Yurttaşlık ve Eşit Haklar” mücadelesine kazanmaya yönelik çalışmalara daha da önem verecektir.
  • FUAF, Fransa başta olmak üzere, Alevi, Bektaşi, Kızılbaşların yaşadığı ülkelerde Alevi toplumunun, kendine özgür bir inanç toplumu olarak kabul edilmesi ve Alevi kimliğinin tanınma süreçlerini takip edecektir.

“DEMOKRATİK TOPLUM ÖRGÜTLERİ İLE EYLEM BİRLİĞİ”

FUAF olarak Alevilik Derslerinin düzenlenmesi  ve bunun için gereken öğretmenlerin eğitilmesi ve işe alınmasının sağlanması için çaba gösterileceğinin belirtildiği bildirgede, “Her AKM’de Alevilik Derslerinin çocuklarımıza ve gençlerimize verilmesi yönünde projelere daha fazla önem verecektir” denildi. Bildirgede ayrıca  önümüzdeki süreçte, Alevi öğretmenlerin ve inanç önderleri olan Ana ve Dede’lerin profesyonel eğitimi için gerekli alt yapının kurumsal hale getirilmesi için çalışmaların güçlendireceği kaydedildi.

Bildirgede “FUAF, gerek Fransa’da gerekse Türkiye’de yaṣanan süreçte, kendisiyle birlikte yol yürüyebilecek demokratik toplum örgütleriyle ortak değer ve amaçlar doğrultusunda “Eylem Birliği” içerisinde olur” denildi.

KURUMLARA SORULAR…

Bildirgede Avrupalı kurumlara şu sorular yöneltildi:

  • Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin « Zorunlu Din Derslerinin Kaldırılması » kararı neden uygulamaya konmuyor? Niçin, Alevi çocuklarının asimilasyon sürecine okullarda halen devam ediliyor?
  • Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin kimlik kartlarında din hanesinin boş bırakılması ile ilgili kararı Türkiye’de neden uygulanmıyor?
  • Alevilerden, Hristiyanlardan, Musevilerden, Ortadokslardan, Ateistlerden, Budist, Şaman ve tüm azınlıklardan alınan vergilerle finans edilen, bütçesi 8 bakanlığın bütçesinden daha büyük olan, 120 bin personeli ile Sünni İslamı herkese dikte ettiren Diyanet İşleri Başkanlığı neden kaldırılmıyor?
  • 20 Milyon Alevinin inanç merkezleri olan Cemevleri’ne « İbadethane » statüsü neden verilmiyor?
  • 33 sanatçı ve aydının kökten dinciler tarafından diri diri yakıldığı Madımak Oteli, neden halen utanç müzesine çevrilmiyor ?
  • Alevi köylerine Cami inşa edilmesi, evrensel normlar ve inanç özgürlüğü ile bağdaşmadığı halde, neden Alevi köylerine Cami yapımları durdurulmuyor?
  • Tekke ve Zaviyeler yasasının yürürlüğe girmesiyle birlikte yazılı Alevi kaynakları, Arşivi gasp edilirken, bu durumun Avrupa’da bir örneği bulunmaz ve yadırganırken, neden Alevilerin tekrar kendi tarihlerini öğrenme özgürlüğünün önünde engel olan bu duruma son verilip, kaynaklar, Arşivler ve Dergahlar doğal sahipleri olan Alevilere iade edilmiyor?
  • Türkiye’de Aleviler başta olmak üzere Gayrimüslim azınlıkların genelde bir baskı havası altında yaşadıkları, sık sık tehditlere, hakaretlere maruz kaldıkları, azınlıklara karşı şiddetin yaygın olduğu bir ortamda, neden bütün bunlar anayasanızda cezai bir uygulama sebebi sayılmıyor?

(HABER MERKEZİ)

 

 

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.

Web sitemiz, deneyiminizi daha iyi hale getirmek amacıyla çerezler kullanmaktadır. Bu durumda herhangi bir sıkıntı yaşamayacağınızı düşünüyoruz, ancak isterseniz çerezleri devre dışı bırakma seçeneğiniz her zaman mevcuttur. Kabul ediyorum devre dışı bırak