PİRHA-TTB Başkanı Fincancı’nın bugün görülen ilk duruşmasının ardından adliye önünde açıklama yapan Av. Meriç Eyüpoğlu, “Gözaltına alındığından bugüne kadar o kadar çok hak ihlali oldu ki, bunların çoğu haber bile olmadı. Şebnem Fincancı, Sincan Cezaevi’nden buraya getirilirken, bir minibüse bindirilmiş, camekanlı kapalı bir alanda kilitli haldeyken, kendisi dışında yedi tane jandarma görevli varken, buraya kadar kelepçeli halde getirilmiş” dedi.
Örgüt propagandası yaptığı iddiasıyla 7,5 yıl hapis cezası istemiyle yargılanan Türk Tabipleri Birliği (TTB) Başkanı Şebnem Korur Fincancı hakkında mahkeme ilk duruşmada tutukluluk halinin devamına karar verdi. Bir sonraki celse 29 Aralık gününe ertelenirken, duruşma sonrası Çağlayan Adliyesi önünde basın açıklaması yapıldı.
“FİNCANCI, SİNCAN CEZAEVİNDEN BURAYA KADAR KELEPÇELİ HALDE GETİRİLMİŞ”
Açıklamada ilk olarak söz alan Avukat Meriç Eyüpoğlu, Fincancı’nın gözaltına alınmasından itibaren yaşadığı hak ihlallerinin gündem olmadığını belirterek, tepki gösterdi. Eyüpoğlu, “Maalesef bugün gördüğümüz ülkedeki ne ilk skandal ne de belli ki son skandal olacak. Gözaltına alındığından bugüne kadar o kadar çok hak ihlali oldu ki, bunların çoğu haber bile olmadı. Bu dava dokunulması istenmeyen, haber yapıldığı zaman RTÜK’ten ceza gelebilecek olan, erişimin engellenmesi tehdidiyle karşı karşıya kalınan bir dava olduğu için aslında bu hak ihlalleri yeterince duyurulamadı. Bu ülkenin hakimleri ve savcıları adil yargılamanın ne olduğunu bilmiyor. Şebnem Fincancı, Sincan Cezaevi’nden buraya getirilirken, bir minibüse bindirilmiş, camekanlı kapalı bir alanda kilitli haldeyken, kendisi dışında yedi tane jandarma görevli varken, buraya kadar kelepçeli halde getirilmiş” dedi.
“BU ÖRGÜTLÜ KÖTÜLÜKLERİN SONU GELECEK”
TTB Merkez Konseyi adına basın açıklamasını ise TTB 2. Başkanı Ali İhsan Ökten okudu. Ökten’in açıklamasından öne çıkan satır başları ise şöyle:
“Türk Tabipleri Birliği ve tabi ki Türkiye için emek, demokrasi ve sağlık adına zor bir günden daha geçtik. Adaletle asla bağdaşmayacak bir kararla karşı karşıya kaldık. Hukuku bir baskı aracı olarak kullanan siyasi erkler biliyoruz ki, bugüne kadar birçok demokrasi dışı uygulamada olduğu gibi, ileride bu kararı da sahiplenmeyecek ve birbirlerini suçlayacaklardır. İdam cezalarına karşı çıkan; bunun için yargılanan TTB Başkanlarımızdan Nusret Fişek’i bizler bugün de gurur ve minnetle anıyoruz; ancak onları yargılayan 12 Eylül darbecilerini kimse ne minnetle ne de gururla anıyor. Hekimliğin ve TTB’nin; yaşam ve sağlık için bizlere ışık tutan onurlu tarihi, bu karanlığı da birlikte aşmamızı sağlayacak. Dün olduğu gibi yarın da iyi ve doğru için; bilim ve etik son sözü söyleyecek.
Şebnem hocamızın tutukluluğundan bu yana da kendisiyle ve TTB ile dayanışmasını her zaman gösteren kurumlarımıza, dostlarımıza teşekkür ediyoruz. En büyük teşekkürü de, siyasi popülizme ödün vermeyip halkın sağlığı için mücadele eden biz hekimlere sahip çıkan, topluma ediyoruz. Dayanışmanın ezilenlerin inceliği olduğunu bir kez daha gördük. Biz hekimler toplumun sadece bir parçasıyız ve biliyoruz ki hepimiz birbirimize muhtacız. Elbet bu örgütlü kötülüklerin sonu gelecek; bu topraklarda barış, umut, emek, sevgi hâkim olacak.
Şebnem Hocamız belki bugünlük yanımızda olamadı ama Hocamızın “aynı umutlu ve eylemci iyimserlikle mücadeleye devam…” sözleriyle kendisi üzerine sorumluluk aldığı gibi bizlere de büyük bir sorumluluk yükledi. Bu sorumluluk öncelikle TTB’nindir: Ancak yalnızca bizim değil aynı zamanda gelecek güzel günlere inan tüm emek demokrasi güçlerinindir de… Bizler susmuyoruz; korkmuyoruz ve birilerine inat, hiçbir yere gitmiyoruz. Güzel günlere olan inancımızla bizleri yalnız bırakmayan tüm dostlarımıza, kamuoyuna bir kez daha teşekkür ediyoruz.”
PİRHA/İSTANBUL
Yoruma kapalı.