PİRHA-Aydın Efeler’de tekrar yapılan oy sayımının durdurulmasıyla birlikte HDP Aydın İl Örgütü, Aydın İl Seçim Kurulu’na itirazda bulundu. Aydın’da yaşanan gelişmeleri değerlendiren HDP Aydın Milletvekili adayı Ferhat Tunç, “Bugünden sonra ne halkımı ne de partimi yalnız bırakacağım. Benim için her şey yeniden başlıyor” dedi.
Sanatçı Ferhat Tunç, 24 Haziran seçimlerinde Aydın’dan milletvekili adayı olmuştu. Seçim çalışmaları kapsamında Aydın’ın her yerinde çalışmalar yapan Tunç’a halktan büyük ilgi vardı. Gittiği her yerde coşkuyla karşılanan Tunç, ilk oy sayımında Aydın’dan HDP milletvekili seçildi ancak yurt dışı oylarının sayılmasının ardından Aydın’daki vekilliği AKP’ye geçti. HDP Aydın’daki seçim sonuçlarına itiraz ederek oyların yeniden sayılması için Efeler İlçe Seçim Kurulu’na başvuruda bulundu. Efeler ilçesinde yeniden sayıma başlandığı sırada sayımın iptal edilmesi üzerine HDP Aydın İl Örgütü bir üst kurul olan Aydın İl Seçim Kurulu’na itirazda bulundu.
BARAJ İÇİNDE BARAJ
Seçim sürecinden başlayarak Aydın’daki bu gelişmeleri değerlendiren Ferhat Tunç, erken bir seçim olmasına rağmen kısa zamanda hem örgütü toparladıklarını hem de seçim çalışmalarını örgütleyerek son derece başarılı bir seçim çalışması ortaya koyduklarını kaydetti. 1 Kasım seçimlerine oranla HDP’nin oyunun 23 bin arttığını ve Aydın’da aldıkları oyun bir vekilliğe fazlasıyla yettiğini ifade eden Tunç, “Maalesef çıkarılan bu yeni ittifaklı seçim düzeninden kaynaklı AKP bu hakkımızı gasp etmiştir. Partimize baraj içinde baraj uygulamıştır” ifadelerini kullandı.
Devletin Ege Bölgesi’nde HDP’nin İzmir dışında bir yerde milletvekili çıkarmaması için her şeyi yaptığını, kitleler üzerinde başta ekonomik vaatler-yalanlar olmak üzere birçok yöntemi kullandığını gözlemlediklerini kaydeden Tunç, özellikle Aydın, Manisa gibi illerde devletin Kürtlerin parlamentoya gitmemesi üzerine çalışma yürüttüğünü her iki ilde de ciddi oranda geçersiz oyların olduğunu ve bu geçersiz oyların özellikle HDP’nin güçlü olduğu mahallelerde olduğunun tesadüf olmadığını işaret etti.
“HAKKIMIZ ÜZERİNDE AKP VE MHP KAVGA EDİYOR”
“Hem ittifak yasası ucubeliği hem de bu geçersiz oy tuzağıyla vekilliğimizin engellendiğini düşünüyorum” diyen Tunç, sözlerini şöyle sürdürdü:
“%9.50 ile normalde kazandık. İttifak içerisindeki oyların ittifaktaki diğer partiye sayılmasıyla önce MHP’ye, yurt dışı oyları dağılımıyla da hakkımız AKP’ye geçmiştir. Üç bin iki yüz oy farkla hakkımız ittifaka geçmiştir. Bu küçük farkın oluşmasında geçersiz oyların olduğu kesin. Güçlü olduğumuz Efeler’in iki seçim bölgesinde geçersiz oyların yüksek olması da bunun kanıtı. 3201 oy almamızla ittifaka rağmen hakkımız olan vekillik bizde olacaktı. Oyun içinde oyun ve barajlarla birçok yerde olduğu gibi burada da hakkımız resmen gasp edilmiştir. Trajikomik olan, bu hakkımız üzerinde dört gündür AKP ve MHP’nin kavga etmesi. Kendi hakları olmayan bir vekillik üzerinde yaptıkları kayıkçı kavgası resmen haramzadeliktir.”
“YSK’YA BAŞVURACAĞIZ”
Aydın’da 16 bin oyun geçersiz sayılmasının manidar olduğunu ve bu geçersiz oyların oranının kendilerini harekete geçirdiğini söyleyen Tunç, “İtiraz için İlçe Seçim Kurulu’na başvurduk. Başvurumuzu kabul edildiği, oyların yeniden sayılacağı haberi üzerine parti yetkililerimizle Seçim Kuruluna gittik. İlçe Seçim Kurulunda yetkili olan arkadaşımız, mahzene indikten sonra ilk torbanın açıldığını, sayım yapıldığını ancak kurulun son anda kendi kararından vazgeçip sayımı durdurduğunu belirtti. Bizim ulaştığımız bilgiler, bir talimatla bu sayımın durdurulduğu ve kararlarından vazgeçildiği yönünde. Bu gelişmenin ardından bir üst kurula yani İl Seçim Kurulu’na itiraz dilekçemizi verdik. Bizimle birlikte, oyların yeniden sayılması için hem CHP hem de MHP itirazda bulundu. MHP’nin bu kararını son anda yumuşattığını ve son anda vekillik talebinden vazgeçtiğini duyduk. Şu ana kadar İl Seçim Kurulu’nda bir gelişme yok. Muhtemelen gün içerisinde lehte veya aleyhte bir kararın çıkacağını bekliyoruz. Olumsuz olması durumunda bu kez YSK’ye başvuracağız” dedi.
“MESELE MECLİSTE OLUP OLMAMAK DEĞİL”
Halkın verdiği her oyun kıymetli olduğunu vurgulayan Tunç, halkın iradesine her yerde sahip çıkacaklarını belirterek “Bu ısrarım bir vekillik koltuğu veya makam için değildir. Halkımın bin bir zahmetle, emekle, alın terinin katkısıyla yaptığı çalışmalara sahip çıkmaktır. Gasp edilen, bir halkın iradesidir. Bunun için mücadele ettik. Bu mücadele neticesinde 70 bin oy aldık. Bu 70 bin irade yok sayılamaz. Aydın halkının bizden beklentisi de bu yöndedir. Halkımızın umutlarını, sevincini çok gören bu hırsız düzene karşı mücadelemiz sürecek” şeklinde konuştu.
Seçmenin asla ümitsiz olmaması gerektiğine dikkat çeken Tunç, bu çarpık sistemin bir gün mutlaka sonlanacağını kaydederek “Ben kendimi seçilmiş olarak görüyorum ve halkımız da seçtiğini görsün. Mesele Meclis’te olup olmamak değil. Bu bir süreçtir ve illa bir gün halkımızın temsil edilme özlemi giderilecektir. Bu inanç ve azimle çalışmalara ve mücadeleye devam diyoruz. Açıkça, hile ve hırsızlıkla bu ülkede bir seçim darbesi yapılmıştır” diye ifade etti.
“MÜCADELE HER ALANDADIR”
Siyasetin ağır sorumluluk gerektiren bir mevzi olduğunu söyleyen Tunç, 35 yıllık sanat hayatında sadece şarkı söyleyen bir insan olmadığını mücadele insanı olduğunu belirterek sözlerini şöyle sürdürdü:
“Milletvekili olmadınız diye halka sırtınızı dönüp gidemezsiniz. Bu sorumluluk bilinciyle son üç gündür ilçe ilçe dolaşarak halkıma teşekkür ediyorum. Onlarla olduğumu, mücadele ve hayatın devam ettiğini, dün olduğu gibi bugün ve yarın da beraber olacağımızı anlatıyorum. Kuşkusuz duygusal anlar da yaşıyoruz. 35 yıllık sanat hayatımda sadece şarkı söyleyen bir insan olmadım, mücadele insanı da oldum. Partimizin bana uygun gördüğü bu görevi geri çevirmek benim mücadeleci kimliğime yakışmazdı. Mücadele her alandadır. Aydın’ı da bir mücadele alanı olarak gördüm ve bu görevi büyük bir onurla kabul ettim. Hakkını verdiysem ne mutlu bana, gerisini halkımızın teveccühlerine bırakıyorum.
“HER ŞEY YENİDEN BAŞLIYOR”
Sanatçı kimliğimle ön plana çıksam da hiçbir zaman siyasetten ve insan hakları mücadelesinden uzak değildim. Kah yakılan bir köyde, kah bir kayıp treninde Cumartesi Anneleri’yle ağıt yaktım. Güçlükonak’ta, Cizre’de ölüm kusan zulmün karşısında durdum. Halkım isterse, çıkar, alanlarda ağıtlarını, sevinçlerini sazımla dile getiririm. Aydın’da olduğu gibi halkım isterse yollara düşüp siyasetini yaparım. Bugünden sonra siyasette daha güçlü katılımı bir görev olarak görüyorum. Aydın’da aldığım mesajla partimin her kulvarında siyasi hayatıma ve mücadeleme devam edeceğim. Bugünden sonra ne halkımı ne de partimi yalnız bırakacağım. Gerekirse partimin mercilerinde yer alarak siyasetteki ısrarımı ve çalışmalarımı sürdüreceğim. Benim için her şey yeniden başlıyor.”
PİRHA/AYDIN
Yoruma kapalı.