PİRHA-DAD Basın Sekreteri, tarihçi-yazar Bülent Felekoğlu, Xizir ayına ilişkin yaptığı değerlendirmede, Xızır’ın sadece Alevi inancındaki dokusunda değil, bütün toplumlar içerisinde, özellikle Ortadoğu ve Mezopotamya’da bir karşılığı olduğunu belirterek, “Ya Xizir dediğimizde tüm zamanla ve tüm mekanla birlikte ayağa kalkma gayretini kendi bedenimizde ikrarlaştırdığımızı görürüz” dedi.
Demokratik Alevi Dernekleri (DAD) Genel Basın Sekreteri, tarihçi-yazar Bülent Felekoğlu içinde bulunduğumuz Xizir ayına dair konuştu.
Bir çok yazılı kaynağa, sözlü aktarımlara ve inancın kendi dokusundaki haline, duygusuna bakıldığı zaman temel bir hakikatin ortaya çıktığını belirten Felekoğlu, “Xizir’ın sadece Alevi inancındaki dokusunda değil, bütün toplumlar ve halklar içerisinde, özellikle Ortadoğu ve Mezopotamya’da bir karşılığı var. Bu kutsal metinlerde de böyledir. Bu da hakikate ya da peygamberliksel tüm çıkışlarda Xizir-i bilgiyle karşılaşmanın veya Xizir-i bilgiyi almadan o hakikate ermeden peygamberleşmenin de gerçekleşmediği, hakikat kapısının da açılmadığı, kadim bilgi manasını görüyoruz” dedi.
“XIZIR, YAŞAM BULMA, YAŞAMIN YENİLENMESİ KARŞILIĞIDIR”
Arapça’da yeşillik anlamına gelen Xizir’ın bütün metinlerde ‘yaşam bulma, yaşamın yenilenmesi’ karşılıklarının bulunduğunu ifade eden Felekoğlu, şöyle devam etti:
“Örneğin Xizir, Kürtçe’de saf düşünce, saf ruh, saf ışık anlamlarını kendi içinde barındırıyor. Bunlarla birlikte zor zamanlarda insanın, varlığın darına yetişen hakikat hali olarak karşımıza çıkıyor. Dokusunda ise ikrarlı ruhun yaşam halinin, Xizir-i hakikatin bilgisi olduğunu çok net görebiliyoruz. Bizim toplumumuzda Xizir ayı, kırk günlük bir evredir. Anadolu ve Mezopotamya halklarında ise Nevroz ve Hıdırellez’e bağlanan kırk günlük doğanın kendi içerisinde ikrarlaşması sürecidir. Yani toplumun birbiriyle yar ve dar olması süreci Xizir ayı olarak belirtiliyor.”
“CAN KENDİ TOPRAĞINA DOĞAR”
“Ya Xizir dediğimizde tüm zamanla ve tüm mekanla birlikte ayağa kalkma gayretini kendi bedenimizde ikrarlaştırdığımızı görürüz” diyen Felekoğlu, “Can kendi toprağına doğar ve o toprağa doğarken doğması istenmeli, o da doğmayı istemelidir. Xiziri hakikat bu doğmayı isteyen ve doğması istenen hakikatin akan zaman bilgisidir. ‘Ya Xizir’ dediğimiz her halde aslında tüm zamanın ve tüm mekanın ikrarlı gücünü ve ikrarlı halini çağırıyoruz. O gayreti kendimizle birlikte hissetmek istiyoruz” diye konuştu.
“Hakk bir deryadır ve biz onun içinde bir damlayız.” ifadesini kullanan Felekoğlu, şunları dile getirdi:
“Bizim damla halimizin tüm deryaya ulaşması gayreti Xizir gerçeği, hakikatidir. Xizir’ı kişiye indiren bireye, tek bir varlığa indiren yaklaşım, bizim inancımız açısından daraltılmış bir yaklaşımdır. İlk zerreden bugüne kadar bir birlik hali vardır. Kış ayındayız, Xizir günlerindeyiz. Xizir cümle varlığa birbirine niyaz olma, cümle varlığa iyiliği dileme ve iyiliği açığa çıkarma iradesi versin.”
Diren SATI/İSTANBUL
Yoruma kapalı.