Alevi Haber Ajansi

FEDA ve DAKB: Kurtulmuş’un sözleri Alevi soykırımını kutsayan bir zihniyetin ürünü

PİRHA- FEDA ve DAKB, TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’un Şah İsmail ve Yavuz Sultan Selim’e ilişkin sözlerini “Alevi soykırımını kutsayan, ayrımcılığı derinleştiren ve barışı zedeleyen” bir zihniyetin ifadesi olarak nitelendirdi.

Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş’un, “Anadolu topraklarını baştan aşağı zulümle inleten Şah İsmail’e karşı, Yavuz Sultan Selim ile İdris-i Bitlisi’nin yapmış olduğu ittifak, Anadolu’daki Müslüman toplulukların birlikte var olmasına neden olmuştur” yönündeki açıklaması, Alevi kurumlarının ve demokratik çevrelerin tepkisini çekmeye devam ediyor.

Demokratik Alevi Federasyonu (FEDA) ve Demokratik Alevi Kadınlar Birliği (DAKB) tarafından yapılan açıklamada, bu sözlerin münferit bir yorum olmadığı, aksine Aleviler tarafından lanetlenen Yavuz Sultan Selim’e övgüler dizilerek, bir halkın tarihsel kırımının meşrulaştırılmaya çalışıldığı vurgulandı. Açıklamada, “Bu yaklaşım, Alevi soykırımını itiraf etmek ve soykırımcı zihniyeti kutsamak anlamına gelmektedir” denildi.

“OSMANLI ALEVİ VE KÜRTLERE KIYIM, İNKAR POLİTİKASI UYGULADI”

FEDA, Osmanlı’nın 1473 Otlukbeli Savaşı’ndan itibaren özellikle Kürt coğrafyasında yürüttüğü işgal ve kıyım politikalarına dikkat çekerek, 1501 yılında Hacı Bektaş Dergâhı’na Balım Sultan’ın kayyum olarak atanmasını ve 1514 Çaldıran Savaşı öncesi on binlerce Kürt ve Türkmen Alevi’nin katledilmesini hatırlattı.

Açıklamada şu ifadelere yer verildi:

“Osmanlı Devleti; 1473 Otlukbeli savaşı ile Kürdistan’da kurulu Türk ve Türkmen beyliklerini yıkarak Kürdistan’i işgal eder. Osmanlı o tarihten itibaren başta Aleviler olmak üzere farklı halkların ve inançların kıyımı ve soykırımında sınır tanımaz. 1501’de Hac-ı Bektaşi Veli Dergahı’na Balım Sultan’ı kayyum olarak atayan Osmanlı, 1514 Çaldıran savaşına kadar onbinlerce Kürt, Türkmen Alevi’sini katleder. Bu süreçte Kürdistan Osmanlı-Safavi Devletlerinin iktidar savaşlarına sahne olur. Şah İsmail, Alevilerin HZ. Ali ve Ehl-i Beyt sevgisi ve hassasiyetini suistimal ederek onları kendi iktidarına yedeklemeye çalışır. Yavuz’da Sunni ve Şafi Kürtlerin İslam’a bağlılığını suistimal ederek onları yayılmacı ve işgalci zihniyetine yedeklemeye çalışır.

İki iktidarcı ve hegemonik güç, Aleviler ile Müslümanları olduğu kadar Kürtleri de kendi içinde ayrıştırarak kin, nefret ve düşmanlık üretirler. O gün bugündür kesimler arasında devam eden bu ayrıştırma ve düşmanlaştırmadan halklar ve inançlar kaybetmiş, iktidar sahibi egemenler kazanmıştır.

“KURTULMUŞ’UN SÖZLERİ DÜŞMANLAŞTIRMAYA HİZMET EDİYOR”

Numan Kurtulmuş’un söylemi kardeşleşmeye değil, düşmanlaştırmaya hizmet etmektedir. Öteki olanı, farklı olanı kabuletmemeye hizmet eden bu söylem; aynı zamanda asimilasyon, katliam ve soykırımda ısrarcı olacaklarını da çağrıştırmaktadır. Kürt Siyasal Hareketi ile başlayan diyalog ve barış sürecine denk düşen bir söylem olmadığı gibi Alevileri ve onların eşit vatandaşlık haklarını görmeyen, kabul etmeyen retçi ve inkarcı zihniyeti yansıtmaktadır.

Kardeşlik hukuku, sevmeyi, saygı duymayı, dayanışmayı, ortaklaşmayı ve eşit haklar sahibi olmayı gerektirir. Halklar ve inançlar arası kardeşlik hukuku kurulacaksa başta sorumlu pozisyonlarda olanlar olmak üzere herkes diline, söylemine dikkat etmelidir. Biz FEDA olarak, TBMM başkanı Numan Kurtulmuş’un, farklı halklara ve inançlara zulüm, kırım ve inkar anlamına gelen, yeni bir İdris-i Bitlisi ve Yavuz anlayışını red ediyoruz.

Ülkedeki tüm halkların ve inançların özgür ve eşit vatandaşlar olarak yaşayacağı , Demokratik Toplumda ortak yaşamak istiyoruz. 72 Millete bir nazardan bakan 20 milyon Aleviyi görmeyen, itibarsızlaştıran, katli vacip anlayışını çağrıştıran bu söylemini Numan Kurtulmuş derhal geri almalıdır. Meclis Başkanı olarak yapması gereken; halkların ve inançların barış içinde ortak yaşamının yolunu açmalıdır.”

(HABER MERKEZİ)

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.